- Epistemoloji, felsefenin şeyleri nasıl bildiğimizle ilgilenen dalıdır. Postmodernistler, epistemolojiye ya da geçmişi nasıl bileceğimize ilişkin sorular, tarihi kimin yarattığına ilişkin sorular, dilin doğası ile yazının kendisine ilişkin sorular sorar.
- İnterdisipliner çalışmalar ve kültürlerarası yaklaşım ağırlık kazandı.
- Postmodern’lere göre insan sürekli oluşum içindedir. Hem her an çevresinden etkilenir hem de çevresini etkiler.
- Postmodern’de insana ve çevresine karşıt kavramlarmış gibi yaklaşmak, herhangi bir ayrımdan, kavramsal düzeyde söz etmek imkansızdır.
- Postmodern düşünce her türlü ayrıma ve sınıflandırmaya karşı çıkar. Ürünü açımlamak, tanımlamak amacıyla söylenen her söz Postmodern görüş ile çelişir.
- Sivil Toplum Kurumları’nın (NGO) yaygınlaşması da Postmodern dönemin bir gelişmesidir.
- Postmodernistler, Pozitivizmde eksik olan hoşgörüyü devreye soktular. Çok anlamlılık açık seçikliğin yerine geçti.
- Akıl sık sık bir kenara bırakılmazsa hiçbir ilerleme olamayacağını; özensizlik, fırsatçılık, kaos gibi görünen şeylerin bugün bilgimizin asli parçaları saydığımız kuramların gelişmesinde önemli rol oynadığını; bu sapmaların, hataların ilerlemenin ön koşulu olduğunu savundular.
- “Yönteme Hayır”, dediler; herşeyin bir arada yürütülmesi gerektiğini öne sürdüler. Postmodernistlere göre, gerçekçi ile fantastik, kentsel ile kırsal, teknoloji ile mitos bir arada olabilir.
- Modernizm’in yarattığı katı doktrinlerden, katı psikanaliz yaklaşımından daha kişisel olana, yerel olana geçildi.
- 1960’lı yıllar, psikologların altın devri oldu. Bir psikoloğa gitmemek, yani “domuz gibi sağlıklı olmak”, ayıplanacak bir şey olarak görüldü.
- 1970’lerde üst üste yaşanan ekonomik krizler ve AİDS ile 1980’lerde sağlıklı olmak, düşüş ve baş kaldırı yaşanan her kriz döneminden sonra olduğu gibi, tekrar önem kazandı. Jimnastik salonları “health center – sağlık merkezi” adını aldı. Alternatif yaşam deneyleri lanetlendi: AIDS, cinsel devrime verilmiş bir cezaydı. Dolayısıyla, tekeşlilik, sigara içmemek, doğal ürünlerle beslenmek, spor yapmak, stresten kaçınmak yeni amentü oldu.
- Postmodern dönemde dev şirketler hükümetlerden daha güçlü olmuş; medya, savaş meydanının yerini almıştır.
- Postmodern dönem, bilgi üreten ve dağıtan iş alanlarının geliştiği ve büyüdüğü bir dönemin adıdır.
- Birleşik benlik, bilginin doğası ve yapısı, politik istikrar, sosyal kuruluşların geçirdiği değişime uygun olarak pazar da değişim/parçalanma (fragmentation) geçirmiş, pazar gittikçe daha küçük parçalara ayrılmıştır. Bu duruma uygun olarak kendi farklılıklarının dikkate alınmasını isteyen yeni bir tüketici profilinin karşısında mikro pazarlama, bireysel pazarlama gibi pazarlama teknikleri gelişmiştir.
- Stratejik birlikler, ortak girişimler, dikey dağıtım sistemlerinin yazı sıra, güzel sanatlar, din veya müze gibi farklı alanlara da pazarlama metotlarının uygulanması ile işletme ve çevresi arasındaki sınırlar bulanıklaşmaktadır.
- Alt ve üst kültür farklılaştırmasının giderilmesi, hiyerarşinin aşınması, ticaret ile kültür arasındaki ayrımları da bulanıklaştırmıştır. AVM’lerin ortak alanlarını galeri olarak kullanmak, tarihi binaları ticari konaklama yerlerine dönüştürmek bu yaklaşımın sonucudur.
- Postmodernizm’in kurumsalcılık karşıtlığı hiyerarşiye, katı yapılanmaya, sistematik genelleştirmelere duyduğu antipatiye dayanır. Benzer şekilde, bürokratik ve hiyerarşik yapıda örgütlenen Modern organizasyonların yerini de daha çok öz-yeteneklere dayalı olarak yapılanmış esnek postmodern örgütler/işletmeler almıştır.
- Postmodern toplumda zaman darlığı içinde bulunan bireyler, ailesine ve kendine daha çok zaman ayırabilmenin arayışı içindedir. Benzer baskıları hisseden işletmelerin varlığıyla da bu dönemde, tam zamanında üretim (just-in-time production) ve tam zamanında pazarlama (just-in-time marketing) gibi uygulamalar önem kazanmıştır. Bu bağlamda sanal ortam, iletişim ve alışverişte sağladığı kolaylık ve zaman tasarrufuyla postmodern toplum bireyleri için umut ışığı olmaktadır.
- Modernizm için sadece üretim ekonomik ve moral açıdan değer yaratıcıdır. Postmodernizm hem üretimin hem de tüketimin birlikteliğine ve önemine vurgu yapar. Postmodern öneriye göre, tüketim olmadan üretim olmamakta, üretim olmadan da tüketim gerçekleşmemektedir ve bu karşılıklı var olma durumundan dolayı her ikisinin de önemi kabullenilmelidir.
- Postmodern toplumda durgun bir çevre mevcut yapının devam etmesi, bir başka ifadeyle yeniliğin ve yaratıcılığın kaybolması demektir. Oysa değişken bir çevre bireylerden esneklik, adaptasyon, hızlı düşünme ve karar almanın yanı sıra sürekli kendini yenileme becerisi istemektedir.
Postmodernizm, yeni bir düzen, yeni bir ruhun yaratılmasıdır.
AIDS, Çok anlamlılık, Epistemoloji, fragmentation, health center, hoşgörü, Jimnastik salonları, just-in-time marketing, just-in-time production, medya, Modernizm, Postmodernizm, Pozitivizm, psikanaliz, Sivil Toplum Kurumları, tüketim
Leave A Reply