- yüzyılın ikinci yarısında Edirne’de Türk-İslam sanatına kazandırılan ve zamanla Osmanlı coğrafyasına yayılan bu sanat, bir tür lak tekniği ve bu teknikle süslenen eşyaya verilen isimdir. Geleneksel El Sanatları kategorisinde Somut Olmayan Kültürel Mirasımıza girmiştir. Edirnekârî süsleme, oyma, kakma ve boya bezekli eserler olarak üç gruba ayrılır. Bu süslemede geometrik motifler pek tercih edilmez. Daha çok stilize hayvan, çiçek desenleri, Çin bulutu motifleri işlenir. Ama en çok, Türk süsleme sanatında şükûfe (çiçek) tarzı olarak bilinen gül, karanfil, lale, sümbül, kasımpatı gibi çiçek desenleri kullanılmıştır.
- yüzyıl Edirnekârî motiflerinde çiçekler daha çok tek başına basit buketler veya stilize çiçekli dallardan oluşur.
- yüzyılda çiçekler buketler halinde, vazolar içinde veya sapları kurdele ile bağlı halde işlenmiştir. Eserlerin yapım tarihleri çiçeklerdeki form değişikliklerinden anlaşılabilir.
Edirne işi özellikle ahşap üzerine uygulanmıştır. Ahşap tırabzan ayaklarında, dolap kapaklarında, tavanlarda, sini ve şamdan altlıklarında, kavukluklarda, lambalıklarda, mahfazalarda kullanılmıştır. 18. yüzyılın başından itibaren ev eşyaları Edirnekârî teknikle dekore edilmiştir.
Mimari eserlerin iç dekorasyonunda, ahşap üzerine olduğu gibi, taş, mukavva ve deri eşyaların yüzeylerinde de uygulanabilir. Edirnekârî ahşap üzerine uygulanacağı zaman ceviz, dut, meşe, kestane, şimşir ve ıhlamur ağacı tercih edilir. Çeşitli renk ve tonlar bitkisel bezemede kullanılmıştır.
Kaba perdah yapıldıktan sonra süslenecek yüzeye astar çekilir. Daha sonra fon rengi atılır. Desen uygulandıktan sonra motiflerin sınırları vurgulanır. İçleri hemen boyanır. Kuruyunca lak denilen bir tür vernikle parlatılır.
Cilt kapaklarında bu tekniğin kullanımının İran’dan Osmanlıya geçtiği sanılmaktadır.
Bu eserler imzalı değildir.
Gezimizde Edirne Kaleiçi’nde Edrinus adlı atölyesinde, Edirnekârî ve bezeme ustası Halil Teksöz’ün eserlerini gördük.
Leave A Reply