Avusturya Dukalığı’nın başına 1411 yılında başına geçen Dük Albert 1420’de Habsburglar’ın Avusturya Yahudilerini koruma siyasetini terk etti. Onlara öyle zulmetti ki dönemin papası bile durumdan şikayet etti. Asıl derdi Yahudilerin servetini yağmalamaktı. Kendisine Moravya’nın idaresi verilince buradaki Yahudilere de aynısını yaptı (1).
1486 yılında kral olan Maximilian, Yahudilere karşı çok dengesiz bir tutum sergiledi: 1495’te sürgün emri verip sonra Aşağı Avusturya’ya mülteci olarak sığınmalarına izin vermiş, tüm Yahudi eserlerinin yasaklanmasını emredip hemen sonrasında vazgeçmişti (2).
I.Leopold (1658-1705), tüm Yahudileri Viyana’dan, 1671’de de Aşağı Avusturya’dan kovup tüm servetlerine de el koydu. İmparatorluk hazinesi Yahudi bankerlerden alınan borçlara bağımlı olduğundan bu hamle Leopold’un mali çöküşünü getirdi. Sonunda en zengin birkaç Yahudi ailesinin Viyana’ya dönmesini kabul edip birkaç yıl sonra tekrar mallarını yağmaladı. Leopold uzun süre Hollanda ve İngiltere’nin yardımlarıyla ayakta kaldı (3).
Maria Theresa (1740-1780), Viyana’daki Yahudileri kovduğu gibi, birkaç bin Protestan’ı da Transilvanya’ya sürmüştü (4).
1900 tarihinde, Bukovina’nın başkenti Chernivtsi’nin (günümüzde Ukrayna’da), nüfusunun üçte biri Yahudi idi. Burası, Yiddiş tiyatrosu ile Avrupa’daki Yahudi kültürünün merkezlerinden biriydi. Ama yine de onlar, Viyana’daki siyasetçiler için, dini bir azınlıktan başka bir şey değildiler. II. Joseph (1765/1780-1790), Yahudileri devlete daha faydalı hale getirebilmek maksadıyla onların sosyal ve iktisadi gelişmelerinin önündeki engelleri kaldırdı. Bu durum, eşit haklar verilmesi, seküler değerleri ve topluma dahil olmanın önemini vurgulayan, Haskalah ya da Yahudi Aydınlanması ile aynı döneme denk geldi. Galiçya’nın bazı kesimlerinde asimilasyon stratejileri reddedildi. Diğer yerlerde Yahudiler toplumun parçası olup ilerlemek için köyden şehirlere göç etti. 1880’lere gelindiğinde Viyana nüfusunun %10’u Yahudi’ydi; 1910’da Budapeşte’de bu oran %20’yi aşıyordu. Her iki şehirde de iş ve meslek hayatında Yahudiler egemen olup Viyana’nın hukukçularının dörtte üçü, hekimlerinin yarısı Yahudi idi. Viyana 1895’te Karl Lueger’i, Avrupa’nın ilk Yahudi aleyhtarı belediye başkanını seçti. Lueger, Slavlar ve köylerden gelen fakir Yahudilere ikamet etme izni vermeyerek Viyana nüfusunu Alman yoğunluklu tutmaya çalıştı. İki milyona varan şehir nüfusunun üçte ikisinden fazlası kaçak olduğundan sigorta, oturma ve oy kullanma hakları yoktu. Sokaklarda proto-faşist gruplar toplandı. Mecliste fazla olmasalar da önderlerini Heil diyerek selamlayan Pan-Almanlar oluştu. Yahudiler ise kendilerini “Bizler Alman ya da Slav değil Avusturyalı Yahudi ya da Yahudi Avusturyalıyız,” diye tanımlıyorlardı (5).
Eylül 1914’te köylülerin askerlere pusu kurması üzerine Habsburg kuvvetlerine verilen emir şöyleydi: “Belediye Başkanı, rahip, rahip yardımcısı ve başta Yahudiler olmak üzere diğer birkaçını seçip derhal vurun.” Bu talimattan da anlaşılacağı üzere zabit kadrosundaki Yahudi düşmanlığına muhalefet azalmaya başlamıştı. Habsburg subaylarının %17’si Yahudi’ydi (6).
Fin de siécle (Yüzyıl Dönümü) Viyana’sının hatırı sayılır şahsiyetlerinin çoğu Yahudi kökenlidir. Freud, Wittgenstein, Loos, Schoenberg, Bauer, Gustav Mahler, Hugo von Hofmannsthal, Schnitzler, Ludwig von Mises, Hans Kelsen, Zweig ilk akla gelen isimlerdir (7).
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nda başbakan ve dışişleri bakanı olmuş Macar Kont Gyula Andrassy, “Biraz Yahudi kanı Almanya’ya iyi gelir,” diyen Bismarck gibi, “Macaristan’a daha az değil, daha çok Yahudi gerek,” demişti (8).
1919’da Avusturya döneminin amirali Miklos Horthy Romenleri kovarak Budapeşte’ye girdiğinde şehrin suçlu bir kent olduğunu söyledi – kozmopolit, liberal, solcu ve Yahudi dolu olduğu için (9).
Yararlanılan Kaynak
(1) Habsburglar, Martyn Rady, Kronik Yayıncılık, 2022. Sayfa 72.
(2) A.g.e., sayfa 94.
(3) A.g.e., sayfa 205.
(4) A.g.e., sayfa 271.
(5) A.g.e., sayfa 392, 393.
(6) A.g.e., sayfa 414.
(7) A.g.e., sayfa 391.
(8) Başka Kentler, Başka Denizler Cilt 1, Murat Belge, İletişim Yayınları, 2019. Sayfa 150.
(9) A.g.e., sayfa 167.
Leave A Reply