
Suriyeli sanatçı Tammam Azzam, Suriye’ye özgürlük getirmek amacıyla başlatılan savaşı Özgürlük Heykeli‘ni savaşın yarattığı molozlardan tasarlayarak anlattı.
Fotoğraf: Doğruluk Payı
Peygamberin Şarkısı, insanın kanını donduruyor.
Distopya değil. Çok gerçekçi. O kadar gerçekçi ki, insan duymak istemiyor. Ama işte asıl hata da bu.
Bir ülkenin çöküş sürecinde eğitimli bir annenin/evladın direnci bizi karışık hislere sürüklüyor.
Bazı şeyler o kadar tanıdık ki…
“Ülkemizin birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğu böyle bir zamanda…” Benim kulakların bu cümleyi kaç kere duydu, kim bilir…
“Bu ülkede hukukun üstünlüğü var, haklarımızı böyle ihlal edemezsiniz.” “Hukukun Üstünlüğü!…”
“Bu herifin öyle bir kini var ki, diyor, çok yakında bir tasfiye olur, kendi tiplerini sever bunlar, o yüzden fazla dikkat çekme, o kadar diyeyim.” Sayfa 62.
“Tutuklanan çocuklardan ikisi ölmüş, naaşları ailelerine teslim edilmiş. İşkence izleri görülen cesetlerin fotoğrafları halka açık ortamlarda sergilenmiş.” Sayfa 71.
“Olağanüstü hal kanunlarının yürürlükten kaldırılması ve bütün siyasi mahkumların serbest bırakılması çağrısında bulunuyor.” Sayfa 73.
“Yargı Diktasına Son” Sayfa 107.
“Polisi aradım ama kimse gelmedi.” Sayfa 114.
“Dün gece olan biteni seyrettiler, tek bir laf dahi etmediler.” Sayfa 115.
“Evlerine yapılan bütün ülkede yapılmış, arabaların camları borularla sopalarla parçalanmış, vitrinler indirilmiş, ev duvarları tahrip edilmiş. Adamlardan bazılarının asker, bazılarının polis olduğuna dair söylentiler de var. Bütün olayların aynı gece yaşanması da ne tesadüf.” Sayfa 117.
“Karşımızda bir kara delik açılmakta. Biz kaçış sınırını geçtik ve rejim devrildiğinde bile kara delik büyümeye devam edecek ve ülkeyi onlarca yıl yiyip bitirecek.” Sayfa 123.
“Tarih çekip gidememiş insanların sessiz bir kaydıdır, seçim şansı bulamamışların kaydıdır, gidecek yeriniz olmadığında veya gitmeye imkanınız el vermediğinde gidemezsiniz, çocuklarınız pasaport alamadığında gidemezsiniz, ayaklarınız toprakta kök saldığında ve onları oradan koparmanız mümkün olmadığında gidemezsiniz.” Sayfa 147.
“ Zavallıcık diş çıkarıyor. Bu yaştaki çocukların dünyadan ne kadar haberleri olabileceğini merak ediyor, vücudunda korkunun kokusu var, ne göz ardı edilebilen ne de bastırılabilen bu kokuyu tanıyarak büyür çocuk, annenin travmasını kendi içinde duyar, daha sonra kullanmak için vücudunda taşır, yetişkin olan çocuk dehşete ve kör anksiyeteye teslim olur, etrafındakilere saldırır, Eilish kollarında sorunlu bir adam tutuyor.” Sayfa 175.
“Arkada bırakılanların asla arkada kalmayacağını, ağırlıklarının artarak sonsuza dek sırtlarına yükleneceğini biliyor.” Sayfa 223.
“Ben eskiden özgür iradeye inanırdım, tüm bunlar olmadan önce sorsan derdim ki kuşlar kadar özgürüm, ama artık o kadar emin değilim, şimdi, özgür iradenin nasıl mümkün olabileceğini göremiyorum, her şey arka arkaya birbirine bağlanıyor, sonra bütün olay kendi ivmesini kazanıyor, yapabileceğin hiçbir şey olmuyor, şimdi görebiliyorum özgürlük sandığım şeyin aslında sadece mücadele olduğunu ve özgürlük diye bir şeyin hiç olmadığını.” Sayfa 235.
Devlet tarafından okuldan zorla alınıp orduya gönderilenler; sokağa çıkma yasakları, bu yasakların uzatılması; avukat tutma hakkının tanınmaması; mahkemelere başvuru hakkı olmaksızın tutukluluk halinin devamı; her gün başka bir uluslararası firmanın kapılarını kapatması; devletin ordusuna ilaveten isyancıların da ordusunun ortaya çıkması; çöplerin kasten toplanmaması; kimsenin artık neyin doğru olduğunu bilememesi….Ama korkmayın tüm bunlar Kuzey İrlanda’da oluyor. Ama bir ülkenin çöküşüne giden yolun geçtiği durakların hep aynı olduğunu, olayın evrenselliğini bize gösteriyor.
Ve yazar tüm bunları yokuştan aşağı yuvarlarcasına, o hızla anlatıyor. Soluksuz bırakıyor. Hem hızdan hem gerçekçilikten.
Tüm bunları üç boyutlu bir üslupla yazıyor. “onun gözlerinde rüyasından dışarı taşan dehşeti görebiliyor,” “bu öfkenin altından utancın gelişini görüyor,” …
Paul Lynch’in eserini çok beğendim. ‘Beğendim’ az oldu, uzun zamandan beri okuduğum açık ara en iyi kitap. Anlaşılan beğenen çok olmuş. 2023 Booker Ödülü, Peygamberin Şarkısı’na verilmiş.
Peygamberin Şarkısı, Paul Lynch, Delidolu, 2024.
Leave A Reply