- 1204-1261 yılları arasındaki Latin hakimiyeti sırasında Nicaea (İznik) İmparatorluğu Anadolu’da göreli ve geçici bir zenginliğe kavuşmuştu. 1261’de Nicaea, Osmanlıların ilerleyişi ve Moğol baskıları yüzünden uğradığı göçmen akınlarıyla düşüşe geçmişti.
- İmparatorluğun Paleologoslar devrinde (1261-1453) yeniden toparlanmasının ardından göreli bir bollaşma yaşanmış, ama yoksulluk da bariz şekilde tırmanmıştı. Bu dönemde Latinlerin kaybettikleri toprakları geri almak için sürdürdükleri ataklar; İtaltan tüccar cumhuriyetleri arasındaki düşmanlıklar; Sırp devletinin iktidar hırsı; paralı Katalan askerlerin 14. yüzyıldaki yıkıcı atakları; Osmanlıların taşra eyaletlerindeki ilerleyişi ve 1347’deki büyük veba salgını Bizans’ı zora sokan olaylar oldu. Akdeniz ticareti genişlemiş ama ticaret büyük ölçüde Bizanslıların erişimi dışında kalmıştı. 14. yüzyıl başında altın hyperpyron’un değer kaybetmesiyle fiyatların yükselmesi; köylü arazilerinin dağılımındaki eşitsizlik; kırsal manastırların fakirleşmesi ile keşişlerin bir bölümünün azledilmesi; özellikle Konstantinopolis ve Thessalonike (Selanik) için belgelenmiş kentsel yoksulluk; 1306-7 kışında zirve yapan kıtlıklar; Osmanlılar’dan kaçarak başkente sığınanların sayısı arttıkça tahıl ve ekmek fiyatlarındaki oynamalar; vergi memurlarının mükellefe yaptığı amansız baskı toplumsal açıdan olumsuz faktörler arasında sayılabilir.

İstanbul’da Fener ile Karagümrük arasında yer alan Ayios Yeoryios Potiras Kilisesi’nin yapım tarihi hakkında kesin bilgi yoktur. Son devir Rum kiliselerinin klasik mimari özelliklerini gösterir. Üç nefli bir bazilika şeklinde olup üzeri kırma çatı ile örtülüdür. Kuzeyindeki Paraklesion ile bitişiktir. Kaba taş ve tuğla karışımı ile inşa edilmiş olup sadece köşelerde düzgün kesme taş kullanılmıştır. Nefleri ayıran sütunlar mermer taklididir.
- Piskoposların yoksullar için yapılan bağışlarla ziyafet sofraları kurmaları yeni değildi ama bu çetin dönemde daha duyulur hale geldi.
- Patrik, bu zorlu koşulları toplumda yaygın hale gelen zinaya, büyücülüğe ve yoksulların ezilmesine bağladı. Vaaz geleneği yeniden önem kazandı, ahlakla ilgili konulara ve tefecilik konusuna vaazlarda geri dönüldü.
- 14. yüzyılda yazılmış bir eserde imparatorun Kutsal Perşembe günü 12 yoksul insanın ayaklarını yıkaması, giysiler armağan etmesi ve her birine üç altın sikke vermesi; azizlerin ölüm yıldönümlerinde manastır kapısında belirli miktarda para dağıtılması kaydedilmiş.
- Yoksulluk, eğitimli kesim olan kilise görevlileri, keşişler ve bilginler arasında da söz konusudur.
- Tanımlamalar sertlik kazanır: Yoksullar meleklere ve Tanrı’ya yakındırlar, iyi ahlak onların yanındadır; zenginler gereksiz büyüklükte servet içinde yaşamaktadır; bu dengesizlik düzeltilmelidir. Zenginler, yasadışı ticaret ile uğraşmakla itham edilirler. Yoksullar, karın tokluğuna çalışmaktan, zenginlerin onlarla aynı sofraya oturmamasından, onlarla ilişki kurmamasından, onlarla evlenmekten kaçınmasından şikayetçidir.
- Yoksulluk, Palaelogoslar devrinde de, eğitim eksikliğiyle, dinsel ayrılıkçılıkla, marjinallikle ve bazen de suçlulukla ilişkilendirilmiştir.
Ayios Yeoryios Potiras Kilisesi, Bizans İmparatorluğu, Bizans'ta Sosyal Sistemler ve Değişimler, Nicaea (İznik) İmparatorluğu, Paleologoslar devrinde
Leave A Reply