
Tang döneminin üç renk sırlı kil develeri, İpek Yolu’nun doğudaki başlangıç noktası olan Luoyang’daki kazılarda bulunmuş.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, 2017.
Tang Hanedanı döneminde Çin, ülkede barış, dışarıda itibara sahip oldu (1).
Eşit tarla sisteminde hükümet tüm arazilerin sahibiydi ve buraları ailelere tahsis ediyordu. Köleler dahil herkes arazi edinme hakkına sahipti. Arazi, sahibi öldüğü zaman yine devlete geçiyor ve yeniden tahsis ediliyordu. Bu sistem her arazi parçasının kullanılmasını, herkesin geçimini kazanma fırsatı elde etmesini güvence altına alıyor, kudretli ailelerce geniş malikanelerin kurulmasını da önlüyordu. Hükümetin daha etkili şekilde vergi toplamasına da olanak veriyordu. Böylelikle köylüler borçsuz ve özgür yaşayabiliyor, kendilerini köle ya da serf olarak satmalarına gerek kalmıyordu (2). Her aile belirli bir alanı tarım ürünlerine ayırdı. Bu adil toprak iltizamı (tax farming), Sui döneminde (581-618), hatta Kuzey Wei Hanedanı dönemindeyken (386-534/556) de uygulanmıştı. Düzenli olarak nüfus sayımı ve kadastro ölçümü yapıldı. Bu dönem düşük fiyatlar, güçlü bir merkezi denetim ve genel refahla ünlenmişti.
Yeniden örgütlenen ordu sayesinde Tang’lar, kuzeydeki Türki kabilelere de hakim oldular. Bizans’tan elçiler geldi. Roma daha önce 166 yılında Han döneminde gemiyle bir heyet göndermişti (3).
Tang döneminde güçlü bir ekonomik gelişme sergilendi ve ekonomi, büyük bölümüyle devletin elindeydi. Devlet, madencilik, tuz üretimi, taşımacılık gibi pek çok alanda çalıştırmak üzere çok sayıda işçi istihdam ediyordu (4).
İmparatorluk, eyaletlere bölünmüş, bunlar da illere ayrılmıştı ve her birini bir memur yönetiyordu. Tangler vergi toplamak için Üç Şef sistemini kullandılar: Beş aile bir mahalle, 5 mahalle bir köy, 5 köy bir cemiyet oluşturuyordu ve her düzeyin kendi şefi vardı. Her biri diğerlerinden sorumluydu. Her alım satım işinde devlete vergi ödeniyordu (5).
Kentler büyüdü, lüks mallardaki çeşitlilik arttı, tarım gelişti, demir teknolojisi yaygınlaştı, zanaatçılar zenginleşti, ipek ve porselen üretimi arttı, yeni bir tüccar sınıfı yükseldi (6). Vergilerin çoğunu tüccarlar ödüyor, ama halk hala tüccarları küçük görüyordu (7).
Tang’lar, Sui’lerce yapılmış olan Kanunnameyi temel alarak uzun ve ayrıntılı bir suç listesi ile cezalarını tespit ettiler. Bu hukuk ilkeleri, tüm hanedanlar tarafından gözetildi (8).
Entelektüel alışveriş tek yönlü değildi. Batı ve Orta Asya’dan gelen gökbilimsel, maddi ve matematiksel bilgi, mamul ürün, müzik ve zanaat akışı kültüre belirli bir kozmopolit çehre kazandırdı (9).
Asya’daki Çin etkisi, Hindistan, Orta Asya ve İran’dan gelen birçok misyonerle birlikte 8. yüzyılın ilk yarısında doruk noktasına çıktı (10).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Dünya Sanat Tarihi, John Fleming, Hugh Honour, Alfa Basım Yayım Dağıtım, 2016. Sayfa 265.
(2) Kısa Çin Tarihi, Gordon Kerr, Say Yayınları, 2021. Sayfa 60.
(3) Rönesanslar, Jack Goody, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2017. Sayfa 261.
(4) Kısa Çin Tarihi, sayfa 59, 61.
(5) A.g.e., sayfa 61.
(6) Rönesanslar, sayfa 264.
(7) Kısa Çin Tarihi, sayfa 62.
(8) A.g.e., sayfa 61.
(9) Rönesanslar, sayfa 265.
(10)A.g.e., sayfa 266.
Leave A Reply