
Sofya’daki Aleksandr Nevski Katedrali Balkanlar’ın Belgrad’dakinden sonra ikinci büyük katedrali.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, 2018.
- Osmanlıların 1768-1774 yılları arasında Ruslarla yaptıkları ve tam bir yenilgiyle sonuçlanan savaşın sonunda imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlılar, Kırım’ı ve Karadeniz üzerindeki kontrolünü kaybetmiş, Eflak ve Boğdan’a geniş özerklikler vermek ve Rusya’nın Ortodoks Hıristiyanlar üzerinde hamiliğini tanımak zorunda kalmıştı. Bu antlaşmayla kazandıklarını yeterli görmeyen II. Katerina, Avusturya İmparatoru II. Josef ile 1782’de bir anlaşmaya varmıştı. Yapılan planda Bulgaristan, Makedonya ve Yunanistan Rusya’nın payına düşecek, başkenti İstanbul olan ve Katerina’nın torunu Konstantin’in tahta tahta oturacağı bir Bizans İmparatorluğu kurulacaktı.
- 19. yüzyılın ortalarına kadar Bulgaristan’da büyük şehirlere ve kasabalara Müslüman-Türkler ve Rumlar egemendi. Bulgarlar daha çok kırsal alanda ve dağınık halde yaşıyorlardı.
- Bulgar köylüler zaman zaman Babıali’ye karşı ayaklanırlardı ancak bağımsızlık yönünde bir girişimleri olmamıştı.
- 1809 yılında Sırplar Napolyon’a mektup yazdılar. Sırbistan’ın kaderini onun ellerine bıraktıklarını, bütün şehirlerini onun ordularına teslim edeceklerini bildirdiler. Büyük Napolyon da onlara para, topçu subayı, lağımcı ve mühendis göndererek yardım edebilirdi. Bu parayla Sırp ve Bulgar gençleri silahlandırılacaktı. Babıali ile dostluk ilişkisini bozmak istemeyen Napolyon, sultana başkaldıranları himaye etmeyecekti; ancak Osmanlı İmparatorluğu İngiltere’nin sözüne kanar da Fransa’ya savaş açarsa, o vakit yardım almayı hesaba katabilirlerdi. Aynı türden bir teklif Sırplar tarafından Avusturya’ya da sunulmuştu.
- Selanik, İstanbul, İzmir, Romanya ve Rusya’da, Çorbacı diye anılan Bulgar tüccarların öncülüğünde 1835’ten itibaren Bulgarca eğitim veren okullar açılmıştı. Bu okullarda ulusal bilinci artırıcı yönde eğitim veriliyordu.
- Bulgarlar, 1855’te Doğu Rumeli’nde Bulgaristan’a bağlanmak için gösteriler yapmaya başlamıştı.
- Bulgaristan, 1878 Berlin Antlaşması’na aykırı bir tutumla, Doğu Rumeli Eyaleti’ni ilhak ettiğini ilan etti. Bir savaş durumunda Bulgarların Sırplarla birleşmesinden çekinen II. Abdülhamit Bulgaristan’ın Doğu Rumeli’ni ilhak etmesine razı oldu. Sırp Kralı Milan, Doğu Rumeli’nden pay istedi ama Bulgar Prensi Alexandr onu savaşta yendi. Rusya’dan yardım almadan bunları başarabilen Prens Alexandr, Rusya’yı rahatsız etti ve Rus yanlısı subayların baskısıyla 1886 yılında Bulgar tahtından çekilmek zorunda kaldı.
- Bulgarlar Doğu Rumeli gibi Makedonya’yı da önce özerk kılmak, sonra ilhak etmek istiyorlardı. Sabotajlar, kamuoylarına duyarlı hükumetlerin Osmanlı yönetimine baskıyı artırması, huzursuzluğun devamı ile Makedonya’ya otonomi kazandırmak, ardında da “Bulgar asıllı” Makedonların (Bulgaristan’da 15 bin Makedon yaşıyordu) baskısıyla Bulgaristan’a katılım gerçekleşirdi. Aynı yöntemi Sırplarla Yunanlar da düşünüyordu. Bulgar komitacılar halktan zorla veya gönüllü topladıkları bağışlarla, Yunan çeteleri ise 1921’de kurulan Yunan devleti tarafından finanse ediliyordu. Makedonya dağları Bulgar komitacılar, Yunan çeteciler ve Aziz Sava Örgütü’ne mensup Sırp Çetniklerle doldu; bölge Avrupalılar tarafından barut fıçısı olarak tanımlandı.
Aleksandr Nevski Katedrali, Aziz Sava Örgütü, Balkanlar, Belgrad, Bulgar Prensi Alexandr, Bulgaristan, Bulgaristan'a Dair, Doğu Rumeli, Doğu Rumeli Eyaleti, II. Abdülhamit, İstanbul, İzmir, Küçük Kaynarca Antlaşması, Makedonya, Napolyon, Romanya, Selanik, Sırp Çetnikler, Sırp Kralı Milan, Sofya
Leave A Reply