ABD’li sanat eleştirmeni, profesör ve günümüz estetik teorisinin önemli isimlerinden Arthur C. Danto’ya (1924-2013) göre sanat ile tanıtım sektörü arasında üç ana ilişki bulunur:
Henri de Toulouse-Lautrec (1864-1901), üslubunu reklamlarda görsel heyecan uyandırmak için kullanan sanatçıların başında gelir. Afişler, davetiyeler, menü kartları yapmıştır.
1890’lar, üst sanatla uygulamalı sanat arasındaki sınırın şeffaflaştığı yıllardı. O yıllarda sanatın mobilya, kumaş, seramik, demir, grafik tasarım ve cam işçiliği alanında uygulanmasına imkan verilen bir dönem başladı. Sanat galerileri o yıllarda kapılarını mobilyaya açtı. Oysa daha önce mobilya ikincil bir sanat olarak kabul ediliyordu. Andy Warhol (1928-1987), I. Miller ayakkabıları için tasarımlar yapmıştı.
İnsanların aşina olduğu üst sanat eserlerini kullanarak hedef kitlenin zihninde, tanıtılan/sunulan ürüne dair belirli bir takım yargılar oluşturulmak istenir. Ürüne, eserin sanatsal itibarını ödünç vermek amaçlanır. Tanıttıkları ürünü modernlik fikri ile ilişkilendirmek isteyen üreticiler ve reklamcılar o dönemin sanatçılarına başvurmuştur. Ürün ile eser arasında hiçbir doğrudan bağlantı olmaması ilişkinin en can alıcı noktasıdır.
Sanat eserleri daha üretilirken herhangi bir sanatsal amaca hizmet etmeyen tanıtıma ilişkin unsurlardan yararlanır. Brillo kutularını tasarlayan James Harvey idi. Warhol 1964 yılında kutuyu kullandı. Warhol, sanat olmayan bir şeyi sanat haline getirdi. Warhol, Varoluşçu felsefenin önde gelen isimlerinden Alman filozof Martin Heidegger’in (1889-1976) el altında olan kategorisindeki bir şeyi sanata; aracı manaya dönüştürdü. Sanatçı, sanatsal açıdan önemsiz olan şeylerin de insan için önemli olduğunu öngördü. Danto sanatçının başarısını sanatsal bir atılımdan ziyade bir kültür devrimi olarak değerlendirir. Pop kültürünün mesajı “sanat her yerdedir.”
Leave A Reply