MÖ 1600-1400 arası dönemde kalayın kullanımında görülen artış, bu dönemde uzun mesafe ticaret yollarının açık olduğunu gösterir. Yine bu dönemde Ege’deki başlıca politik güç olan Girit‘in Levant, Mısır ve Kıbrıs ile mal ve kültür değiş tokuşunun arttığı görülür. Hatta Nil deltasında bulunan Tell el-Dabada’da bulunan MÖ 16. yüzyılın sonlarına veya 15. yüzyılın başlarına tarihlenen sarayın duvarları Minos tarzındaki fresklerle Egeli sanatçılar tarafından süslenmiştir (1).

MÖ 1450-1150 yılları arasına tarihlenen Saraylar Sonrası Çağ’daki seramik üretimi ise Saray Stili (Special Palatial Tradition) olarak adlandırılır (2).
MÖ 1500-1450 yıllarına tarihli Saray Stilinde yapılmış bu üç kil eserin ortadaki ahtapot ve deniz manzaraları ile; sağdaki riton ya da libasyon kabı, yani adak şarabının ölüler veya tanrılara saçıldığı kap ise yunuslar ve denizi temsil eden ağ motifi ile süslenmiş. Soldaki, sepet biçimli eserin dekoru ise iki yüzlü balta, labrys/labris. İki yüzü olan balta, tanrıların silahı ve simgesidir. Onda ilahi bir kuvvet olduğu sanılırdı. Fırtına ve şimşekte, kurban edilen hayvanlarda kutsal ne varsa baltada toplanmıştı. Demir bulunduktan sonra bile kurbanlar tunç baltalarla öldürülmüştü. Labris baltası ile boğa arasında, Minautoros arasında da ilişki olduğu düşünülür. Labris, erkek ve dişi tanrıların birleşmesini de ifade eder. Bundan dolayı iki yüzlüdür (3)(4). Girit din ve sanatında çok kullanılan bir semboldür. Labirent kelimesi, labris’ten türemiş olabilir (5).
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Kandiye Arkeoloji Müzesi, Girit, 2023.

Phaistos -Kalyvia’da bulunmuş, MÖ 1400-1300’lere tarihlenen kuşlar, balıklar, çiçeklerle süslenmiş Saray Stili iki kap. Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Kandiye Arkeoloji Müzesi, Girit, 2023.
Minosluların Girit Adası dışındaki aktiviteleri Ege adalarından, Batı Anadolu ve Doğu Akdeniz kıyılarına kadar uzanmaktadır. Örneğin Kiklad Adalarından biri olan Thera’da (Santorini) Minos aktivitelerinin yoğun bir içeriğe sahip olduğu görülmektedir. Girit’in Tunç Çağı kültürünün izleri bir Batı Anadolu kenti olan Miletos’un III. ve IV. yapı katlarında görülebilmektedir. Orta Tunç Çağı’na tarihlenen III. yapı katında yerel üretim günlük yaşama dair Minos kapları ve konik kaplar ile Minos mühürleri bulunmuştur. IV. yapı katında ise günlük kullanıma uygun Minos seramiğinden Linear A yazısına, fresk örneklerinden kült nesnelerine, mühürlere ve dokuma ağırlıklarına kadar Girit Adası’ndaki gibi bir Minos yerleşiminin kanıtlarıyla karşılaşılmaktadır. Miletos’un güneyindeki Iasos’ta ise Minos Girit’inin mimarisiyle ilişkilendirilen bir örnekten söz edilmekle birlikte, Minos kültürüne ilişkin buluntular içinde Girit’ten ithal Minos seramikleri, Minos tipi ağırlıklar, ocak koruganı ile yerel üretim taklit seramikler bulunmaktadır (6).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) MÖ 2. Binde Ticaretin İşleyişi, Emre Kuruçayırlı, Aktüel Arkeoloji, Mayıs Haziran 2013. Sayfa 62.
(2) Minos Uygarlığı, acikders.ankara.edu.tr
(3) Dünya İnançları Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu, Remzi Kitabevi, 1993. Sayfa 284.
(4) Knossos, George Tzorakis, Hesperos Editions, 2008. Sayfa 118, 119.
(5) Mitoloji Sözlüğü, Azra Erhat, Remzi Kitabevi, 1993. Sayfa 190.
(6) Girit’in Arkeolojik Mirası ve Söylencesel Geçmişinde Minos Kültürü, Barış Gür, Arkeoloji ve Sanat, Ocak-Nisan 2018. Sayfa 9-24.
Leave A Reply