Çiçek hastalığına (variola, smallpox) çare bulma arayışları çok çeşitlidir. Afrika’da bazı kabileler çiçek kabarcıklarından aldıkları sıvıyı cilde bulaştırır, Hindistan’da çiçek çıkaranların kabarcıklarından alınan irin, kesi yapılarak sağlam kişiler aşılanırdı. Çinliler 11. yüzyılda çiçek kabarcıklarının kabuklarını burun deliklerine yerleştirerek aşılama yaparlardı. Kafkasya’da Çerkezler güzellikleri bozulmasın diye kız çocukları altı aylık olduklarında hasta çocuktan aldıkları apse ile onları aşılarlardı. Bu yöntem Selçuklularla Anadolu’ya gelmiş, Osmanlı Devleti’nde de uygulanmıştır. Selanik, Filibe, Edirne ve İstanbul’da uygulanan Türk Usulü Çiçek Aşısından ilk kez 1713 yılında Dr. Emanuel Timonius, İsveç Kralı XII. Karl’a gönderdiği raporda bahsetmiştir. Demirbaş Şarl olarak da anılan kral, o sırada Edirne Demirbaş Kasrı’nda zorunlu ikamette idi.
Edirne’de çiçek aşısının kadınlar hamamında yapıldığını biliyoruz. Aşı yapılacağı gün hamamın duvarları güllerle süslenir, yemekler yenir, şerbetler içilir, hanendeler şarkılar söylermiş. Sonra incir yaprağı içine konulmuş aşı yapılır, aşı yerinin üstüne gül suyu ile ıslatılmış gül yaprağı konurmuş.

Osmanlılar, çiçek aşısı için kalemler yapmıştır. Fildişi kalemlerin ucu ile çizilen deriye kalemin içindeki aşı maddesi sürülmek suretiyle çiçek aşısı yapılırdı.
Çiçek aşısını Çinlilerin bulduğu, Avrupa’ya Türklerin öğrettiği söylenir (1).
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Sultan II. Bayezid Darüşşifası, Edirne, 2022.
Bu aşı yöntemini Edirne’de gören Lady Mary W. Montagu, beş yaşındaki oğlu Edward’ı aşılattı. Ülkesine döndükten sonra Türk usulü çiçek aşısının İngiltere’de benimsenmesi için çalıştı. Bu arada Londra’da bir çiçek salgını çıkınca dört yaşındaki kızını da İngiltere Kraliyet Derneği üyesi doktorların önünde aşılattı. Aşının güvenirliğini saptamak için Newgate Hapishanesi’nden altı ölüm mahkumuna 20 Ağustos 1721 günü Türk usulü çiçek aşısı yapıldı. Aşılanan mahkumlara bir şey olmayınca kraliyet ailesi, seçkinler ve pek çok politikacı çocuklarını aşılatmaya başladı. 1722 yılında Türk usulü çiçek aşısı Avrupa’da yayıldı. 1796 yılında Edward Jenner, inekten insana çiçek aşısını keşfedinceye kadar Türk usulü aşı kullanıldı (2).

Fotoğraf: Lady Mary W. Montagu anısına, bu aşıyı ülkesine tanıttığı için Lichfield Katedrali’ne konan 1789 tarihli şükran plaketi.
Lady Montagu, arkadaşına 1717 yılında aşı ile ilgili şöyle yazmıştı:
“Bizde yaygın olan çiçek hastalığı burada zararsız hale getirilmiş. Sonbaharda birkaç aile, aşı yapmayı sanat edinmiş yaşlı bir kadını çağırıyor. Aşıcı kadın, iğne ile çizdiği yere ceviz kabuğundaki çiçek cerahatini koyup, küçük yarayı ceviz kabuğu ile kapatıp sarıyor. Sekiz gün sonra ateşlenen çocukların yüzünde az sayıda kabarcık çıkıyor ama bunlar iz bırakmıyor. Şimdiye kadar herhangi biri bu aşıdan ölmemiş. Aşının yararından çok eminim, oğlumu aşılatacağım. Bu faydalı icadı da İngiltere’de yaymaya çalışacağım.”(3).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) İnsanlığın İki Yüzü, Burçay Anger, Kaynak Yayınları, 1994. Sayfa 88.
(2) Edirne Sultan II. Bayezid Darüşşifası bilgilendirme levhaları.
(3) Doğu Mektupları, Lady Montagu, Yalçın Yayınları, 1996. Sayfa 60-62.
Leave A Reply