LOUİS BOURGEOIS
(1911-2010)
- Uzun yaşamında, Modern-Postmodern-Yeni Dışavurumcu-Çağdaş eserler veren Louis Bourgeois, Modern ve Çağdaş Sanatın büyük isimleri arasında yer alıyor. Ayrıca itiraf/günah çıkarma sanatının da kurucusu kabul ediliyor.
- Louis Bourgeois, sadece kendisinden sonraki sanat oluşumunu derinlemesine etkilemekle kalmamış, kendisinden önceki sanat tarihinin de yeni bir gözle ele alınmasını sağlamış bir sanatçıdır.
- Kadınlık olgusunu ve öz yaşam öyküsünü sanatının ana damarı yapmış, 35 yıla yakın sürmüş psikanaliz seanslarını da yapıtlarına yansıtmıştır.
- Sanatı bellek, kimlik, beden, aidiyet, mekan, anımsama, unutuş, ihanet, yalnızlık, tekinsizlik gibi konuları işlemiştir.
- Sorbonne’da matematik okumuş olması, Kübist çizimleri için bir altyapı oluşturdu. Fernand Leger‘nin atölye asistanı oldu. Sonraki resimleri Gerçeküstücü izler taşıdı.
- 1947 sonrasında ilk heykel çalışmalarından sonra varoluşçu düşünceyi benimsedi
- Heykelleri için lastik, tahta, taş, metal, tekstil gibi çok çeşitli malzemeler kullanmıştır.
- Bourgeois, yuvarlak hatlı, erotik ve cinsel imajlardan oluşmuş eserlerini kümülüs bulutlarına benzettiği için kümül olarak adlandırmıştır.
- Feminist eğilimler de gösteren Bourgeois, “Erken dönem işlerim düşmekten korkmakla ilgiliydi. Sonraki işlerim düşme sanatı ile ilgili oldu. Kendini incitmeden düşmek yani. Şimdi yaptığım ise hiç düşmeyip asılı kalma sanatıdır”, demişti.
- New York Modern Sanatlar Müzesi’nde retrospektif sergi açan ilk kadın sanatçı olmuştur (1982).
- Bourgeois, 1993 yılında ABD’ni Venedik Bienali’nde temsil etmekle onurlandırılmıştır.
- Annesi o tezgâhların başında pasif ve hanımefendi, ömrünü tüketiyor. Babası ise, Bourgeois’nın dinmeyen kininin, öfkesinin nesnesine dönüşüyor.
- Baba nefreti, vatan nefreti, pasif annenin verdiği depresifliğin tiksintisi, büyüdüğü yüksek burjuva evinin öfkesi, nefreti, tiksintisi hiç peşini bırakmıyor. 27 yaşında Paris’i terk edip New York’a yerleşiyor.
- Örümceğin ağ örüşü ile aile işinin bağlantısı olduğu gibi, örgüdeki iç içe geçiş cinsel ilişkiyi de temsil eder. Örümcek, ebeveynleri ile ve diğerleriyle olan ilişkilerindeki zorlukların da temsilcisidir. Bourgeois’nın örümceği tehditkardır.
- Yaptığı örümcek heykellerinden dolayı Örümcek Kadın diye anılan sanatçının örümcek heykellerinden biri 2011 yılında 10.7 milyon dolara satılmış. Bu miktar, o zamana kadar bir kadın sanatçının eserine ödenmiş en yüksek meblağ imiş.
aidiyet, Alex Van Gelderland, anımsama, Arkansas, beden, Bellek, Bentonville, Bilbao Guggenheim Müzesi, Bourgeois, Çağdaş, Çağdaş Sanat, Çağdaş Sanata Varış, Cell XXVI, Choisy, Crystal Bridges Museum of American Art, Danimarka, Feminist eğilimler, Fernand Léger, Gemeentemuseum, Gerçeküstücü, Gözler, Güney Kore, Helsingor, Hollanda, Hücre, ihanet, itiraf/günah çıkarma sanatı, kimlik, Kopenhag, Kübist, kümül, lastik, Leeum, Londra, Louis Bourgeois, Louisiana Açık Hava Müzesi, Maman, mekan, metal, Modern, Mori Art Museum, National Gallery of Canada, Nature Study, New York Modern Sanatlar Müzesi, Ny Carlsberg Glyptotek, Örümcek, Örümcek Kadın, Ottawa, Postmodern, Samsung Museum of Art, sanat, Sorbonne, spider, tahta, taş, Tate Modern, tekinsizlik, tekstil, Tokyo, unutuş, varoluşçu düşünce, Venedik Bienali, yalnızlık, Yeni Dışavurumcu
Leave A Reply