
Eski Mısır’da kadınlar, inek kanı, kaplumbağa kabuğu ve yağ karışımını saçlarına sürer, saçların yumuşaklığı için ise bal kullanırlardı.
Sarı saç her dönemde çok sevilmiştir. Saçların yanması ve dökülmesi göze alınarak sarı rengi elde etmek için yollar aranırdı. Sirke ile saç rengini açmaya çalışmak kullanılan faydasız yollardan biriydi. Eski Yunan’da sarı çiçekleri potasyum ile karıştırıp saç boyası yaparlardı. Saç derisindeki problemleri gidermek ve parlak saçlara sahip olmak için elma sirkesi kullanırlardı. Eski Roma’da kadınlar, sirkenin yanı sıra safran ve altın tozundan da yararlanarak saçlarını sarı yapmaya çalışırlardı.
Japonya’da güzelliğin başlıca göstergesi belin altına kadar uzanan saçlardı.
Rönesans döneminde uzun ve yuvarlak alın modası vardı. Bu modaya uymak isteyen kadınlar, saçlarının ön kısımlarını tıraş eder, ayrıca kirpiklerini de tamamen alırlardı.
18. yüzyıl Avrupa’sında peruklar, saç bakımını unutturdu. Saçlar sımsıkı toplanıp eşarp ile örtülüyor, üzerine peruk takılıyordu. İnanılmaz zenginlikte ve büyüklükte peruklar ve peruk süsleri kullanıldı.
Osmanlı kadınının da saçları uzundu. Saçlar çeşitli sabunlarla yıkanır, saçın kuruluğu çiçek suları ve bitki yağları ile giderilirdi. Kına, en önemli saç bakım ürünlerinden biriydi.
Yani, kadın olmak hep zordu.
Fotoğraftaki heykelin adı Kadın Olmak. Sanatçısı Funda Çetgin (1977-), Genç Sanat 7, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, #beyoglukulturyolu.com, Kasım 2021.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Kaynak: Eski Çağların Güzellik Sırları, Melek Yazıcı, Voyant, Ekim 2021.
Leave A Reply