Ayrımcılık 1845’te İngiliz Vali Sir Theophilus Shepstone ile başladı denebilir.
1909’da Westminster’da Güney Afrika Yasası (South Africa Act) kabul edildi.
Güney Afrika, Boer Savaşları’ndan sonra İngilizler tarafından 1910’da koloni konumundan çıkartılıp dominyon konumuna getirildi. (Yani Güney Afrika, İngiltere’ye bağlı devlet olarak diplomatik özerkliğe sahip olmanın yanı sıra kendine has bağlı devletlere sahip olabilecekti. Buna karşın dominyonlar, süzerenlerinin pazarında yer alırlar. Güney Afrika hükümeti, 1961 yılında İngiliz Milletler Topluluğu – Commonwealth’den ayrılarak Güney Afrika Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir.) Bu karar Güney Afrika toplumunun Hollandalılardan etkilenmesine izin vermemek ve İngilizlerin toplum üzerindeki etkisini olumlu yönde arttırmak için verilmişti. Böylece ülke Cape, Transvaal ve Natal olmak üzere üç İngiliz dominyonuna bölündü. Bu bölgeler, İkinci Boer Savaşı’ndan sonra Birleşik Krallık’a bağlanan Oranj Bağımsız Devleti’nin yanına eklendi.
1910’da Güney Afrika Birliği kurulduğu sırada Oranj Bağımsız Devleti ve Transvaal’in izlediği Afrikaner politikaları siyah nüfusu siyasal katılımdan tamamen dışlayan bariz ırksal imtiyazlara sahipti. Natal ve Cape Sömürgesi siyahlara yeterli mülke sahiplerse, ki genellikle değillerdi, oy hakkı tanıyordu. Natal ve Cape’deki bu statüko 1910’da korundu; ama 1930’lara gelindiğinde siyahlar Güney Afrika’nın hiçbir yerinde oy kullanamıyordu.

1913 yılında kurulan, 2004 yılında UNESCO Dünya Mirası Alanı ilan edilen Kirstenbosch Ulusal Botanik Bahçesi büyük bir alanı kaplar ve birçok bölümden oluşur: Büyük bir sera olan Yarımada Bahçesi; daha az su ve bakıma ihtiyaç duyan bitkilerden oluşturulmuş bir bahçe olan Su Bahçesi; Güney Afrika’ya özgü çiçekli bir bitki türü olan şeker çalısı bitkilerinden oluşan Protea Bahçesi; araştırmacıların yararlandığı büyük kütüphanesi ile kurutulmuş bitki örneklerinin sergilendiği Compton Herbaryumu, Güney Afrika Müzesi Herbaryumu ve Stellenbosch Hükümet Herbaryumu. Yürüyüş yolları, köprüler ve bahçelerde uzun veya kısa süreli açık hava sergileri ile sanata da yer verilmektedir.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, 1999.
Afrikalıların, “Kaffir”lerin ne oy hakkı ne de yer değiştirme özgürlüğü vardı. Sokakta, Beyaz geçerken Afrikalı şapka çıkartmak zorundaydı. Afrikalılardan her gün zorla yeni araziler alınıyordu. Son kabile ayaklanması 1904’te bastırılmıştı. 1912’de saygın kabile başkanları da Güney Afrika Yerli Ulusal Kongresi’ni (South African Native National Congress) kurdular. Kongre, İngiliz Hükümeti’nin ezilen Afrika halkı yararına araya girmesini istedi. 1919’da toplanan Afrika Ulusları Kongresi’ne, ayrıca Versailles’a delegasyonlar gönderdi. Ama her defasında bu temsilciler eli boş döndüler.
Kongre parlamentoda, okulda, sanayide, yönetimde “renk engeli”nin kaldırılmasını istiyordu. Hükümet Afrikalıların ülkenin yönetimine katılmaya yetenekli olmadıklarını ileri sürüyordu.
1914’te Özerk Orange Eyaleti kadınları geçiş belgesi düzenlemesine karşı ayaklandılar. Johannesburg halk sağlığı işçileri grevi 1919’da patlak verdi. Aynı yıl, 40.000 Afrikalı madenci daha iyi ücret için grev yaptı. 1920’de kadınlar geçiş belgesine karşı yeniden gösteri yaptılar.
Kongre, 1925’te Afrika Ulusal Kongresi (African National Congress-ANC) adını alarak bir bayrak kabul etti: Bu bayrak, siyah (Afrika halkı), yeşil (toprak) ve altın sarısı (yeraltı zenginlikleri) renklerinden oluşuyordu.
Beyaz olmayanlara uygulanan ayrımcılık 1927’de İngiliz General James Berry Munnik Hetzog tarafından Yerli Kanunu adıyla tekrar gündeme getirilmişti. Buna göre Hollandalı ve İngiliz olmayanlar kendi bölgelerinde kalacaklardı ve o bölgelerin dışında bir yaşam sürdüremeyeceklerdi.
Ülke 1931’de kendi meclisini kurma hakkını elde etti. Hollandalılar Güney Afrika Partisi’ni (SAP), İngilizler Ulusal Parti’yi (NP) kurdular. 1934 yılında bu iki parti birleşti, Birleşik Parti kuruldu. Birleşik Parti’nin kurulmasından sonra yerli siyah ve Asyalı halka karşı yıllardır uyguladıkları ayrımcılığı sürdürerek bu uygulamaya apartheid adını verdiler. Apartheid, 1948’de resmen başlamış oldu. 1948’de SAP ve NP yeniden ayrıldılar ve rakip oldular. Apartheid konusunda Hollandalıların partisi daha ılımlıydı. Apartheid 1948-1994 yılları arasında, Ulusal Partili başbakanlar (başbakanlık 1983’te yapılan referandum ile feshedildi) ve cumhurbaşkanları tarafından tavizsiz ve kesintisiz uygulandı.
O sırada ülkede 5 milyon beyaz, 45 milyon beyaz olmayan nüfus vardı. Ülkenin tüm ekonomisini yöneten Afrikanerler idi. Lokantalar, sinemalar, tiyatrolar, toplu taşıma araçları (1953), tuvaletler bile ayrımcılığa uygun kullanılıyordu. Beyazlarla beyaz olmayanların evlenmesi 1949’da yasaklandı. 1957’de iki farklı ırk arasındaki cinsel ilişkilerde taraflara hapis cezası getirildi.
Grevler, pasif direnişler, kampanyalar ile yansıtılmak istenen Afrikalıların talepleri mahkemelerin adaleti önünde eşitlik, toprak sahibi olma özgürlüğü, geçiş belgesi yasalarının kaldırılmasıydı.
Hükümet ise Beyazlarla Karaderililer arasındaki ayrımların insanın değil, Tanrı’nın ortaya koyduğu bir gerçek olduğunu öne sürüyordu.
Yararlanılan Kaynaklar
Irk Ayrımı, Nelson Mandela, Yalçın Yayınları, 1990. Sayfa 11-29.
Sahraaltı, Volkan İpek, İletişim Yayınları, 2024. Sayfa 199, 200, 201.
Ulusların Düşüşü, Daron Acemoğlu, James A. Robinson, Doğan Kitap, 2014. Sayfa 256, 257, 260, 265, 329.
Kötü Bir Yılın Güncesi, J. M. Coetzee, Can Yayınları, 2009. Sayfa 113, 114.
Kirstenbosch Ulusal Botanik Bahçesi Güney Afrika’nın Mirası, Gülçin Uzun, Peyzax.com. Ulaşım 28.03.2024.
Leave A Reply