- Küreselleşmenin destekleyicisi olduğu bilinen Thomas Friedman, piyasanın gizli eli, gizli bir yumruk olmadan işleyemez demiştir. Bu teoriye göre McDonald’s, F-15’lerin tasarımcısı McDonnel Douglas olmadan zenginleşemez.
- Birçok modern çokuluslu şirket, arz ve talep arasındaki basit etkileşimden sakınmak arzusundadır; lobi faaliyetleri ve rüşvet en önemli iki silahtır.
- Küresel kuralsızlaştırma süreci ekonomik olarak tahripkar, siyasal açıdan ise tehlikeli bir şirket yoğunlaşma seviyesine yol açmıştır. Bugün uluslararası ticaretin %60’ı serbest piyasalarda değil, şirketlerin içinde gerçekleşmektedir.
- Liberalleşme, serbest piyasalarda değil, genellikle batamayacak kadar büyük şirketlerde gerçekleşmiştir. Böylesi durumlarda, resmi bir tekele sahip olmaya gerek yoktur.
- Küresel ekonomik liberalleşmeye, katı biçimde uygulanacak rekabet ve tekel karşıtı politikalar eşlik etmediği için, ekonomik açıdan tahrip edici ve siyasal açıdan da tehlikeli seviyelere tırmanmıştır. Acımasız kar arayışı, şirketleri birleşmeler ve satın almalar yoluyla rekabeti sona erdirmeye itmektedir. Küresel medya endüstrisi bu açıdan tipik bir örnektir. 2010 yılında Britanya parlamentosu aldığı kararla Rupert Murdoch’un BSkyB’yi ele geçirmesini önlemiştir.
- Günümüzün önde gelen ticari mal zincirlerinin çoğu, gelişmekte olan ülkelerce ihraç edilen malların fiyatlarının aşağı çekilmesi için güçlü bir baskı uygulamaktadır. Kahveyi kavrulmuş hale getiren üç şirket dünya piyasasının %45’ini denetlemektedir. Kakaonun öğütülmesi işinde dünya piyasasının %40’ı ise dört şirketin elindedir. Küresel perakendecilik piyasasında 30 şirket tüm market satışlarının üçte birine hâkimdir. Küresel mal piyasalarına giderek daha az sayıda ulusaşırı şirket hâkim olmaktadır. Bu şirketler, tüketici fiyatlarını yüksek tutarken, üretici fiyatlarının düşük kalmasını talep etmektedir. Kurumsallaşmış güç, ekonomik olduğu kadar siyasal açıdan da bir sorundur. Az oyunculu piyasa demek olan oligopol, dünya çapında giderek kabul görmeye başlamıştır.
- Günümüzde piyasaların küreselleşmesine eşit derecede adaletin küreselleşmesi eşlik etmiyor. Şirket hissedarlarının kazanç taleplerini, şirketin uzun vadeli çıkarları ya da başkalarının haklarına saygı göstermek gibi daha geniş bir çerçeve içinde konumlandırmalarını sağlayacak kural ve düzenlemeler yoktur.
- Sovyetler’in dağılmasından sonra tek modele dönüşen kapitalizm, toplumsal bilanço ve eşitsizlikler konusunda kendisini sürekli eleştiren rakibini yitirmiş oldu. Kapitalizmi daha toplumsal, daha az eşitsizlikçi, işçilere ve onların temsilcilerine karşı daha dikkatli olmaya sevk eden rakip, etik ve siyasal planda zaman zaman zorunlu bir düzeltici görevi görüyordu. Bu düzelticiden yoksun kalan sistem hızla yozlaştı; mali kargaşa, finans ya da ekonomi dünyalarını fazlasıyla aşan sonuçlar doğurmaktadır.
- Fransız kültürüne İkinci Dünya Savaşı sonrası girmiş olan Coca Cola, ciddi bir dirençle karşılaşmıştı. Fransızlar, kendi şaraplarından vazgeçip Coca Cola’yı seçerlerse ABD’ye karşı verilen kültür savaşının kaybedileceğine inanıyordu.
André Fougeron, Atlantik Uygarlığı, BSkyB, Çağımızın Ekonomik Şiddeti, Çağımızın Şiddeti, Coca Cola, Ethel Rosenberg, F-15’ McDonald’s, Fransız Komünist Partisi, İkinci Dünya Savaşı, Julius Rosenberg, Liberalleşme, McDonald’s, McDonnel Douglas, oligopol, Rupert Murdoch, serbest piyasalar, şiddet, Tate Modern, Thomas Friedman
Leave A Reply