- Afganistan’daki Özbek Türkleri, diğer Türk toplulukları gibi, Afganistan’ın kuzeyinde, yani Güney Türkistan’da yaşarlar. 16. yüzyıldan itibaren bölgeye hakim olmaya başlayan Özbekler, kurdukları Şeybaniler, Hokand, Astrahan, Mangıt, Buhara ve Hive hanlıkları vasıtasıyla 19. yüzyıla kadar buradaki hakimiyetlerini sürdürdüler. Herat, Bala Murgap, Maymana, Şıbırgan, Ser-i Pul, Akça, Mezar-ı Şerif gibi merkezlerde yaşayan Afganistan’daki Özbek Türkleri’nin sayısı ve Afganistan’ın genel nüfusu hakkında birbirinden çok farklı tahminler vardır. Çiftçilik, hayvancılık ve ticaretle uğraşan Afganistan Özbekleri Haraki, Kamaki ve Mangıt gibi Özbek aşiret adlarını kullanmaktadırlar.
- Afganistan, Çağatay Edebiyatı’nın ilk eserlerinin merkezi olmuştur. Ali Şir Nevai ve Hüseyin Baykara Herat’ta doğup büyümüş ve Çağatay Edebiyatı’nın temelini bugünkü Afganistan topraklarında atmışlardır.
- Ali Şir Nevai (1441-1501) şair, yazar, siyasetçi, dilbilimci, mistik ve ressamdır.
- Nevai’nin hayatının en önemli kısmı çocukluk ve mektep arkadaşı Horasan Hükümdarı Hüseyin Baykara’nın yanında geçmiştir. Herat Sarayı’nda mühürdarlık görevinde bulunmuş, vezirlik ve emirlik unvanları taşımıştır. Onun görevde bulunduğu dönemde devlet, hem idari hem de ilmi bakımdan yükselmiştir. Onun sayesinde Herat şehri, bir bilim ve kültür merkezi olmuştur. Nevai’nin birçok alanda yenilikler yaparak devleti ilerletmesi siyasi rakiplerini rahatsız etmiş ve iftiralara uğramasına yol açmıştır. Bunlardan rahatsız olan Nevai, bir müddet emirlikten uzaklaşmış, Herat’a döndükten sonra siyasetten uzak durmuş, sadece bilim ve sanatla uğraşmıştır. Hüseyin Baykara’nın fikir danıştığı yüksek bir şahsiyet olarak, eskisinden daha saygın bir konuma erişmiştir. Nevai’nin bu devirde çok zengin ve ihtişamlı bir hayatı olmuş; hükümdarı tarafından defalarca evinde ziyaret edilmek şerefine ulaşmış; başta kendi evi olmak üzere, bütün Herat’ın akademik açıdan yükselmesine vesile olmuştur. Hüseyin Baykara, ordusuyla birlikte Herat’tan ayrılırken Nevai’yi kendi yerine vekil bırakmıştır. Nevai, geçirdiği kalp krizi sonucu Herat’ta vefat etmiştir.
- Türkçe, özellikle Arap ve Fars dilleri karşısında dönemin aydın zümreleri tarafından ihmal edilmeye başlanmıştır.
- Farsça’nın resmi dil olduğu, Türk aydınlarının bu dille eser vermeyi hüner kabul ettiği bir zamanda Nevai, Çağatayca’nın Farsçadan üstün bir dil olduğunu savunmuş ve kendinden sonrakileri bu yolda eserler vermeye teşvik etmiştir. 15. yüzyılda Çağatayca’nın klasik bir yazı dili olarak kimlik kazanmasında ve Çağatayca edebiyatının oluşmasında büyük rolü vardır. Timurlular devletinde Türkçe yazan sanatçılar azdır. Nevai, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına çatar. Çağdaşlarının Farsça’nın karşısında edebi dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir. Farsça ve Türkçe kelime ve mana karşılaştırması yapar ki, bu eseri bazı yorumculara göre, Türk dili tarihinde Divanü Lügati’t-Türk‘ten sonra ikinci önemli kitaptır. Divanü Lügati’t-Türk, Orta Türkçe döneminde Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat’ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça bir sözlüktür.
- Bu halk arasında yetişen sanat adamları, öz dilleri varken, öz dilleriyle şiir söylemelidir, diyen Nevai’den sonra Çağatayca yazınsal dil olarak çok saygın ve önemli kabul edilmiştir. Hamse sahibi ilk Türk şairidir. Hamse, bir şairin beş mesnevisinin bir araya getirilmesiyle oluşan yapıttır. Hamse, Türk edebiyatında 16. yüzyılda gelişmeye başlamıştır. Nevai, 30 eser üretmiştir. Farsça eserleri de vardır.
- Orta Asya Türk şiirini, en üstün seviyesine ulaştırdığı düşünülür. Onun şiirlerinde kullandığı Türkçe asırlarca Nevai Dili adıyla anılmıştır.
- Nevai, Bilge Kağan (683-734) ve Kaşgarlı Mahmut’tan (1005-1102) sonra Türk diline en büyük hizmeti yapan kişi olarak kabul edilir.
- Tüm Türkçe konuşulan bölgelerde etkili olmuş biridir.
- Göktürkler, Uygurlar ve Karahanlılar gibi Türk devletlerini kuran hükümdarların, eski çağların ilk büyük destan kahramanı Alp Er Tunga’yı en eski ataları olarak tanıdıklarını gösteren eski tarih kayıtları vardır. Şehname şairi Firdevsi, bu kahramanı Afrasiyab adı ile anar. Afrasiyab, Semerkand’ın bir başka adıdır. Bu Türk kahramanı için söylenmiş ağıtlar MS 11. yüzyıla kadar yaşayarak Türk dili edebiyatının örnekleri arasında yer almaya devam etmiştir.

Ali Şir Nevai’nin doğumunun 550. yılı anısına 1991 yılında Rusya Merkez Bankası’nca basılan hatıra parası.
Fotoğraf:tr.wikipedia.org
- Timurlu Devleti’nde 1469-1506 yılları arasında başa şair Hüseyin Baykara geçer. Onun zamanında Herat başkenttir. Taht kavgaları ve savaşlarla geçen uzun saltanat döneminde bilim, sanat ve edebiyatta büyük gelişmeler sağlanmıştır.
- Timurlu Herat’ı, bir Türk-İran uygarlığıdır. Hüseyin Baykara da Farsça ve Türkçe şiirler yazmıştır.
- Timurlu soyunun son büyük hükümdarı olan Hüseyin Baykara, Türk kültürünün Çin, Kuzey Asya ve Hint etkilerini özümleyerek parlak bir düzeye ulaşmasında önemli rol oynamıştır. Herat’taki sarayını canlı bir bilim merkezi durumuna getirmiş, döneminin önde gelen düşünür ve sanatçılarını koruma altına almış ve onların yakınlıklarını kazanmıştır. Onun döneminde Herat’taki Devlethane, bilimler akademisine dönüşmüştür. Hüseyni mahlasıyla Türkçe ve Farsça şiirler de yazan Hüseyin Baykara’nın Türkçe şiirleri Divan-ı Sultan Hüseyin Mirza Baykara adıyla yayımlanmıştır. Şiirlerinin bir bölümü de Hüseyn-i Baykara Divanı’ndan Seçmeler adı altında basılmıştır.
Afganistan Özbekleri, Afrasiyab, Akça, Ali Şir Nevai, Ali Şir Nevai Parkı, Ali Şir Nevai'nin heykeli, Alp Er Tunga, Astrahan, Bala Murgap, Bilge Kağan, Buhara, Çağatay Edebiyatı, Divan-ı Sultan Hüseyin Mirza Baykara, Divanü Lügati't-Türk, Firdevsi, Göktürkler, Hamse, Herat, Herat Sarayı, Hokand, Hüseyin Baykara, Hüseyn-i Baykara Divanı, Kaşgarlı Mahmud, Mangıt, Maymana, Mezar-ı Şerif, Nevai Dili, Özbekistan Gezisi, Şehname, Semerkand, Ser-i Pul, Şeybaniler, Şıbırgan, Taşkent, Uygurlar
Leave A Reply