- Freud’dan bu yana en tartışmalı psikanalist ve psikiyatr Fransız Jacques Lacan (1901-1981), Amerikalıların taktıkları lakap ile Fransız Freud, Ortodoks Uluslararası Psikanaliz Birliği’nden kendini kovdurduktan sonra Freud’a Dönüş Hareketi’nin öncülüğünü yaptı, Sigmund Freud’u çağdaş teorinin ışığında yeniledi.
- Psikoanalizin temel metinlerini sağlamış olan Freud, belli bir ölçüde benliğe vurgu yapmasına rağmen teorilerinin çoğu, biyolojik modellere dayandırılmıştır. Freud, ruhta içgüdüsel ve kültürel güçler arasındaki çatışmaların kaydını tutar.
- Lacan, psikanaliz çerçevesinde kalan ama Freud’dan çeşitli yönlerde uzaklaşan yeni okullara karşı çıktı, Freud’a geri dönmeyi savundu.
- Freud’un erken döneminde, 1900-1915, Freud’un temel sorunsalı bilinçdışı mekanizmasıydı. Lacan psikanalizi bilinçdışının bilimi ilan etti.
- Freud, zihinsel hayatın çatışmalarının çözümlenebileceğini savunurken, Lacan bu çatışmaların tamir edilemeyeceğini öne sürer; psikanalizin kültürel ve dilbilimsel alana yakınlaşması gerektiğini iddia eder. Çünkü onun savına göre, bilinçdışı dil gibi yapılandırılır. Bilinçdışı bilinemez ve yalnızca dilde yeniden yapılandırılır.
- Lacan’a göre dil durağan bir yapı değil, işleyen bir yapıdır. Sartre, Varoluşçuluk bir hümanizmadır derken Lacan, psikanaliz bir anti hümanizmadır der.
- Lacan, Freud’un bilinçdışının işleyişi hakkında ileri sürdüğü mekanizmaların aynen dilde de bulunduğunu gösterir. Esas buluşu budur. Bastırma, ancak dil sayesinde mümkündür. Dil, bilinçdışının koşuludur.
- Lacan’ın ünlü teorisine göre bebek, 6-18 ay arasında gerçekleşen Ayna Evresi’nde, kendi davranışını, yetişkinlerin ve diğer çocukların jestlerinde görür. Bu yansımada kendi imajını bulur ve bu imajla özdeşleşmeyi öğrenir. Bu, egonun oluştuğu evredir. Böylece benlik algısı, dışsal bir imajla ilişkilenir. Kimlik, içerden gelmek yerine, dışsal bir koşuldan oluşur. Yabancılaşma ve bölünme kimliğe en baştan yerleşmiş olur. Bunun sonucunda, yetişkin hayatta iç birliğe ve dengeye ulaşmak imkansızdır. Ayna Evresi, olmak kavramını psikanalize sokmuş olması bakımından önemlidir.
- Kişiliğin oluşması üç aşamada gerçekleşir. 6-8 ay arasındaki birinci dönem, üç buçuk yaşa kadar uzayabilen ikinci dönem ve yaklaşık 6 yaşa kadar uzayabilen üçüncü dönem.
Birinci dönem Freud’un oral dönemine denk düşer. Bu dönem yeterince aydınlatılamamıştır.
İkinci dönem, Freud’un anal dönemine denk düşer. Lacan’ın Ayna Evresi ve ikili ilişki dönemi adını verdiği Oidipus öncesini içerir.
Üçüncü dönem için Freud Oidipus karmaşasına işaret eder. Lacan için bu dönem, utanç duygusunun oluştuğu fallik dönemdir. - Lacan, Freud’un klasik id/ego/süperego üçlüsünün yerine İmgesel/Simgesel/Gerçek yapılarını koydu.
- Ünlü Lacancı üçleme GSİ: doğrudan yararlılığın Gerçeği (iyi sağlıklı besin, kaliteli otomobil vs); statünün Simgeseli (otomobil seçimi statü belirtmeye yarar vs.); haz verici ve anlamlı deneyimin İmgesel’idir.
- Lacan’a göre, bilinçdışı ancak dil edinildikten sonra var olmaya başlar. Ancak çocukluktaki imgesel evre dilden önce gelir ve dili edinmemize katkıda bulunur.
- Simgesel düzen, toplumsal yapılar sistemidir. Simgesel düzen eril bölgeye, ataerkil düzene aittir. İktidarın dildeki yeri, simgesel düzeni dayatan fallustur. Ataerkil düzen kadınları susturur. Kadınlar erkekler gibi imgesel düzenden simgesel düzene kaçamadıkları için dile sahip olmayan “ötekiler” olarak ebediyen dışlanırlar.
- Lacan’a göre kadında cinsel gereksinim ve arzu, arzunun sembolü olarak fallus üzerinde toplanır. Erkekte ise cinsel gereksinim, fallik nesneye metaforik bir tarzda ikame edilen bakire ile fahişe arasında kutuplaşır. Kadın için erkek sadece penise sahiptir, fallus değildir. İnsan eksiktir, kastredir, narsistik açıdan yaralıdır.
- Lacan’a göre benlik, geçici, değişken, tamamlanmamış ve açık uçlu arzular kümesidir. Bu nedenle, insan bütün olmayı amaçlayamaz.
- Lacan, sadece psikiyatri ve psikanaliz alanında değil, felsefe, antropoloji ve sinema kuramcıları üzerinde de çok etkili olmuştur.
- Postmodern Sinema bölümünde Lacan’dan tekrar söz edeceğiz.
anal dönem, anti hümanizma, Ayna Evresi, Çağdaş Sanat, Çağdaş Sanata Varış, ego, fallik dönem, fallus, Fransız Freud, Freud'a Dönüş Hareketi, Gerçek, id, İmgesel, imgesel evre, Jacques Lacan, kastre, narsistik, Oidipus öncesi, oral dönem, Postmodern Düşünürler, Postmodern Sinema, psikanaliz, Sigmund Freud, Simgesel, Simgesel düzen, superego
Leave A Reply