Efsane için olağanüstü hikaye (legend), mitoloji için ise tanrıların tarihi tanımı yapılır.
Geçmişin gerçeği, efsane, gelenek ve yorumlarda saklıdır. Zamanla başvurulmuş bozmacaları temizleyebilirsek, efsane malzemesi gerisindeki tarihsel gerçeği ele geçirebiliriz belki. Aynı şeyi kişilerin çocukluk anıları ve düşlemleri için de söyleyebiliriz; anı kalıntılarının gerisinde, genellikle ruhsal gelişimin alabildiğine önemli özelliklerini içeren paha biçilmez hazineler yatar.
Sanat ve Sanatçılar Üzerine, Sigmund Freud, YKY, 2004. Sayfa 39.

Mitolojilerin belli bir ülke veya bölgeye özgü olduğunu söylemek zordur. Aynı öykülere dünyanın çeşitli noktalarında karşılaşmak mümkündür.
Eski çağlardan beri Ortadoğu’da yaygın biçimde bilinen Midas öyküsünün Kore’de de bilindiği görülür. Orada eşek kulakları olan kralın adı Kyongmun’dur. Midas öyküsünün benzer şekilleri Moğolistan ve Tibet halkbiliminde de bolca mevcuttur. Krezüs (Karun) öyküsü Okinawa Adaları’nda da anlatılır. Budizm, Eski Yunan kültüründen çok sayıda öge toplamıştır. Yunan ve Mısır anlatıları arasında, Mısır ve Japon anlatıları arasında belli belirsiz benzerlikler, kesişmeler, simetri ilişkileri ya da ters-yüz etmeler algılanır. Mısır ve Japon mitsel anlatıları arasında benzerliklere baktığımızda, Mısırlı Set ve Japon Susanoo, tanrılar topluluğundan atıldıktan sonra, gökyüzünde güneşin yanında, yeryüzünde ya da yeraltı dünyasında korkunç ilahlar olduklarını görürüz.
Ayın Öteki Yüzü, Claude Lévi-Strauss, Everest Yayınları, 2018.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Hatşepsut Tapınağı, Mısır, 2019.
Kültürümüzün önemli bir parçası olan mitlerin, tarih boyunca dünya görüşümüzün, değerlerimizin, düşünce sistemimizin oluşmasında önemli bir yeri olmuştur.
Medeniyet, Kültür, Sanat; Gündüz Vassaf, İletişim Yayınları, 2014.
Leave A Reply