- Cinsel demokrasinin kökleri 1968 sonrası yıllarda ortaya çıkan karşı kültür ve cinsel özgürleşme hareketlerine uzanır. O dönemden başlayarak Batı’da cinsellik alanında doğal ve toplumsal düzen arasındaki sınırlar aşınmış; cinsiyet ilişkileri sekülerleşme yoluna girmiş; aile, üreme ve cinsel roller dinin ve toplumsal muhafazakarlığın boyunduruğundan çıkmıştır. Doğum kontrolü ve kürtaj hakkı savunulmuş; üreme ile cinsellik iki farklı olgu olarak tanımlanmıştır.
- Feminizm, 1968 sonrası karşı kültürcü eleştiri geleneğinden doğan, bir aktif azınlık hareketidir.
- 1970’lerde Özel Olan Politiktir feminist sloganı ile kadının yeri ve cinsellikle ilgili meseleler özel alanın ötesine taşınmış, siyasi ve kültürel alanın merkezine oturmuştur.
- Michel Foucault, cinsel devrimin bireyleri günah çıkarmaya, itirafa ve cinsellikle ilgili söylemi terk etmeye kışkırttığını söyler.
- 1960’lı yıllardan itibaren ABD’de kadının sanatta, sanat tarihinde, sanat kurumlarında ve müzelerde yeterince temsil edilmemesine, hatta çoğu zaman tümüyle dışlanmasına karşı mücadele başladı.
- Feminist Sanat, 1960’lı yıllarda bütün dünyada yaşanan politik eylem ruhu ve muhalefet ortamından doğmuş ve beslenmiştir.
- Feminist Sanat, kadınların davasının yoğun bir biçimde gündeme gelmesinde önemli rol oynamıştır.
- Modernizm’in erkek egemen sanatına karşı çıkılmıştır.
- Feminist Sanat, tarihin göz ardı ettiği kadın sanatçıların keşfine neden olmuş, yeni yazılan sanat tarihlerinde kadın sanatçıların gündeme gelmesinde rol oynamış ve kadın sanatçıların daha fazla temsil olanağı bulmasının yolunu açmıştır.
- ABD’li sanat tarihçisi Linda Nochlin’in (1931-) 1971’de yayımladığı Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok? başlıklı makalesinin çığır açıcı olduğu düşünülüyor.
- Başta eğitim olmak üzere kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmayışına; kavramların erkekler tarafından erkekler için belirlenmiş olmasına dikkat çeken eserler verildi. Sanat tarihi yeni bir bilinçle irdelenmeye başlandı.
- Modernist sanatta ürün veren Helen Frankenthaler (1928-2011), Louise Nevelson (1899-1988), Bridget Riley (1931-) gibi kadın sanatçıların kendilerini bir anlamda cinsiyetlerinden arındıran bir tavırla sanat yaptıklarına dikkat çekildi.
- 1970’lerde ABD’de sanat, inisiyatif, oluşum, dernek, birlik gibi çeşitli çatılar altında kadın sanatçılar gruplaştı. İmza kampanyaları, protesto gösterileri yapıldı. Kadın sanatçıların sergileri için ayrı mekanlar oluştu, dergiler yayımlandı, Feminist Sanat eğitimleri başladı.
- İlk kuşak feminist sanatçılar, 1960-1980 arasında, kadınlığın ayırıcı özelliklerini ortaya koymaya çalıştılar. Eserlerde kadın bedenine ve temsillerine, doğurganlığa ve ana tanrıça kültüne odaklanıldı. Bu yaklaşım, tarihsel süreçte kadınlıkla bağlantılandırılan dekoratif, minör, duygusal, amatör gibi özelliklerin üzerine gidilmesine yol açtı. Kadın ve üretiminin küçümsenmesinin nedenleri araştırıldı; ayrımların kültürel yapılar içinde, belli güç ilişkileri temelinde ele alındı.
- İlk kuşağın işleri arasında temizlik, rejim, bekleyiş gibi kadınlara özgü olduğu düşünülen olgular da konu olmuştur.

The Dinner Party, Judy Chicago, 1979.
1979 tarihli Yemek Daveti adlı enstalasyon, ilk epik Feminist Sanat ürünü olarak kabul edilmektedir. Batı kültürünün 39 ünlü kadınının bu üçgen masada yeri vardır. Virginia Woolf, Bizans İmparatoriçesi Theodora gibi. Sofradaki her tabak el boyaması Çin porselenidir ve tüm peçeteler ile runner’lar nakışlıdır. Her tabakta vajinayı andıran bir taraf vardır. Masanın durduğu zemin üçgen seramiklerle kaplıdır ve her birinin üzerinde tarihte iz bırakmış 999 kadının adı vardır. Eserin yapımı çok sayıda kadın sanatçının katılımıyla 1974-1979 yıllarında devam etmiştir. Eser, çıktığı dünya turnesinde 15 milyon kişi tarafından izlenmiştir. 2007 yılından bu yana New York’ta Brooklyn Feminist Sanat Müzesi’nde sergilenmektedir.
Ahşap, seramik, kumaş, metal, boya ile üretilmiş Yemek Daveti, kadın hareketine adanmış bir tür simgesel anıttır.
Fotoğraf: saci-art.com

The Crowning, Judy Chicago, Nakış, 1984.
Doğum adı verilen projede kadınlar, Ortaçağ’da olduğu gibi birlikte dikiş, nakış yaptılar. Böylece kadınların tarihini devam ettirdiler.
www.throughtheflower.org
- Carolee Schneemann’ın (1939-) Et Şenliği (1964) performansı ve Aybaşı Günlüğü desenleri (1971); Monica Sjoo’nun (1938-2005), 1968 tarihli kovuşturmaya uğrayan Doğum adlı resmi; Judy Chicago’nun (1939-) 22 kadın sanatçıyla birlikte gerçekleştirdiği Yemek Daveti (1974); Yoko Ono’nun (1933-) 1964’te gerçekleştirdiği ve dosyamızda Fluxus konusunda detayını verdiğimiz Kesip Biçme İşi (Cut Piece); Gina Pane’in (1939-), Vücut Sanatı bölümünde de değineceğimiz, kendi bedenini kanatarak tarihin kadın bedenine uyguladığı şiddete metaforik bir yanıt verdiği Ruh Hali adlı performansı (1974) gibi yapıtlar ilk kuşak feministlerin eserlerine örnek verilebilir.
- Grapefruit adlı kitabı ile Yoko Ono, o güne kadar benzeri görülmemiş bir Kavramsal Sanat kitabı yazmış oldu. Kitap, çoğunlukla performans önerilerini içeriyor..
Leave A Reply