Paleontolojik dönemlerde yaşamış olan canlıların tortul kütleler arasında taşlaşmış kalıntılarına ve bıraktıkları her türlü ize fosil adı verilir. Fosiller genel olarak içinde bulundukları tortul kütlelerin teşekkül ettikleri sularda ve bu suların civarında yaşayan hayvanlara ait kalıntılardır.
Bir canlı öldükten kısa bir süre sonra çürür. Ondan geriye sadece kemik, diş, tırnak gibi sert kısımlar kalır. Eğer bulunduğu yer fosilleşmeye elverişli değilse zamanla kaybolur. Fosilleşmenin olabilmesi için kalıntıların hava ile temasının kesilmesi, bunun için de içinde bulundukları kütlelerin kalın ve su geçirmez olması lazımdır.
Fotoğrafta üst rafta en solda yaklaşık 35 milyon yıllık bir balık fosili; yine üst rafta en sağda yaklaşık 20 milyon yıllık bir omurgasız fosili görülmektedir.
Altta solda bir milyon yıl öncesine tarihlenen bizon boynuzları; ortada koyu renkli olan kafatası kemiği parçaları ve en sağda ise uzun kemik parçaları görülmektedir.
Balık fosili ve bizon boynuzları Edirne il sınırları içinde bulunmuştur. Bizon denen bu hörgüçlü yaban öküzünün yalnız Amerika’da değil, Trakya’da da yaşadığı böylece ortaya çıkmıştır. Edirne yöresindeki Bizon Priscus bulgusu, bu iri türün ülkemizdeki ilk kaydıdır. Step ortamına adapte olan bu iri hayvanın bir başka türü de Denizli travertenlerinde bulunmuştur. Bu veriler, ülkemiz sınırlarında son iki milyon yıldır bizonların yayılım gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, 2022.
Leave A Reply