
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Kelebekler Vadisi, 2019.
- Doğuda Antalya Körfezi, batıda Fethiye Körfezi arasında kalan, günümüzde Teke Yarımadası olarak adlandırılan bölge, antik çağda Likya olarak tanımlanırdı. Likya, Dalaman Çayı’ndan başlayarak Antalya yakınlarındaki Phaselis’i de içini alır. Batıda eski adıyla Massictus, şimdiki Akdağ, doğuda eski adıyla Solyma, şimdiki Bey Dağı ile sınırlanır. Bir görüşe göre, Teke Yarımadası adını Anadolu Selçuklu Devleti döneminde buraya yerleştirilen Teke Boyu’ndan almaktadır. Ama ismin Selçuklu Sultanı Keyhüsrev’in atadığı Teke Bey’den mi, yoksa bölgede çok bol olan keçilerden mi geldiği de sorgulanır.
- Likya doğuda Pamfilya (Antalya ve civarı), batıda Karya (Muğla ve civarı), kuzeyde Pisidia (Burdur-Isparta çevresi) ile komşuydu.
- Bölgenin ilk okuryazar sakinleri, kendilerini Trmillae olarak adlandırmış ve büyük ihtimalle Ksanthos (Xantos) Vadisi ve etrafındaki dağlarda yaşamışlardır. Tlos, Ksanthos ve Patara, ilk yerleşim yerleri olmuştur. Bunlar, çivi yazısıyla yazılan bir dil kullanmışlardır. Çok geçmeden Likyalılar olarak tanınmaya başlamışlardır. Son derece disiplinli askeri birliklere sahip oldukları bilinir.
- Heredot, salt kendilerine özgü ve insanlık tarihinde ( o zamanki ) eşine rastlanmadık bir gelenekleri olduğunu yazar: Sülalelerinin kökü baba tarafına değil, analarına dayanır; bir Likyalı kim olduğunu annesinin, büyük annesinin adını vererek açıklar, der. Her çocuğa, babası bir esir dahi olsa, yasal haklar tanınırmış.

Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Pinara, 2019.
- Likya ülkesi ve halkı, Hitit yazılı kaynaklarında Lukka Ülkesi ve Lukka Adamları diye anılır. Hitit kayıtlarından Lukka topraklarının Hititler tarafından MÖ 14. yüzyıl ortalarında işgal edildiğini, yerli halkın sık sık ayaklandığını öğreniyoruz. Aynı dönemde denizlerde korsanlık yapan Lukki’lerden de söz edilmektedir.
- MÖ 800’lü yıllarda İzmir civarında yaşadığı düşünülen Homeros’tan başlayarak bilinen tüm antik kaynaklarda Likya halkının Helen kökenli olduğu yazılmıştır. Bu yüzden, Batı ve Güney Anadolu kıyılarındaki gelişmiş kültürlerin yaratıcılarının MÖ 12. yüzyıl öncesinde Dor istilasından kaçarak Anadolu’ya gelen Akha Helenleri olduğu kabul edilir. MÖ 1184’e tarihlenen Troya Savaşı’ndan sonra ülkesine dönmeyen Akhalar’ın da bu bölgeye yerleştiğine; isimlerinin Atina Kralı Pandion’un oğlu Lykos’tan geldiğine inanılır. MÖ 2. bin yılın başlarında bu bölgede, Doğu Akdeniz’de korsanlıklarıyla çevreye korku salan Lukka adının daha sonra Grekler tarafından Lykia’ya dönüşmüş olabileceği de düşünülmektedir.
- Son yıllarda yapılan arkeolojik ve epigrafik (yazıt bilimsel) çalışmalar, Likyalıların MÖ 2. bin başlarında Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya gelen ve Akdeniz Bölgesi’ne yerleşen İndo-Germen kökenli Lukka kavimlerinden olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Akdağ, Akha Helenleri, Anadolu Selçuklu Devleti, antalya, Antalya Körfezi, Antik Çağ, Atina Kralı Pandion, Bey Dağı, Burdur, Dalaman Çayı, Dor istilası, epigrafik, Fethiye Körfezi, Helen kökenli, Heredot, hititler, Homeros, İndo-Germen kökenli Lukka kavimlerinden, Isparta, Karya, Kelebekler Vadisi, Ksanthos, Ksanthos Vadisi, Likya, Lukka, Lukka Adamları, Lukka Ülkesi, Lukki, Lykia, Lykos, Massictus, Muğla, Patara, Phaselis, Pinara, Pisidia, Selçuklu Sultanı Keyhüsrev, Solyma, Teke Bey, Teke Boyu, Teke Yarımadası, Tlos, Trmillae, Troya Savaşı, Xantos
Leave A Reply