2005-2009 yılları arasında Bolivya’da bir Mennonit kolonisinde kız çocukları ve kadınlar uykudayken tecavüze uğruyor, bir kısmı hamile kalıyordu. Yapılan tahkikat sonunda sekiz koloni üyesi erkeğin kurbanlarını hayvanlarda kullanılan bir uyuşturucu ilaçla bayıltarak onlara tecavüz ettiği ortaya çıktı ve suçlular 2011’de uzun süreli hapis cezasına çarptırıldılar. Oysa saldırıya uğrayan kadınlar zina ile; işledikleri günahlar yüzünden cezalandırılmakla; yalan söylemekle suçlanmışlardı.
Daha da kötüsü, suçlular daha hapisteyken 2013 yılında kolonide saldırılar yeniden başlamıştı.
Çocukluğunun bir kısmını Mennonitler arasında geçirmiş olan Kanada doğumlu Miriam Toews yakından tanıdığı koloniyi yazarken kadınları ön plana almış.
Bu roman sayesinde tanıdığım Mennonitler hakkında çarpıcı bulduğum hususları paylaşıyorum.
Molotschna’lı Mennonitler, 400 yıl boyunca Karadeniz kıyılarında, Odessa yakınlarında yerleşikmiş. Katliamlar onları bu topraklardan koparmış (s. 41). Mennonitler, Karadeniz kıyılarında yaşarken çiftçi olarak hayatını kazanamayan erkekler, diğer Mennonitler için sürü gütmeye zorlanırmış. Hayvanlardan biri ölürse çobanın hayvanın derisini yüzüp tabaklaması gerekirmiş (s. 64).
15 yaş üzerindeki tüm kadınların erkeklerin yanında eşarp takması zorunlu (s. 70).
Yalan söylemek günah. Başkalarını yalan söylemeye teşvik etmek ise kendimizin yalan söylemesinden çok daha kötü bir günah (s. 88, 90).
“Buralı hiçbir erkek bir doğuma müdahale etmez ya da ilgi göstermez.” (s. 86).
“Kooperatif turistlere Mennonit malları satıyor. Buralı kadınlar malları üretiyorlar ama kooperatifi ziyaret etmeleri ya da satıştan kazanılan paraya dokunmaları yasak (s. 87).
Şansa inanmak günah. Ağlamak utanç verici. Her şey Tanrı’nın isteği (s. 96).
Dünyadan ayrı kalmak, dünyanın içinde olmamak Mennonit inancının öğretilerinden biri. Koloni’de otomobil yasak; at arabalarının tekerleklerini kauçukla kaplamak bile yasak. Çünkü kauçuk, tekerleklerin daha hızlı dönmesini ve dünyaya daha hızlı bir kaçışı sağlar (s. 98, 119).
Mennonit inancının ana öğretisi barışçıllıktır. Günahkar olurlarsa Cennet’ten kovulurlar (s. 98).
Mennonit inancı affetmeyi, merhametli olmayı ve sevgiyi gerektirir (s. 103).
“Genç kızken bayıltılmış, tecavüze uğramış, hamile kalmış ve kendisine o***** denmişti. Şöyle sordular: “Tanrı yeryüzünü yaratırken Adem’i derin bir uykuya yatırdı ve o uyurken kaburgasını çıkarıp ondan Havva’yı yarattı. Adem bir o***** muydu yani?” (s. 99).
“ Karara vardığımız tek şey kadınların hayvan olmadığı ve bunda bile tüm kadınlar fikir birliği sağlayamadık.” (s. 89)
“Kendisine erkek ismi takması ve sadece çocuklarla konuşması maruz kaldığı uzun ve korkunç saldırıya karşı bir tepki.” (s. 90).
“Tanrı, o bilge piskoposumuza göre Matta İncili’nde ‘Çocukları rahat bırakın ve bana gelmekten onları alıkoymayın’ demiyor mu? O halde çocuklarımıza saldırıldığında bunu bir alıkoyma olarak görmemiz gerekmez mi?” (s. 90).
Michelangelo‘nun Adem’in Yaratılışı eserinin resmi olan kitabı kolonide gizlice elden ele dolaştırıyorlardı. Ama piskopos kitabı fark etmiş sonra da yok etmişti. Söylenene göre kitabın her sayfasını tek tek koparıp ateşe atmıştı (s. 93).
Saldırılar duyulduktan sonra, dünyanın her yerinden fotoğrafçılar kooperatifte durmuş ve koloniye nasıl gidileceğini sormuş. Piskopos kooperatifte olanların bu insanlarla konuşmasını yasaklamış. Piskopos, “’Evet, doğru demiş, 2011’de şeytan bizim koloninin kadınları ve kızlarına yedi hayalet kılığında göründü.’ Piskoposun şeytanın kadın ve kızları ziyaret ettiğinin doğru olduğunu söylemesinden sonra koloniden ayrılanlar oldu” (s. 95).
“İncil’e göre kadınlar kocalarına itaat etmeli ve boyun eğmeli.
Bizim ilk ve daha önemli görevimiz çocuklarımızın güvenliğini sağlamak.
Ama İncil’de böyle söylemiyor.
Okuyamıyoruz ki biz, İncil’in ne dediğini nereden bileceğiz?” (s. 142).
Baskıcı her topluluk canavarlar yaratmaya devam edecek, bu kesin.
Bence en önemli satır şuydu:
İNANÇ TAPINAĞININ GİRİŞİNİ İKİ BEKÇİ KORUR: PALAVRA VE ZULÜM (s. 83).
Sarah Polley, 2018’de yayınlanan Konuşan Kadınlar romanını 2022 yılında filme uyarladı ve yönetti. Women Talking, 95. Akademi Ödülleri’ne iki dalda aday oldu: En İyi Film ve En İyi Uyarlama Senaryo.
Yararlanılan Kaynaklar
Konuşan Kadınlar, Miriam Toews, Kafka Kitap, 2022.
Yok Saymak, Savaşmak, Gitmek, Yekta Kopan, Oksijen, 10-16 Şubat 2023.
Leave A Reply