Aralık 1993’te Viyana‘da ilk kez Hundertwasser eserlerini görmüş ve çok etkilenmiştim. Sanatçıdan 2014 yılında sizlere bahsetmiştim. Yine bir Aralık ayında Viyana’ya yolum düştü. bu defa da iki farklı eserini görme fırsatım oldu.

Hundertwasser tasarımında birbirinden farklı biçim ve büyüklükte pencereler yan yana yer alabilir. Alt katların pencereleri genellikle daha az ışık aldığından diğerlerinden daha büyüktür.
Dış cephe duvarları çeşitli renk ve boyutlarda fayanslar ve aynalarla süslenmiştir. Aynalar günün farklı saatlerinde farklı renkler yansıtırlar.
Binalara dikilmiş olan ağaçlar, sarmaşıklar ve çiçekler binalara hayat, cepheye canlılık katarlar. Mevsimlere göre değişen renkler almaları da seçimlerde dikkate alınmıştır (1).
Fotoğraflar: Füsun Kavrakoğlu, Krawina House, Viyana, 2022.
Anne tarafından Yahudi olan Friedrich Stowasser 1928’de dünyaya gelmişti. 1943’te 69 akrabası toplama kamplarına gönderildi ve hiçbiri sağ kalmadı. Mimaride düz çizginin Allahsızlık olduğunu söylüyor, Loos ve onun gibi İşlevselciler’e ateş püskürüyordu. “Düz çizgi insan bireyselliğine ihanettir. Her pencereyi başka türlü yapıp dans etmelerini sağlarsanız bütün binaya iyileşme şansı verirsiniz,” diyordu. 1982’de Ringstrasse ile Tuna Kanalı arasında boş bir arsa verip “ne yaparsan yap” dediler. Üç yılda, 52 daire içeren bir blok çıkardı. Gaudi‘den etkilendiği besbelliydi. Ama onun kopyası değil ve daha çılgını. Her şey asimetrik. 1990’da kendi müzesini yaptı: Kunst-Haus-Wien. Bina, Viyanalı ünlü mobilyacı Thonet’in fabrikalarından biriymiş. Onu alarak kendi tarzına uydurmuş. 2000’de öldü. Bombeli döşemelerin ayaklar için bir melodi olduğunu söylemişti (2).

Döşenen malzemenin farklı boyutlarda olması geleneksel katı sistemi bozmak içindir. Sütunlarda, cephelerde uygulanan farklı renk ve biçimler binaya olağandışı bir dinamizm katmayı hedefler.
Fotoğraflar: Füsun Kavrakoğlu, Hundertwasser Village, Viyana, 2022.
Hayatı boyunca insanlara farklı yaşam imkanları olduğunu göstermeye çalışan Hundertwasser, atık konusunda da çok hassastı. “Atıksız Toplum” yaratma idealini Viyana’nın Spittelau bölgesindeki atık yakma fabrikasının tasarımını (fabrikanın teknolojik modernizasyonu sonrasında) “görsel çevre kirliliğini de önleme” amacıyla kabul etmişti.
Kendisi hiçbir dinin takipçisi olmamasına rağmen insanların yaratıcı faaliyetlerle kutsalla yakınlaşabileceği fikrini, Avusturya’da Barnbach’da 1948-50 yılları arasında mütevazi imkanlarla inşa edilmiş kilisenin yeni tasarımını 1987-88 yıllarında yöre halkıyla birlikte çalışarak yaptığında, hayata geçirmişti.
Friedensreich Hundertwasser’in başta Viyana’da olmak üzere Avusturya’daki pek çok eserinden başka Almanya’da, İsviçre’de, Hollanda’da, İsrail ve Japonya’da da eserleri vardır.
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Hundertwasser’s Colourful World of Houses, H. B. Medienvertrieb GesmbH, Wien, 2019. Sayfa 26, 47, 52.
(2) Başka Kentler, Başka Denizler, Murat Belge, İletişim Yayınları, 2019. Sayfa 96, 97.
(3) Hundertwasser’s Colourful World of Houses, sayfa 84, 92.
Leave A Reply