Altın halkalar. Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Erimtan Müzesi, 2018.
MÖ 8.-7. yüzyıla tarihlenen tasma kolyeler.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Erimtan Müzesi, 2018.
Altın halkalar.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Erimtan Müzesi, 2018.
Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmekte olan tunç bilezik örneklerinden.
Urartularda en yaygın olarak kullanılan takı türü bileziklerdi. Tunç levhalar üzerine yapılan betimlemelerde kadınlardan başka erkeklerde, tanrı, tanrıça ve kanatlı cinlerde de bilezik görülmektedir. Erkeklerde tek, kadınlarda iki veya üç bilezik seçilmektedir. Urartu madeni bilezikleri altın, gümüş, tunç ve demirden döküm tekniği ile yapılmıştır. Uçları genellikle kübik aslan, yılan ve ejder başlarıyla süslenmiştir. Aslan ve ejder başlı bilezikler, krallığın simgesi olarak yüksek sınıflar tarafından kullanılmış ve saray atölyelerindeki uzman kuyumcular tarafından üretilmiştir. MÖ 9. ve 8. yüzyıllarda hayvan başlı bilezikler ayrıntılı bir şekilde işlenmişken, MÖ 7. yüzyılın ortalarından itibaren bilezikler stilize edilmeye başlanmıştır.
Bronz bilekliklerin çoğu kalıpta imal edilmiştir. Hayvan motifleri ve özellikle hayvan başlı bilezikler çok yaygındır ve Mezopotamya’nın “hayvan stili”ni çağrıştırır. Kalıplarda döküm yapıldıktan sonra, ince uçlu el aletleriyle hayvanın kafa ayrıntıları işlenmekte idi. Aslan başları zamanla stilize edildiğinden panter, ejder ya da yılan başına benzemiştir.
Erken Demir çağından itibaren yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanan bilezikler ve pazubentler Urartu mezarlarında yoğun olarak ele geçmiştir. Bu takılar ölen kişinin mezarına zati eşyası olarak bırakılmıştır.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, 2018.
Urartu Krallığı döneminde, altın, gümüş ve antimondan yapılmış düğmelerin en güzel örnekleri Altıntepe’de yöneticilere ait aile mezarlarında ortaya çıkarılmıştır. Bir kadının elbiseleriyle gömüldüğü lahitte giysiyi süsleyen, rozet motifleri ile süslü, ortası bombeli kurs biçimli düğmeler, granülasyon tekniği ile bezelidir.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 2018.
Çin İmparatorluğu’nun son hanedanı olan Qing Hanedanı’nın en önemli yazar ve düşünürlerinden biri olan…
“…kabul gördüğünde nereli olduğunun önemi kalmaz……omlete sonradan eklenen tuz bir tat vermiyor….. Ben…
Goethe, Türkiye sözcüğünü, Osmanlı İmparatorluğu’nun odak noktasını oluşturan yer anlamında kullanır. Burası, insanların sürekli…
“MUTLULUK BAZEN BİR GÜN GEÇ GELİR” Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı mağlubiyeti pek çok…