Geleneksel Çin tıbbından bahsederken, Han, Tibet, Moğol ve Uygur gibi etnik toplulukların tıp sistemlerinden de bahsederiz. Çin’de yaşayan etnik gruplar arasında tıp da dahil çeşitli kültürel alanlarda karşılıklı etkileşim söz konusudur.
Zhuang etnik grubu Çin’in azınlık grupları içinde nüfusu en kalabalık olandır. Zhuanglar yılan, fare ve kuş gibi hayvanların etini yemeyi sevdikleri için hayvanlardan yapılan ilaçlar gözdedir. Sağlığı düzeltmek ve zayıflığı gidermek için kanlı ve etli malzeme kullanılması gerektiğine inanırlar. Zehir ve panzehirlerle ilgili uygulamalar, Zhuang tıbbının önemli bir özelliğidir. Bir zehrin hastalığa yol açtığını, başka bir zehrin bu hastalığı tedavi ettiğine inanırlar. Zhuang eczacıları, yılan, böcek, ilaç ve ok zehirlenmelerini tedavi edebiliyorlar.
Tibet tıbbının temel teorisi, insan vücudunda üç faktörün (Long, Chiba, Peigen); yedi temel maddenin (ince gıda, kan, kas, yağ, kemik, ilik, ruh) ve üç çeşit dışkının (gaita, idrar, ter) olduğu üzerine kurulmuştur.
Long, insan vücudunun fizyolojik hareketini sağlayan güçtür. Chiba, enerji sağlar, vücudun ısısını korur, mide, solunum, zihinsel faaliyetlerden sorumludur. Peigen ise vücuttaki sıvı maddeleri yöneten faktördür. Bu üç faktör arasındaki denge bozulursa hastalık kapıyı çalar. Tedavi için faktörlerin eşgüdümü sağlanmalıdır.
Tibet tıbbında da aynı Han tıbbındaki beş dolu organ ile altı boş organ vardır. Akupunktur yöntemleri uygulanır. Hastalığın çeşidine ve hastanın durumuna göre bir tedavi yöntemi olarak kusturma uygulanabilir. Cilde ilaç sürmek tedavi yöntemlerinden biridir. İlaç banyosu yöntemi özgün bir doğal tedavi yöntemidir.
İlaç alınırken içilecek suyun ısısı hastalığın türüne göre soğuk, sıcak veya ılık olabilir.
Geleneksel tıp sistemlerinden biri olan Moğol tıbbı, hastalıkların tedavisinde az miktarda ilaç kullanılması, verimlilik, ucuzluk ve kolaylık gibi özellikler taşır. Moğol devletinin kurulmasından önce, özgün ilaç ve tedavi yöntemleri ortaya çıkmış, HeDiEr adlı güçlü bir ilaç kullanılmış, at sütüyle ve kızgın demirle tedavi yöntemleri uygulanmış, Yuan Hanedanı’nın kurulmasından sonra da daha kapsamlı bir tıp sistemi ortaya çıkmıştır.
Tibet tıbbında olduğu gibi Moğol tıbbında da aynı fonksiyonlardan sorumlu ve dengede kalması gereken üç faktör vardır.
Kaplıca, kan çıkarma, masaj, hastalıklı bölgeyi sıcak tuzla örtmek, kupa çekmek, taze hayvan derisi ve balık derisiyle sarmak özgün tedavi yöntemleri arasında yer alır.
Kan çıkarma yönteminde, vücudun belli bir bölümündeki damar kesilerek hastalığın önlenmesi ya da tedavisi gerçekleştirilir (hacamat). Bazı durumlarda kupa çekme ve kan çıkarma birlikte uygulanır. Kupanın alındığı yere iğneyle birkaç şişleme yapılır, sonra tekrar kupa çekilerek kötü kan ve sarı salgı emilir. Böylece kan ve nefes dolaşımı iyileşecektir. Kısa süren, kolay uygulanan, acısız ve tehlikesiz bir yöntemdir.
Moğol tıbbı, travma ve kırık kemik tedavisinde çok başarılıdır: Kemiğin yeniden normal yerine oturtulması, masaj, ilaçlı banyo, bakım ve fizik tedavi gibi altı adımı kapsar.
Moksa tedavisi, şifalı otlardan (Baishan devedikeni, Xihe söğüdü vb) yapılmış olan çubuk ya da şeridin akapunktur noktası üzerinde yakılması veya tütsülenmesi ile yapılır.
Kımız tedavisi, Moğol etnik grubunun geleneksel gıda tedavisidir. Araştırmalara göre kımızdaki şeker, protein, yağ, C vitamini, aminoasitler, süt asidi, enzim ve mineraller insan sağlığına yararlıdır. Kımız özellikle yaralanmanın yol açtığı şok, nefes alma güçlüğü, kalbin ön kısmında oluşan ağrı gibi hastalık belirtilerinde başarılıdır.
Moğol doktor ve eczacılar çok sayıda kitap yazarak Çin tıbbına önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Leave A Reply