- Çölde yön bulurken, geceleri Demirkazık’a (Kutup Yıldızı) göre, gündüzleri de kuzey rüzgarı estiğinde otların eğildiği tarafa bakarak yön saptanırdı. Mesafe ise kuyulara göre belirlenirdi.
- Kızılkum Çölü adını, zemini delip boy gösteren kilin kırmızı renginden alır. Kızılkum Çölü korkunçtur. Tebbad denen doğu rüzgarı yolcuları kumların altına gömebilir.
- Kervanlar için en büyük tehlike, kuzeyde Kırgızların, güneyde ise Türkmenlerin düzenlediği yağma akınlarıydı.
- Buharalı tüccarların adeti, yazın Kızılkum Çölü’nü geçerken gündüzleri aşırı sıcak nedeniyle dinlenip, geceleri yürümekti. Oysa Kırgızlar, açlık, susuzluk ve acının üstesinden kolayca geliyor, bozkırda hiç sıkıntı çekmeden yolculuk edebiliyor, ama uykusuzluğa çok zor dayanıyorlardı.
- En büyük kervanlar genellikle 1500-2000 deveden oluşurken, en küçüklerinde 10 kadar hayvan bulunuyordu. 4000-5000 deveye ulaşan kervanlar istisnaydı.
- Karakum Çölü, 400.000 kilometre karelik yüzölçümü ile eski SSCB’nin en büyük kum çölüdür. Kuzeyde Ocak ayında ısı eksi beş dereceye iner; aynı dönemde güneyde ısı artı üç derecedir. Temmuz ayında çölün kuzeyinde sıcaklık 28, güneyinde 34 derece olur. Amu Derya Karakum’un kuzeydoğusunda akar ve Hindikuş Dağları’ndan gelen Tacan ve Murgab nehirleri çölün kumları arasında kaybolur. Hindikuş, Hint katili anlamına gelir. Birçok Hintli tüccarın bu dağları aşmaya çalışırken ölmüş olmasının dağın bu adı almasına neden olduğu düşünülür.
- Vahalarda tuzlu göller vardır. Kopetdağ’ın kuzeyinde zengin Akhal Vahası yer alır. Akhal Vahası’na Karakum’dan gelen korkunç sıcak hava vurur ve ısı öyle yüksektir ki, Kopetdağ’dan inen akarsular ancak kısa bir mesafe boyunca akabilir. Karakum Çölü’nü aşmak bütün mevsimlerde çok zordur.
- Göçebelerin mallarını değiştirmek, yenilikleri öğrenmek için vahalarda, su kenarlarında, çöllerde, bozkırlarda belirli noktaları vardır. Bu yerler en güvenli rotalarda, arazinin geçişe en uygun yerlerinde olur. Haydut, yabani hayvan, kum fırtınaları, uçurumlar, dağ geçitleri, yer yarıkları, taşan nehir yatakları gibi tehlikelerin de mümkün olduğu kadar uzağından geçer.
- Dişi deve her batında bir yavru doğurur ve deve yavrularının yetiştirilmesi en az üç yıl ve büyük özen gerektirir.
- Deve nehri geçerken su üstünde kalan hörgüçlerinden destek almak için bir tarafa doğru yan yatar.
- Kervan üyelerinin kimi devenin sırtında, kimi devenin sırtına asılı küfelerde yolculuk eder. Küfeler 1,30 m derinliğinde ve 1 m genişliğinde olurmuş.
- Devenin yolculukta insanı attan daha fazla yorduğu, çünkü attan iki kat daha yavaş yol aldığı ve daha fazla sarsıldığı söylenir. Bir at günde 70 km gidebilir, iyi bir deve bir günde, hiç su içmeden 100 kilometreden fazla yol alabilir. Atın en geç ikinci gün su içmesi gerekir.
- Deve hiç durmadan 14 saat yol alabilir. Hiç su içmezse yazın iki, kışın ise dört günün sonunda susuzluk çekmeye başlar.
- Tabi devenin ne için kullanıldığı da önemlidir. Yük taşıyan deve, en fazla dokuz-on saat sürülebilir ve bu sürede ancak 50 km yol alabilir. İyi binek develeri ise günde 14 saat giderek 100 kilometreden fazla ilerleyebilir. Kuzey Afrika’dan Bişarin yarış devesi üç gün içinde 500 kilometrelik mesafeyi, dinlenmeden ve bir kez bile su içmeden aşabilir. Hz. Muhammed, Mekke’den Medine’ye hicret ederken, günde 200 km yol kat eden dişi bir Bişarin devesine binmişti, denir.
- İki hörgüçlü büyük develer daha çok Kazaklar tarafından yetiştirilir. Türkmen çölünde ise hecin develeri vardır. Tek hörgüçlü deve ya da hecin devesi, iki hörgüçlü deveden daha ince yapılı, bacakları daha uzun, tüyleri daha kısa bir hayvandır.
- Amu Derya’nın güneyinde kalan bir bölge olan Baktria’nın (Belh) develeri, kumun en derinlerine gömülmüş kuyuları bile içgüdüleriyle bulabilme yeteneğine sahiptir.
- Develer üzerlerine binildiğinde bile ağır yükler taşıyabilirler; bu yük Kabil devesi için 220, Baktria devesi için 300 kilogramı bulabilir.
- Develer, ‘topuktabanlılar‘dır ve nallanmaları gerekmez. Safrakeseleri yoktur. Tüm memeliler içinde, yumurta gibi yuvarlak alyuvarları olan tek canlı onlardır.
- Develer, kilometrelerce öteden su kokusunu alabilirler.
- Ensesinde pis koku bezi vardır.
- Morenga, Uwe Timm, Can Yayınları, 2010. Sayfa 299, 301, 303, 305, 310, 338.
- Bozkırda yaşayan halklar Orta Asya bozkırlarının özgün bitkisi saksaul’a çok değer verir, çünkü yakılınca oluşan közler ısısını yarım gün korur ve çadırın içine gece boyunca sıcaklık yayar. Saksaul, ılgın türü bir bitkidir.
- Hareketli kumlar Trans-Hazar demiryolunun döşenmesinde en büyük engel olduğu için Rus mühendisler yolu korumak amacıyla tahta setler yapmanın yanı sıra kumu tutsun diye büyük miktarda saksaul ekmişlerdir.
Akhal Vahası, Baktria, Baktria devesi, binek develeri, Bişarin yarış devesi, Can Yayınları, Çöl, Demirkazık, deve, hecin develeri, Hindikuş Dağları, Hz. Muhammed, Kabil devesi, Kervan, Kırgızlar, Kızılkum Çölü, Kopetdağ, Kutup yıldızı, Morenga, Murgab nehirleri, Özbekistan, saksaul, Tacan, Tebbad, topuktabanlılar, Uwe Timm, Yük taşıyan deve
Leave A Reply