- Nazi Almanyası’nın hava kuvvetleri komutanı Hermann Wilhelm Göring, “Şu ‘kültür’ sözünü ne zaman duysam, elim tabancama gidiyor,” demiştir.
- Sansür, müellife ve esere olduğu kadar okura/izleyiciye de uygulanan şiddettir.
- Devletin/Otoritenin yoğun gözetimi sansüre yol açar.
- Sansür, kamuoyunun gerçekleri öğrenme hakkına yönelen şiddet türüdür.
- Platon, bazı sanatların gençleri yanılttığını, akıldan çok duygunun kontrolüne yol açtığını, bu durumun ideal devlette kontrol altına alınması gerektiğini, hatta gerekirse sansürlenmesi gerektiğini savunmuştur.
- Fransız ressam Gustav Courbet (1819-1877), 1870 yılındaki Özgür ve Sansürsüz Sanat bildirisi ile Napolyon rejimine karşı sanatçı muhalefetine öncülük etmiştir. İmparator’un vereceği şeref madalyasını reddetmesi, devlete karşı bile özgür olma çabasını yansıtır.
- Freud’un özel anlamda sansür adını verdiği mekanizma gizli düşüncenin ifade edilmesine, içten atılmasına izin veriyordu.
Psikanalitik ve Marksist okuma gibi değişik derin okuma türleri ile her metin, sırlarla dolu ve her yönden okumaya açıktı; dolayısıyla Yapıbozum kaçınılmaz hale geliyordu. Bu durum eleştirmene ciddi bir otorite bahşetti. Arthur C. Danto eleştirmeni, Freud’un kastettiği anlamıyla sansürün yerini alarak yazarı gitgide daha gizli, her kelimesinden birkaç anlam çıkarılabilen eserler üretmeye zorladığı iddiasındadır. - Marguerite Yourcenar, zekanın kendini en güzel kavram yaratma ve mizahta gösterdiğini; bu yüzden her ikisinin de belalı şeyler olduğunu; “vasatların” en çok saldırısına uğrayan münevver kabiliyetinin bunlar olduğunu yazar.
Art International İstanbul, Arthur C. Danto, derin okuma türleri, eser, Freud, Hermann Wilhelm Göring, Marguerite Yourcenar, müellif, Napolyon rejimi, Özgür ve Sansürsüz Sanat, Panos Tsagaris, Sansür, şiddet, Yapıbozum, Yasaklar ve Sansür Şiddeti
Leave A Reply