- Orta Asya topraklarının önemli bir bölümü çöllerden oluşmasına rağmen, üzerinde pek çok medeniyet kurulmuştur. Susuz medeniyet olamayacağına göre, peki bu nasıl başarıldı?
- Bütün çöllerde yüzeyaltı suları bulunur. Yüzeye yakın kesimlerde su, buharlaşarak yok olur. Daha alttaki katman görece kuru olsa da, daha az geçirgen katmanlarla kuşatılmış ve su içeren tortullardan oluşan mercekler taşıyabilir. Bunun altında ise yeraltı su katmanı denen, doygun bir katman bulunur.
- Su içeren katman yüzeye yükselerek yağış miktarının yüksek olduğu kesimlerde açığa çıktığında, yeraltı suyunun en önemli kaynağını oluşturur. Çöllerde yapılan araştırmalar, yüzeyaltı su katmanlarının ortalama 20-30 bin yaşında olduğunu ortaya koymuştur. Yüzeyaltı sularına çoğu zaman fosil su denir.
- Su katmanı yüzeye bir çıkma yaparsa vahalar ve yüzeye yakın birikintilere olanak veren artezyen suyu oluşur. Yüzeyaltı sularının geçirgen tortullarda ya da su taşıyan katmana kadar uzanan çatlaklarda birikmesi de yine bu oluşumlara ortam hazırlar.
- MÖ 9.-6. yüzyıllarda Urartular madencilerinin başlattığı yer altı tünel kazım teknikleri zaman içinde geliştirildi. Kar ve yağmur sularının kabaca %10’u yüzeyden, %90’ı yer altından denize ulaşır. Kurak iklim kuşağında olan, denize uzak, yağmuru az, havası nemsiz, yüksek buharlaşma oranı olan yerlerde yüzey tatlı su kaynakları çabuk kurur. Bu özellikleri taşıyan bölgelerde kehriz denen, yeraltı su kanalları sistemi en doğru seçenektir.
- Kehriz, suyu dağlık bölge gerisinde bulunan alüvyon yelpazelerdeki akiferlerden, deniz seviyesine oranla alçakta kalan tarım alanlarına taşımaya yarayan yatay yeraltı galerisidir. Taşıdığı su, yeraltı suyu beslenme alanlarına açılan ana kuyulardan sağlanır. Bir kehriz, suyu yeraltından taşır, genellikle tarım bölgelerinde yüzeye çıkar.

Bir kehriz düzeni, yer altında açılan yolun süzülme bölümü, yer altında açılan yolun su iletim bölümü, 20 ile 35 metre aralıkla kazılmış dikey kuyular, açık su yolu, küçük su toplama göleti ve sulama alanından oluşur.
Fotoğraf: blog.milliyet.com.tr
- Dağlarda yeraltı su düzeyi yüksektir. Bu su, derinliklere kaybolmadan önce suyun yolunu kesmek gerekir.
- Deneme kuyuları kazılarak, düzenli ve yeterli su akışı belirlendikten sonra, güzergah tasarlanır, yeraltı su yüzeyine kadar ulaşan ana kuyu kazılır. Kuyudan toprak çıkrık ile çekilir.
- Sızma ve buharlaşmadan dolayı su yitimini önlemek için su yolunun çoğunluğu yer altındadır.
- Bir kehriz, yerçekimi kuvveti ile işler, pompa ihtiyacını ortadan kaldırır. Bazen kehrizler, yer altı sularını yüzeye çıkarmak için mevsimlik akarsulara koşut olarak kazılır.
- Suyun yeryüzüne çıktığı noktalarda yerleşimler oluşmuş, ekin alanları açılmış, bazı yerleşimler sahip oldukları kehrizlerle adlandırılmıştır.
- Bu sistemin en meşhur örneği Doğu Türkistan’ın Turfan bölgesindeki Karız Kanalları’dır. MÖ 500-MS 500 yıllarında yapımının başladığı düşünülmekte olan kanallar önce yüksekten alçağa doğru belirli aralıklarla kuyular kazılmış, sonra bu kuyular yeraltı su kanallarıyla birbirine bağlanmıştır. Karız Kanalları bugün de fonksiyonunu yitirmemiştir ama suyu akan kehriz sayısı azalmıştır. Çin topraklarındaki üç harikadan biri olarak kabul edilen Karız Kanalları için yılda 150 bin ziyaretçi ağırlayacak şekilde tasarlanan bir müze açılmıştır.

19. yüzyılda Orta Asya’ya gelen seyyah Mehmet Emin Efendi 1878 yılında basılan hatıratında, su kanallarının her sene temizlendiğini, ahalinin birkaç gün bu işte çalışmak zorunda olduğunu, hükümetin tayin ettiği memurun temizlik işini denetlediğini yazar. (Bu kitabı bize sevgili Yıldırım Büktel hediye etmişti.)
Fotoğraf: www.turk.org.au
- Dünyanın pek çok kurak bölgesinde eski kehrizler hala kullanılmaktadır ve yeni kehrizler yapım aşamasındadır. İran’da, kanat denilen yoğun yer altı su yolları bugün de kullanılmaktadır.
- Kehriz metodu zaman içinde hiç değişmemiştir.
- Türkmenistan sınırlarındaki Köne Ürgenç’in sulama sistemini 1221 yılında Moğollar bozmuş, şehir taşınmış; Buhara’da, Rus bombardımanı ile su sistemi zarar görmüş, yeraltı suları yükselmiş, bazı binalar zarar görmüş. Bu sistem bozulduğunda onarımı çok zor, hatta bazen mümkün olmuyormuş.
- Türk halklarının tümünde kadınlar başlarına, boyunlarına, kollarına gümüş takılar takıyorlar. Göçtüklerinde karşılarına çıkan su birikintisine hepsi üzerlerindeki gümüş takıları atarak, gümüş mikrobu kendine çektiği için, bu yöntemle suyu dezenfekte ediyorlarmış. Göçebe yaşamda lüzumsuz hiçbir şey olmuyor, her şeyin bir fonksiyonu var.
- Su Türkün canı, at ise kanadıdır.
- Çiçekten nazik, taştan sert olmak uygundur.

Maveraünnehir’de önemli yapıların temelinin çürümesini önlemek için yapının yakınına yeraltı sularını toplamak için sarnıçlar veya havuzlar yapılırmış. Merv’den bir örnek.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu
Leave A Reply