- Romantizm için başlangıç ve bitiş tarihi saptamak olanaksızdır. Kimileri akımın 1800’de başlayıp, 1850 dolaylarında sona ermiş olduğunu öne sürerler ama akım, yaşamaya, onsuz düşünülemeyecek akımları beslemeye devam etmiş, 18.yüzyılda oluşmaya başlamış, ülkelere, sanat türlerine göre değişik tarzda ortaya çıkmış, 19.yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir. Romantizm, Sembolizm ve Empresyonizm’e, Kübizm ve Soyut Sanat’a kapı açmıştır. Artık, kurallar yoktur, bundan böyle her şey mümkündür.
- Romantizm, bir başkaldırı tohumu taşır, devrimle yakın ilişkisi vardır. Bireyin, var olana, kurulu düzene, kutsala karşı hoşnutsuzluğu dile gelir.
- 19.yüzyılın ilk yarısında Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi gerçekleşti. Otoriteye, geleneğe karşı özgürlük ve bireycilik, siyasette olduğu gibi sanatta da öne çıktı. Romantizm’de siyasal, dinsel, yazınsal özgürlük söz konusudur.
- Bir süreden beri tartışılmakta olan düşünce ve kavramlar için Fransız Devrimi bir katalizör olmuştur.
- Anayasaya kavuşan, bağımsızlıklarını veya milliyetlerinin tanınması hakkını elde eden uluslarla beraber ulus kavramı, devrimci ve romantik bir kavram oldu. 1820’de İspanya ve Napoli’de, 1821’de Yunanistan’da, 1830 yılında Polonya ve Fransa’da, 1830’larda İrlanda’da devrimci patlamalar oldu.
- Milliyetçiliğin Romantizm ile çıkar ortaklığı vardır.
- Çağa, devletin yetkilerini sınırlamayı savunan, felsefe, ekonomi ve siyasal düşüncede liberalizm hakimdir. Liberalizm, burjuvazinin dünya görüşü ve ideolojisidir. 1789 Devrimi, burjuvaziye iktidar yolunu açmıştır.
- Romantik sanat, yeni iktidarın isteklerini ve gereksinimlerini yansıtır.
- Fransa sınırlarının ötesine yayılan bir etkiye sahip, ünlü Napolyon Yasası’na göre, hiç kimse doğuştan ayrıcalıklara sahip değildir ve kanun önünde herkes eşittir.
- Romantizm akımında eşzamanlı bir uluslararası hareket söz konusu değildir.
- Bir tek romantizmden söz etmek, onu zaman ve mekanla sınırlamak mümkün değildir. Farklı ülkelerde farklı yankılar yaratmıştır.
- Romantizm, homojen ve eşgüdümlü bir hareket değildir, birçok romantizm vardır.
- Coşkuyu, yüreğin usa üstünlüğünü, sanatların kardeşliğini savunur.
- Avrupa’ya egemen olan us tapıncından vazgeçildi.
- Usdışı, düşçü, tanımlanamaz olan, melankolik ve nostaljik duygular uyandıran, şiirsel, bireyci, tutkuyu egemen kılan,
- Goethe’ye göre: klasik=sağlıklı, romantik=hasta. Oysa, Goethe’nin Werther adlı romanı romantizmi besleyen kaynaklar arasında yer almıştı. Goethe ve Schiller doğmakta olan akıma ılımlı bir bakış açısını benimsediler.
- Klasiklerin özdeksel, romantiklerin tinsel olduğuna dair bir başka tanımlama da yapılabilir.
- Romantik dünya dişi bir dünyadır.
- Romantik bakışta acı kaynağı olan kadın, onurlandırılmış, övülmüş, büyük saygı görmüştür.
- Romantik ruhta zaman zaman zevk ile acı, güzellik ile dehşet birbirine karışarak Kara Romantizm denen, beden/ölüm/şeytan’da yoğunlaşma ortaya çıkmıştır. Kara Romantizmin tanrısı şeytandır. Dehşetin sınırlarına uzanan romantizmi ile Goya’nın bazı tabloları Kara Romantizm’e örnek verilebilir.
- Özgürlük, kardeşlik ve devrim kavramları romantizmin mirasıdır.
- Artık, esin kaynakları gündelik yaşamda aranacaktır.
akım, başkaldırı, bireycilik, burjuvazi, Çağdaş Sanat, Çağdaş Sanata Varış, devrimci, dinsel, Empresyonizm, Fransa, Fransız Devrimi, Goethe, Goya, Kara Romantizm, kardeşlik, klasik, Klasikler, Kübizm, Liberalizm, Milliyetçi, Napolyon Yasası, özgürlük, özgürlük ve bireycilik, romantik, Romantizm, Romantizm nedir, sağlıklı, sanat, Sanayi Devrimi, Schiller, Sembolizm, siyasal, Soyut Sanat, tablo, ulus kavramı, Werther, yazınsal özgürlük
Leave A Reply