Sözleşmeye birim olarak özellikle coğrafi mil yazılmıştı. Belgelerin altına imza koyan yerlilerin yalnızca olsa olsa İngiliz milini tanıdıkları; İngiliz milinin ise coğrafi milden neredeyse altı kilometre daha kısa olduğu toprak satışı anlaşmaları çok iyi formüle edilmişti. Kabilenin elinde sadece çok az su havzası olan verimsiz alanlar kalıyordu (1).
Sürekli olarak daha fazla asker geliyordu. Birçok yerde kaleler inşa edilmişti. İyi niyetli olan kale inşa eder miydi?
Almanların ülkeye gelmesine yardım edenler misyonerler değil miydi? Kabileler ile Alman İmparatorluğu arasındaki ilk anlaşma onlar vasıtasıyla yapılmamış mıydı? Şimdi hepsi birdenbire Alman Kayseri’nin tebaası oluvermişti? (2).
Bir misyoner şöyle diyordu: “Yerlilerin toprağı ellerinden alınmalı. Ancak bu şekilde topluma yararlı üyelere dönüşebilirler. Çünkü sadece açlık onları çalışmak zorunda bırakabilir.” (3).
Misyonerler dagga (hintkeneviri cinsinden uyuşturucu ot) içilmesine karşı çıkmışlar, kulübelerin önünde yetiştirilen otları kendi elleriyle sökmüşler ve konyak ticaretinin önündeki tüm engeller de kaldırılmıştı (4).
Durumdan memnun olanlar da vardı, kabile şefleri gibi. Ellerine geçen para ile yıllar boyu konyak ve tütün ihtiyaçları karşılanacaktı (5).
Almanya’nın bir endüstri ülkesi olarak kalabilmesi için sömürgeler gerekliydi (6). Biraz olumsuz anlam taşıdığını düşündükleri ‘sömürge’ kelimesi yerine (7), Almanlar, işgal ettikleri, sömürgeleştirdikleri topraklar için Koruma Bölgesi adını kullanmışlardır (8).

Fotoğraf: İlker Aktükün, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı seminer notları.
“Konu insanları uygarlaştırmak olunca, kanalın öbür yanındaki kuzenlerimize bakmalıyız. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Veya Kuzey Amerikalılardan.” (9).
Hotanto çocuklarını esir alıp büyütmek, artık eskiden olduğu kadar revaçta değil, çünkü evin efendisi eskiden kölesi üzerinde tüm haklara sahipti ve emirlere uymayan veya kaçmaya kalkışanları sorgusuz sualsiz öldürerek cezalandırabiliyordu. Bu geleneksel alışkanlıkların İngiliz idaresinin getirdiği yeni kültür tarafından elinden alınması, Boer tipinin İngiliz hakimiyetinden nefret etmesinin ana nedenidir; bu hakimiyet ona her türlü özgürlüğü verdiği halde (10).
Yararlanılan Kaynak
(1) Morenga, Uwe Timm, Can Yayınları, 2010. Sayfa 262.
(2) A.g.e., sayfa 263.
(3) A.g.e., sayfa 284.
(4) A.g.e., sayfa 265.
(5) A.g.e., sayfa 264.
(6) A.g.e., sayfa 301.
(7) A.g.e., sayfa 311.
(8) A.g.e., sayfa 18.
(9) A.g.e., sayfa 311, 312.
(10)A.g.e., sayfa 314, 315.
Leave A Reply