Devrim, yasalara ve alışkanlıklara karşı yapılır.
Devrim, etki üretmek maksadıyla oluşturulan tepki olarak tanımlanır.
- Protestanlık da bir devrimdir ve Otuz Yıl Savaşlarına yol açmıştır.
- Devrim, bir sınıfın bir diğerini şiddet kullanarak alaşağı etmesi, devrim karşıtlarının izinin sürülüp ortadan kaldırılmasıdır. Dolayısıyla ihbar ve iftira mekanizmalarının çok çalıştığı zamanlar yaşanır.
- Fransız Devrimi 1789 yılında olmuş ve bitmiş bir şey değildir. Kaos, aşırı şiddet ve Napoleon Bonaparte’ın yükselişi dikkate alındığında Fransız Devrimi çok radikaldir. Bourbon Restorasyonundan (1814/1815-1830) 15 yıl sonra Paris sokakları yeniden barikatlarla kaplanmış, daha sonrasında 1848, 1871, Halk Cephesi, Direniş ve ’68 Mayısı gibi her biri kendince Büyük Devrim’le sürmüştür.
- Ne zaman ki kendi anayasaları ve ona eşlik eden seçimler Fransa’da Jakobenlerin iktidarına bir tehdit oluşturmaya başladı, anayasayı askıya almakta ve suçlu gördüklerine terör uygulamakta duraksamadılar.
- 1917 Bolşevik Devrimi kanlı bir hadiseydi. Yalnızca komünist olmayan unsurları değil, iktidarları için tehdit oluşturabilecek diğer komünist unsurları da tasfiye edip öldürdüler. İç Savaş, ardından Stalin’in kamulaştırma politikaları ve milyonlarca insanın hayatına mal olan tasfiyeleri ile, yaygın insan hakları ihlalleriyle trajik bir dönemdi.
- Sosyalist rejimin tahkim edilmesi ve milli bilincin baskılanması adına Sovyetler Birliği toprakları içinde zorla kitlesel yer değiştirmeler yaşandı. 23 milyonu Rus olmak üzere, 54-65 milyon insan kendi ulusal merkezlerinin dışında yaşamak zorunda bırakılmıştır.
- Proletarya diktatörlüğünde düşman olarak görülen elitler Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da (Avrupa Birliği gibi dış güçlerle işbirliği halinde oldukları ve vatanlarına yabancı olan fikirleri destekledikleri için) mubah sayılmadılar.
- Sovyet çalışma kampları gibi Kızıl Çin’de de laogai denen siyasi suçluların gönderilerek çalışmayla yeniden eğitildikleri kamplar vardı.
- Mao Zedong, Küçük Kırmızı Kitapta şöyle der: “Çin’deki gericileri devirmek bizim görevimizdir. Gerici olan her şey aynıdır; vurmazsan , düşmez. Bu aynı zamanda yerleri süpürmek gibidir; süpürgenin erişemediği yerden, toz kendiliğinden gitmez…..Devrim, bir akşam yemeği, makale yazmak, resim yapmak ya da nakış gibi zarif, sakince yapılan, ılımlı ve asil bir iş değildir. Devrim, bir sınıfın diğer sınıfı devirdiği bir şiddet eylemi, bir başkaldırıdır.”
Mao’nun deyişiyle, politika şiddet demektir. Devrim bir çay partisi değildir: en katıksız haliyle şiddettir. Mao bir kıvılcımın kolaylıkla yangına dönüşebileceğini de söyler. - 1949 sonrası Tayvan’a kaçmak zorunda kalan 1 milyon sivil ve 600 bin asker Çin devriminin mültecileri idi. Devrimin ilk 20 yılında yaklaşık 3,5 milyon insan ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı.
- Bir komünistin tüm sırları Partiye aittir. Parti, bir komünisti yapmayı vaat ettikleriyle değil, o güne dek yaptıklarıyla değerlendirilir. Parti tüm üyelerini sürekli denetler. Yükselebilmek için Parti’ye bağlılığı kanıtlamak gerekir. Parti her şeye, düşüncelere, eserlere, özel hayata her şeye karışır. Her şey her yurttaşın dosyasına kaydedilir, sahibi hayatı boyunca o dosya hakkında bilgi edinemez.
- Herkes adının başında yoldaş teriminin bulunmasını sağlamak zorundaydı. Aksi takdirde “kötü tohum” olarak damgalanır, çalışmayla yeniden eğitim kampına gönderilirdi.
- Çin Kültür Devrimi’ne Kızıl Terör, Kızıl Muhafızlar’ın kızıl terör dönemi de denmiştir. Toprak sahipleri, zengin köylüler, karşı devrimciler, zararlı kişiler ve sağcı hainler olarak damgalananların evleri aranırdı. Kültür Devrimi sırasında eleştiri hareketleri ve bazı fesat odakları için canavarlar deyimi kullanılırdı. Karşı devrimcilerin başları tıraşlanarak aşağılanması yaygın bir uygulamaydı. Zaten her nevi aşağılama başlı başına şiddettir. Bu dönemde giysiler kişinin kapitalist, hatta yabancılarla ortaklık kurmuş kompradorlar olarak dalgalanmasına sebep olabilirdi.
- Mao’nun devriminden sonra Çin’de gerçekleştirilen infazları fiziksel açıdan durumu müsait olan herkesin ibret almak için infaza katılması isteniyordu. O kadar çok infaz gerçekleştirilmişti ki insanlar artık bıkmıştı ama katılım zorunluydu. İnfazı izlemeye gelmeyenlerin işbirlikçi olarak cezalandırılacağı duyurulurdu.
- Mao Zedong’un köylü devriminde Marksizm, yerel gelenekler ve anlayışlarla sentezlendi. Konfüçyüsçülük, komünist Çin’in ataerkil yapısında yeni bir biçime kavuştu. Mao Çini de birçok baskıcı alışkanlığı devraldı. 1960’ların ortasında başlayan Kültür Devrimi, ülkeyi ekonomik ve sosyal bakımlardan tam bir kaosa soktu. Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra da ülke başka bir değişim geçirdi.
- “Devrim, dedi ağabeyim, yemeğe misafir çağırmak değildir, şiddetin ta kendisidir”, diye yazar Mo Yan, Yaşam ve Ölüm Yorgunu adlı eserinde.
1917 Bolşevik Devrimi, Bourbon Restorasyonu, Changsha, Çin devrimi, Çin Halk Cumhuriyeti, Çin Kültür Devrimi, devrim, Direniş, Fransız Devrimi, Halk Cephesi, Hunan Eyaleti, İç Savaş ve Devrim Şiddeti, İnfaz, Jakobenler, Kızıl Çin, Kızıl Muhafızlar, Kızıl Terör, komünist, kötü tohum, kültür devrimi, laogai, Mao, Mao heykeli, Mao Zedong, Mo Yan, Napoleon Bonaparte, Otuz Yıl Savaşları, Protestanlık, şiddet, Sovyetler Birliği, Stalin, Stalin’in kamusallaştırma politikaları, Tayvan, Yaşam ve Ölüm Yorgunu, yoldaş
Leave A Reply