Geçmişlerini göz ardı etmek,
Kültürlerini küçük görmek,
Onları yok saymak,
Barbar olarak nitelendirmek,
Yeni karşılaşılan canlı türünü, daha alt bir sınıf olarak, medenileştirme gibi kutsal bir misyonu kendine görev edinmek (Aydınlanmacı Despotizm Miti),
Gelecek nesilleri yabancı sevmez olmak üzere programlamak sömürgeci tutumlardır (1).
Ülke kaynaklarının sömürülmesi amaçlandığı zaman yabancılar kendilerini üstün bir uygarlığın temsilcisi olarak göstermek zorundadır. İki unsur öne çıkar: biri askeri güç, diğeri de din (2).

Kanadalı sanatçı Rebecca Belmore (1960-), yapıtlarında sömürgeci baskı, çevre ve yerli haklarını göz önünde tutarak, ihmal edilmiş, terk edilmiş ya da bastırılmış topluluklarla ilgili sorunları ele alıyor. Sanatçının alüminyum dökümden brandayla kaplı bir kanodan oluşan Su Kütlesi adlı yapıtı, geçiş, kesişmeler ve dışlama üzerine söz söyleyen bir heykel. Belmore’un çalışması, nelerin dışlanarak veya bastırılarak görünmez kılındığını soruyor.
Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, İstanbul Bienali 2019.
“Sömürgeci güçlerin gittikleri yerlerdeki halkların “kendi kendini yönetmeye hazır olmadığını” bahane ederek sömürgelerinin bağımsızlığını ertelemek için tüm şartları zorladıkları günler ne kadar geçmişte kaldı ki? Belki de çok daha geri giderek, Hegel, Gobineau, David Hume gibi filozofların ekollerine bir göz atmalıyız. Bu insanların, ırksal karşılaşmaların incelenmiş sonuçları olarak sundukları şey, siyahi ırkların yönetim, sanat, bilim gibi vasıflara sahip olmaması ve tek kurtuluşlarının kendilerinden daha üstün akıllar tarafından yönetilmekte yatıyor olmasından (yani beyaz ırk tarafından) başka bir şey değildi. Albert Schweitzer, Afrikalıların kendisinin kardeşleri olduğunu, ancak kesinlikle bir çocuk gibi disipline edilmeye ihtiyaç duyan küçük kardeşi gibi olduğunu söyler. Bunlar, Afrikalıların yönetim sürecine katılmasına ya da liderlerinin seçiminde söz sahibi olmasına müsaade edilemeyecek kadar, özellikle siyasi açıdan, yetersiz olduklarını da kaygısızca dünyaya duyuran Afrika’nın modern tek parti sistemini benimsemiş yöneticilerinin ya da diktatörlerinin iddialarından ne şekilde farklıdır?” (3).
Yararlanılan Kaynak
(1) Afrika’ya Dair, Wole Soyinka, Hece Yayınları, 2018. Sayfa 43.
(2) A.g.e., sayfa 45.
(3) A.g.e., sayfa 60, 61.
Leave A Reply