- Türkçe, Finnegan Uyanması’nın (1939) bütünüyle çevrildiği yedinci dil olmuştur.
- Finnegan Uyanması, 17 yıl üzerinde çalışıldığı için belli aralarla dergilerde “Süren Yapıt” başlığı altında yayımlanmıştı. Süren Yapıt, Joyce’un ölümüyle bitti.
- Finnegan Uyanması, aşina olduğumuz olay örgüsü, kahraman, anlatı biçemi ve tüm klasik edebiyat kalıplarını kıran, kelimeleri yeni anlamlara eviren, çoklu zaman ve mekanı olaylara yediren, tüm kalıpların üstüne ve dışına çıkan yepyeni bir anlatıdır.
- Sürekli kendi içinde devinen, döngünün ve dengenin metnidir. Motif/leitmotif ağı üzerine kurulu; birbiriyle bağlantılı, örümcek ağı misali dev bir yapıdır. Hayat döngüsünün metni olduğu için başı ve sonu yoktur. Eserin en dikkat çeken yönü kelime ve cümlelerdeki çok anlamlılıktır. Dolayısıyla yoruma açık bir eserdir. Cümleler metin içinde hep bir yerlere bağlanır, müthiş bir kurgusu vardır.
- Okura anlamlı/anlamsız gelen, ara ara tekrar ettiği isim/nesne/yer adları, motifler vardır.
- Joyce fonetiğe önem vermiştir. Metin sesle ilgilidir. Joyce yazdığı metinlerde anlamdan çok kelimelerin tınısına önem vermiştir. Onu müzik gibi düşündüğü için Joyce’a göre eserin yüksek sesle okunması, anlaşılmasının şartlarından biridir. Eserini anlamadıklarından yakınanlara “Sadece dinle ve hisset” demiştir.
- Ölüm döşeğindeki Joyce hakkında anlatılan bir efsaneye göre bir an için kafasını kaldırıp başucunda bekleyen kişiye “Kimse anlamıyor mu?” diye sorduğu şeklindedir.
- Finnegan, Dublin’in veya dünyanın hikayesi olarak okunabilir. Dilin insanları nereye götürebileceğinin romanıdır, da denir.
- Finnegan Uyanması’nın rehber kitapları vardır.
- Eser 17 bölümdür. Sekizinci bölümde 300-400 nehir adı verir, bunların arasında Sakarya, Kızılırmak ve Dicle de vardır.
- Eser, dillerüstü, dilleraşırı, dillerötesidir. Metinde birçok dil kullanır. Türkçe bunlardan biridir. Bu diller üzerinden okunduğunda metin farklı anlamlar kazanır. Tepetaklak dediğinde kelimeleri de tepetaklak yapar. Joyce, yabancı dillerde okumak istediği yazarların kitapları için oturup o dilleri çözmeye uğraşırdı. Onun fikrine göre yazarla aynı dili konuşmak okurun sorumluluğuydu. Ibsen’i ve Hauptmann’ı orijinalinden okuyabilmek için Danca-Norveççe ve Almanca öğrenmeye başladığı ve arkadaş çevresine bu dillerde alıntı yaptığı biliniyor. İrlanda’dan uzak yaşadığı yıllarda İtalyanca ve Fransızca yazdığı eleştiri ve denemeleri de vardır. Dile tam hakim olamadığı için İtalyanca yazdığı makaleler yıllar içinde çok kere düzeltilmiştir.
Almanca, anlatı biçemi, çoklu zaman, Danca, Danca-Norveççe, Dicle, dilleraşırı, dillerötesi, dillerüstü, Dublin, Dublin’in hikayesi, eser, Finnegan Uyanması, Finnegan Uyanması’nın rehber kitapları, fonetik, Fransızca, Hauptmann, İbsen, İrlanda, İtalyanca, kahraman, Kızılırmak, motif/leitmotif ağı, Norveççe, okur, olay örgüsü, roman, Sakarya, Süren Yapıt, yazar
Leave A Reply