- Çapkın İmparator Jul Sezar (MÖ 100-44), Bitinya Kralı Nicomedes’e oğlanlık ettiği söylentisini üzerinden asla atamamış, ondan “her kadının kocası ve her erkeğin karısı” diye bahsedilmiş; siyasi rakipleri bu büyük lekeyi, Asya’dan dönerken korsanlar tarafından kaçırıldığında yozlaşmış Doğu zevklerini edinmesine bağlamıştır.
- Romalılar barbarlar (uygarlaşmamış, kaba saba, ilkel topluluklar) diye nitelendirdiklerini, uzak yerlerden gelenleri, moron, kültürsüz, insan müsveddesi ve tek bir beyin hücresi bile olmayan tipler olarak görme eğilimindeydiler.
- İmparator Valerianus ile Pers hükümdarı I. Şapur arasındaki savaşta yenilen ve esir düşen imparatora yapılan işkenceler ileri bir tarihte Hıristiyan bir tarihçi tarafından kaleme alınmıştır.

Atilla Paris üzerine yürüyor, eskiz. Jules-Elie Delaunay (1828-1891), Musée d’Orsay.
Fotoğraf: WahooArt.com

1514 yılında büyük usta Rafaello Sanzio (1483-1520), 452 yılında gerçekleştiğine inanılan Büyük Leo – Atilla buluşmasını Vatikan’da betimlemiştir. Efsaneye göre bu buluşma sonrasında Atilla, Roma üzerine yürümekten, İtalya’yı fethetmekten vazgeçmiştir. Rafaello, Kuzey İtalya’da, Mantua yakınlarında geçtiği düşünülen olayı Roma’da geçiyor gibi göstermiş, tablonun üst kısmında ise Azizler Peter ve Paul’ü ellerinde kılıçlarla betimlemiştir.
Fotoğraf: http://www.museivaticani.va
- 376 yılında Roma sınırlarına ulaşan Hunlar’ı, tarihçi Ammianus şöyle anlatıyor: “Mars’ın (Savaş Tanrısı) gazabından doğan yıkım ve her türlü felaketin tohumu ve kaynağı, her yere eşi benzeri görülmemiş bir öfkeyle saldıran Hunlar….” Ertesi yıl, Hunlar’ın yarattığı baskı, Gotlar, Vizigotlar, Franklar, Alanlar adıyla anılacak olan birleşik Cermen kavimlerini Batı Avrupa’nın içlerine doğru sürdü. Hunlar’ın atlı okçularının çok hızlı atıcılar oldukları ve her iki saniyede bir hedeflerini vurabildikleri iddia edilir. 440’larda Attila İtalya’nın kuzey kesimlerine girmişti. Hıristiyanlara göre Attila, flagellum Dei, yani Tanrı’nın Kırbacı, ahlaki yozlaşmaya karşılık göklerin intikamını almak üzere O’nun tarafından gönderilmiş bir musibetti. 453 yılında gerdeğe girdiği gece boynundaki varisli damarların patladığı ve kendi kanında boğularak öldüğü söylenir.
- Besteci Haydn’ın ve birçok sanatçının hamileri olan varlıklı Macar aile Esterhazy’ler, soylarının Attila’ya kadar uzanmasıyla böbürleniyorlardı.
- 1846 yılında Verdi, Attila adında bir opera besteledi.
- 1870 yılında I. Kayzer Wilhelm ve emrindeki Alman ordusu, Fransa’yı baştan sona yakıp yıkarak boydan boya geçtiğinde, Fransızlar Almanları 451 yılında aynı rotayı izlemiş olan Attila’ya ve Hunlar’a benzetmişlerdi. Attila ve Hunlar’ın adı, on beş yüzyıl sonra bile, barbarlık için kullanılan bir mecaz haline gelmişti.
- Rudyard Kipling (1865-1936), şiirlerinde Alman emperyalizmine saldırırken utanmaz Hunlar’dan dem vurmuştu.
Yararlanılan Kaynak
Geldim, Gördüm, Yendim, Peter Jones, Say Yayınları, 2016. Sayfa 172, 344, 354, 357, 359.
Leave A Reply