- Tunç Çağı’nda (MÖ 3000-1200), Ege’de uygarlığın filizlendiği ilk yerin Girit olduğu kabul edilir. MÖ 2. binyılın son yarısından itibaren Mikenler (MÖ yaklaşık 1600-1100) tüm Ege’de hüküm sürmektedirler. Homeros, İlyada destanında onları anlatır. Mikenler, Akhalar olarak da anılırlar. Bu uygarlığa ait seramik buluntulara batıda Sardunya ve Malta adalarında, doğuda ise Mısır ve Fenike sahillerinde rastlanmaktadır. Bu izler bize ticari olarak oldukça geniş bir alanı kullandıklarını göstermektedir.
- MÖ 8. yüzyıla gelindiğinde gemi yapımı ve denizcilik tecrübelerini artırmış olan Yunanlar, Akdeniz kıyıları boyunca yerleşirler. Bu yayılmaya Kolonizasyon Dönemi adı verilir.
- MÖ 334 yılında, babası Makedonya Kralı II. Philip’in amaçladığı Pers seferine çıkan Büyük İskender, kuvvetli bir deniz gücüne sahip değildir. Sahil kentlerini bile karadan fethetmiş, hiçbir deniz savaşı yapmamıştır.

MS 117 yılında Akdeniz: Mare Nostrum.
MÖ 31’de Actium Savaşı’nda Kleopatra’nın gemileri kaçıp, Marcus Antonius’un donanması yenildikten ve Mısır düştükten sonra Augustus, askeri, siyasi ve hukuki uygulamalarıyla Akdeniz’i tarihte ilk defa tek bir otoritenin hakimiyeti altında birleştirmiştir. Akdeniz, Roma İmparatorluğu’na ait bir deniz, Mare Nostrum olmuş, Pax Romana (Roma Barışı) yüzyıllar boyu devam etmiştir.
Fotoğraf: Tarih Atlası, Dr. Hüseyin Dağtekin, İnkilap Kitabevi.
- MS 395 yılında, İmparator Theodosius’un ölümü ile Roma İmparatorluğu, Akdeniz eksenli olarak ikiye ayrıldı. Giderek artan Got, Vizigot ve Germen kavimlerinin baskısı ve Batı’nın son imparatoru Romulus Augustulus’un 476 yılındaki ölümüyle Mare Nostrum, Romalıların iç denizi olmaktan çıktı.
- Belçikalı tarihçi Henri Pirenne, İslam’ın ortaya çıkmasıyla birlikte Akdeniz’de birliğin sona erdiğini öne sürer. Mare Nostrum kıyılarında artık iki farklı ve hasım uygarlık uzanmaktadır.
Leave A Reply