Basında Avrupa Birliği ve Japonya’nın yapay zeka odaklı çip ve yarı iletken üretiminde stratejik ortaklığa hazırlandığını okuyoruz. Kararın temelinde Çin’e bağımlılığı azaltmak yatıyormuş.
Ayrıca, diş çıkaran ilk ilaç Japonya’da klinik deney safhasına geçmiş. Kitano Tıp Enstitüsü tarafından geliştirilen formül, genetik bozukluk sebebiyle dişleri eksik hastaları (anadonti) hedefliyor, ilacın 2030 yılında kullanıma sunulması bekleniyormuş (1).
Ama tabi her şeyin iki yüzü var.
Japoncada yeni bir kelime olan otakune, son 15-20 yılda ortaya çıkmış: İlgi alanlarına, hobilerine aşırı düşkün; özellikle anime filmlere, bilgisayar oyunlarına bağımlılık derecesinde meraklı kişileri tanımlamakta kullanılan bir sözcükmüş (2).
Sanal gerçeklikte, gerçek fiziksel benliklerimizden kaçabilme, istediğimiz kişi haline gelebilme ve boş vakitlerimizde beden ve konum sınırlamaları olmaksızın cinsel kimliklerimizle denemeler yapma imkanı var (3). Makine ve bedenin bir karışımı olan siberg, insan/insan olmayan, doğal/doğal olmayan, organik/teknolojik, benlik/öteki gibi kavramları sorguladığı için postmodernistler için cazip bir figürdür (4).

Emine Sözer koleksiyonu.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Şimdilik bize uç bir uygulama gibi gelen, ama Japonya’daki yaygınlığı dünya basınında haber olmuş duruma bakarsak; sorumlulukların bireyselliği baskıladığı düşünülen bu ülkede, gençlerin ilişki kurmaktan ve evlenmekten vazgeçmeye başladığı; bekar ve yalnız yaşamanın tercih edildiği; hatta cinselliği hayatlarından çıkardıkları; bu yönelimlerin de gittikçe yaşlanan ve doğum oranları azalan Japonya için büyük risk oluşturduğu söyleniyor. Japonya’da sanal sevgililer bazıları için daha çekici ve mutluluk verici bulunuyor. Bu sevgili, bir manga ya da anime kahramanı olabiliyor. Fakat sanal sevgililer de düzenli olarak kendisiyle ilgilenilmesini, sorularına hoşa gidecek cevaplar verilmesini ve kendisine güzel şeyler söylenmesini, zaman zaman dokunmatik ekranın öpülmesini istiyor. Manga kahramanlarının tercih edilmesi, belki de manganın sinemasal görselleri, uzun bacaklı, iri gözlü kızları ve çocuklarıyla, göze ve ruha aynı anda hitap etmesinden kaynaklanıyor olabilir, deniyor. Japonya’da sanal ortamda her şey serbest; Şeker Kız Candy’nin porno versiyonu bile yapılabiliyor ve hak sahibinden izin almak gerekmiyormuş. Partneri Japon, Beyaz ya da Afro-Amerikalı olarak seçme imkanı da var. Kurgu bir karaktere aşık olmaya fiktofilia deniyor.
Japonya’da bazı kızlar da otçul erkek tabir ettikleri erkeksi olmayan erkekleri zayıf ve tuhaf bulduklarını, Japon kızlarının “erkeksi erkekler” istediğini söylüyor.
Bir grup Japon kız ise, ülke erkeklerinin gönlünü çalan manga karakterlerinin saç modellerini, giysilerini kuşanarak cazip olmaya çalışıyor.
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Oksijen Gazetesi 7-13 Temmuz 2023.
(2) Oscar Wao’nun Tuhaf Kısa Yaşamı, Junot Diaz, Everest Yayınları, 2009. Sayfa 22.
(3) Postmodernizmi Anlamak, Glenn Ward, Optimist Yayınları, 2014. Sayfa 193.
(4) A.g.e., sayfa 335.
Leave A Reply