
Shanghai Müzesi’nde renklendirilmiş kil kadın figürü.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, 2018.
Li Shimin’in oğlu İmparator Gaozong zamanında (649-683) Batı ve Orta Asya’dan Çin’e ticaret kervanları akın ediyor, memlekete bol miktarda lüks eşya giriyordu. Hükümet merkezinde büyük ticaret evleri açılıyor, bazı mahallelerde yabancılar kendi memleketlerinde gibi yaşıyorlardı. Bunlar kendi dinleri olan Maniheizm’i, Mazdaizm’i ve Nasturilik’i de beraberlerinde getirmişlerdi. İlk Yahudiler kumaş tüccarı olarak geldiler. Müslümanlar da Çin’deydi. Bu dönem, kültür bakımından faydalı fakat ekonomik bakımdan zararlı bir dönem oldu. Ama Japonya ile yapılan ticaret artı verdiği için denge sağlanıyordu (1). Başkentte asker, tüccar, sarayda çalışan kalabalık bir Türk nüfus vardı. Uygurlar, orduya at satıp servet kazanıyordu. Maniheizm’i burada öğrendiler, bu din, resmi dinleri oldu. 630’dan beri Çin hakimiyetinde olan Kuzey Türklerinden Kutluk/İlteriş Kağan II. Göktürk Devletini (682-745) kurdu, Tonyukuk veziri oldu (2).
İmparator Wu olarak bilinen İmparatoriçe Wu Zhao/Zetian (d. 627) aslında bir odalıktı. 660’tan itibaren hakimiyet kurdu; yasal varisi saf dışı ederek 690-705 yılları arasında imparator olarak hüküm sürdü (3). Çin tarihinde Hükümran İmparatoriçe unvanını alan tek kadın oydu. İmparator 660’da inme geçirince kontrolü tamamen eline aldı, İmparator 683’te öldü ama o iktidarını sürdürdü. En büyük oğlunu öldürttü, diğerlerini azletti, sürgüne gönderdi. En küçük oğlunu kukla imparator olarak tahta geçirdi. 690’da kendisini, yeni bir Zhou Hanedanı’nın imparatoru ilan etti. Yaşı 80’e geldi, hastalandı, 705’te darbe ile devrildi, ertesi yıl da öldü. İmparatoriçe yüksek kültürü savunup özendirmişti (4). Bu dönemde idareyi ellerinde tutanlar, Türklere ve Toba ailelerine mensup olanlara hükümet işlerinde ve özellikle orduda önemli mevkiler vermekte, hiçbir sefere Türkler olmadan çıkmamaktaydı. Bu durum, Batı Çin’de kökleşmişti ama Doğu Çin’deki seçkinler bu duruma muhalifti. İmparatoriçe Wu, ilk iş olarak başkenti doğuya, Luoyang’a taşımıştı (5). Wu’dan sonra İmparatoriçe Wei (705-712) de kısa bir süre tahta tutundu (6).
Budist mabetler bir nevi banka idi. Dış ticaretin artmasıyla manastırların sermaye toplama yeri olarak önemleri gittikçe arttı, manastırlar daha fazla toprak satın aldı ve ekonomik bakımdan daha güçlü hale geldi. Bronz Budha heykelleri toplayarak sikke madeni toplamış oluyorlardı. İmparatoriçe Wu’ya, sonra da İmparatoriçe Wei’ye yardım eden Doğu Çin seçkinleri, Türk nüfuzuna karşıydı. Budist dini ile tüccar sınıfı birbiriyle çok yakından ilgiliydi. İmparatoriçe Wu, Budizm’i bir nevi devlet dini yapmaya çalışmıştı. Bu dönem biter bitmez, manastırlara karşı harekete geçildi (7).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Çin Tarihi, Wolfram Eberhard, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1995. Sayfa 205, 206.
(2) A.g.e., sayfa 207.
(3) Rönesanslar, Jack Goody, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017. Sayfa 261.
(4) Kısa Çin Tarihi, Gordon Kerr, Say Yayınları, 2021. Sayfa 62, 63.
(5) Çin Tarihi, sayfa 208.
(6) A.g.e., sayfa 207.
(7) A.g.e., sayfa 208.
Leave A Reply