- Otoritenin etik ve yasal olmayan faaliyetleri otorite suçları olarak adlandırılır.
- Reel şiddet olasılığı iç ve dış siyasetin özünü oluşturur.
- Düzen ya da gelişme adına baskı, sömürü ve zulüm; yıldırma, keyfi yönetim, bir halkı kimliğinden yoksun bırakma; bir halka baskı yoluyla kendisini sömürenlerin ölçülerini benimsetme, onu ikinci sınıf yurttaş konumuna itme, mübadele, çaresiz ve muhtaç bırakma devletlerin işlediği suçlar kapsamına girer.
- Hakir görme, sürgün, aforoz, hukuk koruması dışına çıkartma, olağanüstü hal uygulaması kullanılan araçlardan bazılarıdır.
- Sosyal sistemlerin aşırı zorbalığının, insan ruhunu felç etme ve kitlesel boyun eğme eğilimini ortaya çıkarttığı biliniyor.
- Pek çok ülkede “resmi görüş”ün dışına çıkmak tehlike içerir. Yüksek sesle düşünmek, düşündüğünü çekinmeden söylemek, pek çok ülkede, her türlü mahkumiyetin başlangıç noktasıdır.
- İstikrarın temini için korku ve endişenin gerekli olduğu düşünülebilir. Bu yüzden salgın, savaş ve teknolojinin gerekli olduğunu düşünen çevreler vardır.
- Bütün devletlerin içinde bir düşman ilan etme kurumu vardır. Hatta düşman yoksa onu inşa etmek gerekir. Farklı olan, tehditkardır.
- Herhangi bir işi yapabilmek için bireyler zamanlarının önemli bir bölümünü politikacılarla ilişki kurmaya harcamak zorundaysa ülkenin kaynakları yanlış kullanılıyor demektir.
- Asur (MÖ 3000-MÖ612/609) rölyeflerinde kurban edilen hayvanın ifadesinde acı vardır ama avcının/kralın ifadesi korkusuz ve soğukkanlıdır; onun kendi şiddetinden etkilenmediği vurgulanır. Rölyeflerde yer alan şiddet, şiddet eylemine maruz kalan kurbanı odak noktası yapar. Tüm rölyeflerde görülen bu kodlama izleyiciyi bir çeşit estetik şiddete katılmaya veya katlanmaya çağırır. Narsisizm ile saldırganlığın el ele yürüdüğü düşünülür. Av hayvanının hem de aslan gibi güçlü bir hayvanın hakkından gelinmesi, erkek kimliğinin bir narsistik göstergesidir. Asur sanatında gözlenen sert disiplin, dosta düşmana politik şiddetin varlığını yansıtmaktadır. Bedende iktidarın tüm denetimleri kendini göstermektedir. Betimlenen ölü ve yaralıların hiçbiri Asurlu değildir. Asur sanatı narsisizmin yüceltildiği bir propaganda sanatıdır. Hiçbir zaman yenilmeyen bir Asur imgesi yaratmak için başvurulan bu yöntem, Mezopotamya’da binlerce yıl hiç değişmeden sürmüştür.
- Antik resmin kanonik prensiplerine göre, kralın ve önemli kişilerin daha büyük betimlenmesi de politik baskının ifade edilmesidir.
- Kölelik sistemi insanın insana şiddetini hukuki hale getiren bir sistemdir.
- Kent devletlerinin en önemli özelliği ataerkil egemenlik ilkesine dayalı oluşudur. Ataerkil sistem sömürücüydü; ruhsal mekanizması ise korku, dehşet ve boyun eğmeden oluşuyordu ve bu özelliği itibariyle şiddetin ve kaba güç felsefelerinin başlangıç noktasını ifade etmekteydi.
- Platon’un (MÖ 427-347) bireyi yok sayan, yaptırımcı, baskıcı devletine örnek olan Sparta, hastaları ve sakatları ölüme mahkum ediyordu.
- Aristo (MÖ 384-322), iyi yasa kurucular adaletten çok dostluğun korunmasına dikkat etmelidir, der. Dostluk, toplumsal yaşamı hukuk düzeninden daha yetkin düzenler, özellikle de şiddeti en az düzeye indirir.
- Otorite silah demektir, silah güç, güç baskı, baskı ise şiddet demektir. Savaş şiddetin çocuğudur, şiddet de kaba gücün.
- Romalı devlet adamı Cicero (MÖ 106-43), barış istediğimizi göstermek için savaşalım, der.
aforoz, Andrei Platonov, Aristo, Asur, Asurbanipal, Asurbanipal Aslan Avında, ataerkil, ataerkil egemenlik ilkesi, Ataerkil sistem, baskı, bir halkı kimliğinden yoksun bırakma, British Museum, Cicero, Çizgilerle Ekonomi, dehşet, Devlet Şiddeti, Edebiyat ve Sanat Akademisi, Ekonomik şiddet, estetik şiddet, güç, Hakir görme, hukuk koruması dışına çıkartma, insanın insana şiddeti, kent devletleri, keyfi yönetim, Kölelik sistemi, korku, Narsisizm, neden şiddet uyguluyoruz, olağanüstü hal uygulaması, Otorite, otorite suçları, Platon, pleb, plebler, politik şiddet, resmi görüş, RIUS, Roma, savaş, şiddet, silah, sömürü, Sparta, sürgün, yıldırma, Yordam Kitap, zulüm
Leave A Reply