- 1950 yılında Paris’e yerleşen ve orada ölen Venezuellalı sanatçı Jésus Raphael Soto (1923-2005), biçime ve plastik sözcüğüne karşı olduğunu belirtmiş, Optik Sanat yolunda araştırmalar yapmıştır.
- 1952-1953 yıllarında yatay ve düşeylerden oluşan bir ağın üzerine yerleştirilmiş renkli alanlarla titreşimler elde etmeyi amaçlamıştır.
- 1957 yılında hareli bir fon önüne asılmış ince demir çubuklar ve iplerden oluşan ilk Titreşimli Strüktür’ünü gerçekleştirmiştir. Seyircinin yer değiştirmesiyle görüntü hareket kazanır ve biçim sürekli değişir. Eserde biçim, maddeselliğini yitirmiştir, mekana bağlı olarak optik titreşimler algılanır. Seyircinin kendisi, seyircinin içinde bulunduğu mekan, yer değiştirme süresi, yapıtın algılanışını değiştiren etkenlerdir.
- Soto seyirciyi, mekanı ve ışığı içine alan, içine girilebilir (Pénétrables)üç boyutlu eserler de tasarlamıştır. Hem Op Art hem Kinetik Sanat akımlarına dahil olan Soto’nun Pénétrables denen bu fiziksel olarak hareketli eserleri hem Kinetik Sanat; hem de yarattığı çevre (environment ile) ve seyircinin etkin, yaratıcı bir role sahip olduğu Çevre Sanatı’na da aittir.

Venezuela’nın başkenti Caracas’ta sergilenmekte olan Jésus Raphael Soto’nun Küre’si.
Fotoğraf:en.wikipedia.org
- Soto bu içine girilebilir, etkileşimli eserlerinden en az 25 adet üretmiştir. Soto bu yapıtlarında ince ve asılı tüpler, farklı boylarda naylon iplikler kullanmıştır. Bu yapıtlar, izleyicinin zihninde algılanmasından sonra tamamlanmış olur.

Venezuelalı bir başka sanatçı olan Carlos Cruz-Diaz (1923) da renk üzerine çalışmalar yapmıştır. Özellikle rengin fiziksel kalitesi ve biçimin renge bağlı optik karakteri üzerine yoğunlaşmıştır. Çalışmalarının neticesine bağlı olan eserlerini 1956 yılından itibaren, özellikle kırmızı ve yeşil renkleri kullanarak vermeye başlamıştır. 1962 yılından sonra renk gamını genişletmiş, tuval üzerine, seyircinin hareketine göre beliren daireler ve kareler çizmiştir. Daha sonra o da Soto gibi Çevre Sanatı’na ait eserler de gerçekleştirmiştir. Eserlerinde ışık oyunlarıyla renklerle beraber mekanın görünümü de değişmektedir. Yapıtlarının birinde seyirci birbirine bitişik ve birbirinden farklı renkte üç odadan geçer. Yukarıda Cromosaturation adlı mavi, kırmızı ve yeşil ile aydınlatılmış, göze ve zihne oyun oynamayı hedefleyen eserini görüyoruz.
Fotoğraf:londonslant.com

Op ve Kinetik Sanat ürünleri veren bir diğer sanatçı da İsrailli Yaacov Agam’dır (1928). Agam, 1953 yılında Paris’te seyircinin aktif katılımını gerektiren ilk Değişebilir’ini (Transformable) yapmıştır. Daha sonra farklı renkte çubuklardan oluşan, seyircinin yer değiştirmesiyle kromatik düzenleri değişen tasarımlar geliştirmiştir. Ses alanında da çalışmaları olan sanatçı, bazı yapıtlarında renk titreşimleriyle uygun düşen ses gamlarını birlikte kullanmıştır.
Fotoğraf:www.kinetica-artfair.com

Continuum, Bridget Riley,1963.
Bridget Riley’in, kademeli olarak büyüyüp küçülen, aralıkları azalıp çoğalan, nokta ya da çizgilerden oluşturduğu yapıtları çok ince hesaplanmış sistematik bir tasarımın sonucudur. Riley, çoğu kez resimlerini en ince ayrıntısına kadar önceden tasarlamış, uygulamayı ise endüstriyel üretimle gerçekleştirmiştir. Birbirlerini izleyen, hesaplı bir şekilde değişen çizgi, daire gibi biçimleri ya da renkleri optik olarak bir hareket yanılsaması yaratır. I968’de Venedik Bienali’nde Uluslararası Ödül’ü kazanan Riley, 1970’lerde daha çok düz çizgilerle ve renk şaşırtmacalarıyla çalışmış.
Fotoğraf:www.dolusozluk.com
- 1950-1960 yılları arasında Op Art’ın merkezi Paris olmuştur ama, 1958’den itibaren Almanya’da Zero Grubu ve Nota Grubu; Peter Sedgley, Jeffrey Steel, Michael Kidner, ilk Optik Sanat eserini 1961’de veren, 1965 yılına kadar sadece siyah-beyazı kullanan Bridget Riley (1931) Optik Sanat’ın İngiltere’deki gelişimine katkıda bulunmuşlardır.
- Bu anlayış, daha sonra Kinetik Sanat, Hard Edge ve Minimalistleri etkileyecektir.
Leave A Reply