- Yapısöküm, felsefe, iletişim sosyolojisi, eleştirel düşünce, sosyoloji, mimarlık, estetik, edebiyat teorisi ve benzeri bütün alanlarda yaygınlaşmış ve genel bir etki kazanmıştır.
- Yapısöküm etkisini mimarlık ve tarihte de gösterir.
- Yapısökümün etkisi altındaki Yeni Tarihselciler kapsayıcı tarihsel anlatılardan, tarihsel dönemlerin net bir şekilde ayrılmasından, tarihsel dönemin tek bir dünya görüşüne sahip olması fikrinden, tarafsızlık iddiasından, metinlerin tarihi nötr olarak yansıttığı görüşünden uzak durur.
- Yeni Tarihselciler lokal bilgi üretimine, görünüşe göre bağlantısız olaylar arasındaki bağlantılara ve tesadüflere, marjinal eserlere, görünüşe göre önemsiz olaylar ve anekdotlara önem verir. Tarihsel gerçekliğin hiçbir değerlendirmesinin anlatandan bağımsız olamayacağını savunur. Daha önce görmezden gelinen grupların öneminin ortaya konmasına fırsat yaratır, egemen ama önyargılı anlatımlara meydan okuyarak yeni tarihlerin yazılmasına imkan tanır.
- Yeni Tarihselciler, bilimsel bir dil kullanarak tarihi kendi görüşlerine göre oluşturmakla, farklı disiplinleri ukalaca birbirine karıştırmakla, akademik kanıt ve ispat standartlarını önemsememekle; tarihin sorumsuz, hatta tehlikeli revizyonlarına yol açmakla suçlanırlar.
- Postmodernist rölativizm, iddiaların hangi kurallar ve geleneklere göre ortaya atıldığını fark etmemizi sağlar.
- Jacques Derrida’nın bazı fikirleri Postmodern mimarinin teori ve pratiği üzerinde de etkili oldu. Yapısökümcü mimarinin ustaları arasında ilk akla gelen mimarlar Zaha Hadid, Bernard Tschumi, Peter Eisenman ve Frank Gehry’dir. Derrida, Paris’teki 1983 yılında başlayan Parc de la Villette projesinde Bernard Tschumi ile işbirliği yapmıştır.
- Yapısökümcü mimarlar, binanın çevresindeki bölge ile birlikte düşünülmesi gerektiğine inanır. Yapısökümcü binaların, çevreleriyle eleştirel bir diyalog içinde olması amaçlanır, pasif olarak uyum sağlamaları gerekmez. Uyum, sahte ve baskıcı bulunur.
- Çıkıntılı kirişleri, açıkta bırakılan yapı malzemeleri, olağandışı açılardaki pencereleri ile Yapısökümcü bir bina tamamlanmamış görünür.

Guggenheim Müzesi, Bilbao, İspanya.
Yapısökümcü mimarinin belki de en ünlü örneği fantastik ve ileri teknoloji ürünü olan bu müzedir. 1997 yılında açılan müze, Kanadalı-ABD’li mimar Frank Gehry’nin tasarımıdır. Binanın cam ve titanyum konturları bir gemiyi hatırlatır. Bir liman kentinde yapılmış olan müzenin yansıtma panelleri balık pullarını akla getirir. Oyunbaz ve fantastik bu mimari yaklaşım İspanyol (Bask) mimar Antoni Gaudi’ye (1852-1926) kadar geri götürülebilir.
Gehry, Yapısökümcü etiketini reddeder.
Fotoğraf:openbuildings.com
- Postmodernizm, her şeyin bir tek ve sağlam bir zeminde olduğu görüşünü terk etmiştir.
- Marksizm ve Freudçu psikoanaliz bu Postmodern kuşku çerçevesinde değiştirilmiş ve eleştirilmiştir.
- Değişmez doğrular olmadığı, yalnızca doğrunun versiyonları olduğu fikrine yol açtığından, her şeye açık olan ve hiçbir şeyin gerçek olmadığını söyleyen Yapısökümünü eleştirenler onda bir tür nihilizm bulur.
- Postyapısalcılık teorileri ve Yapısöküm fikirleri:
Dogmalarda gizli varsayımlara bakmamızı,
Değer yargılarını her zaman sorgulamamız gerektiğini,
Yeni olasılıklara açık olmamızı,
Her zaman belirli bir konumdan düşündüğümüz ve davrandığımızın farkında olmamızı ister. Çünkü saf doğruya ulaşmamızı sağlayan objektif bir bakış açısı olmadığını öne sürer.
Antoni Gaudi, Bernard Tschumi, Bilbao, Frank Gehry, Freudçu psikoanaliz, Guggenheim Müzesi, İspanya, Jacques Derrida, Marksizm, Nihilizm, Parc de la Villette, Peter Eisenman, Postmodern Düşünürler, Postmodernist rölativizm, Postyapısalcılık teorileri, Yapısöküm fikirleri, Yapısökümcü mimarlar, Yeni Tarihselciler, Zaha Hadid
Leave A Reply