
Saraçhane’de yer alan 524-527 yılları arasında yapılmış Aziz Polyektos Kilisesi Latinler şehre girdiklerinde çok görkemli bir yapıydı. Burası tam anlamıyla talan edildi. Sütunlarının pek çoğu Venedik’e, San Marco ’ya, birkaç tanesi ise Barcelona’ya götürüldü. Buradan alındığı düşünülen, Pala d’Oro adlı ünlü eser de San Marco ’da sergilenmektedir.
Pala d’Oro’nun yapımı 10-14. Yüzyıllarda devam etmiş, son halini 1342’de almıştır. 250 parça çok ince altın ve mine işlemeli, yapım tekniği Bizans kökenli bu altar perdesi, değerli taşlar ve incilerle de süslenmiştir. En üst bölümdeki plakların ortasında baş melek Mikail, iki yanında İsa’nın hayatından sahneler; alttaki geniş bölümün ortasında ise takdis eden İsa, etrafında dört İncil yazarı, İsa’nın ve San Marco’nun hayatından sahneler yer almaktadır. Bu Ortaçağ şaheserinin Venedik resim sanatı üzerindeki etkisi çok büyük olmuştur.
- Konstantinopolis’te yüzyıllarca toplanmış kıymetlerin bir kısmı Latinler tarafından ya ülkelerine götürüldü, ya da para basmak amacıyla eritildi. Eşsiz kutsal emanet koleksiyonu da Bizans’a bırakılmadı. İsa’nın çarmıhının parçası, Dikenli Tacı, Meryem’in başörtüsü ve kuşağı olduğu düşünülen kutsal emanetler hem şehrin koruyucusu hem de emanetlerin saklandığı saray şapelinin sahibi olan imparatoru İsa’nın yeryüzündeki eşiti kılıyordu. Fransa Kralı VII. Louis ’ye İkinci Haçlı Seferi sırasında gösterilen emanetler, kralın torunu IX. Louis Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Dikenli Tacı ülkesine götürmüş, bu röliği saklamak için Sainte Chapelle’i inşa ettirmişti. Bu olay Paris’in Fransa kraliyet başkenti olmasında önemli oldu.
- Venedik, uzun yıllar Doğu Roma egemenliğinde yaşamıştı. Konstantinopolis’ten götürülen örnekler de Bizans etkisini devam ettirmişti. San Marco, Konstantinopolis’teki Kutsal Havariler Kilisesi veya diğer adıyla Havariyyun Kilisesi örnek alınarak yapılmıştı. 6. yüzyılda, Justinyen zamanında inşa edilen bu kilise, Aya Sofya’dan sonra başkentin en büyük ikinci ibadethanesi idi. 1453 yılında şehir Osmanlı’nın eline geçince bu kilise, Fatih tarafından Ortodoks tebaaya geçici Patrikhane olarak kullandırılmış, ancak 1461 yılında Fatih Camisi’nin inşası için yıkılmıştı. Zaman içinde ilaveler yapılmıştır ama San Marco Bazilikası bu kiliseyi beş kubbesi, Yunan haçı planı ile örnek almış, bazilikanın inşası tamamen Bizans stili olarak başlamıştır.
- San Marco’nun mozaik sanatı da Bizans mozaik sanatını stil ve formlarıyla örnek almıştır. Yerel işlikler uzun yıllar Bizanslı ustalar tarafından yönetilmiş, ancak 13. yüzyıldan sonra Bizans stiline batı sanatı ögeleri ilave olmuştur. Venedikli mozaik sanatçılarının, Dördüncü Haçlı Seferi sonrası Venedik’e getirilen, 5.-6. yüzyıldan kalma el yazmasındaki (Cotton Genesis’deki) minyatürlerden esinlendiklerine kesin gözüyle bakılmaktadır.
- San Marco’nun hazinesine ilaveten dış cephesinde de Bizans’tan getirilen eserlerden pek çok parça yer almaktadır.
- Bizans mimari geleneğinin karakteristiklerinden biri olan uzatılmış kemerler Venedik’te de çok kullanılmıştır.
- Kolonların arasını bağlamak için kullanılan ahşap bağlantılar bir Bizans mimarisi icadıdır. Bu ilaveler, zemini sağlam olmayan Venedik’te de duvarların çatlamasını önlemek için kullanılmıştır.
- Sanat tarihinde “Venedik-Bizans mimarisi” adı verilen bir stil vardır.
Leave A Reply