Reich Sömürge Dairesi tutanaklarında:
General von Trotha’nın (1848-1920) Hererolar’a yönelik 2 Ekim 1904 tarihli deklarasyonu: “Alman sınırları içinde görülen silahlı veya silahsız, hayvan eşliğinde veya değil, her Herero vurulacaktır. Artık kadın ve çocuklar da kabul edilmeyecek, kendi halkının bulunduğu bölgeye geri sürülecek veya üzerlerine ateş edilecektir.”
12 Aralık 1904 tarihli deklarasyonu: “Ben, bu milletin millet olarak yok edilmesi gerektiğine inanıyorum.” (1).
“Eğer Hererolar’ı öldürmemiş olsalardı, Yahudi soykırımı olmazdı. Irk çalışmalarına Hererolar ile başladılar, Yahudilerle sonuçlandırdılar.” (2).

1884’te Almanlar, Oranje bölgesinden Kunene nehrine kadar kıyı bölgesi üzerinde bir himaye alanı (protektora) ilan etti. Koloni sahibi olmak, yeni Alman politikasının bir parçasıydı. Alman hükümeti esas olarak Alman misyonerlerin ve tüccarların, özellikle de 1883 yılında Angra Pequena’da bir ticaret merkezi kuran Alman tüccar Lüderitz’in çıkarlarını koruduklarını iddia ettiler. Lüderitz, silah, alkol ve önemsiz nakit para karşılığında yerel Nama beylerinden kıyı bölgesinde büyük araziler satın aldığını iddia etti.
Fotoğraf: İlker Aktükün seminer notları
“Dayak yerlilerin bir ceza olarak algıladığı tek cezadır, geleneklerine uygundur. Sadece dayak cezası onlara caydırıcı olarak tesir etmektedir. Hapis yatmak, hatta zincire vurulmak yerliler için neredeyse hiçbir ceza niteliği taşımamaktadır; tersine, birçok kere hapis cezasına çarptırılan yerlilerin maalesef sevindiklerini müşahede ettik. Aynı şekilde para cezaları da beklenen tesiri göstermiyor. Yerli, parayı henüz tanımıyor ve ona değer biçemiyor. Ne kadar zor kazanırsa kazansın onu rahatça sokağa atabiliyor.” (3).
Sjambok veya kibo/kiboko yerli dillerinde suaygırı anlamına gelirmiş. Hollandalılar bunu Shambock haline getirmişler ve Almanca’da da bu şekliyle kullanılıyormuş. Suaygırı derisinden yapılan bu kırbaç çok sert olurmuş (4). İnsanlar “dayak sehpası” denilen bir aygıta kayışlarla bağlanarak vücutlarının arka kısmı, özellikle kaba etleri kırbaçlanırdı (5). Suaygırı kırbacı, deri üzerinde delikler açar, yaraları temiz tutmak zor olduğundan yara iltihaplanır, iyileşmesi haftalar sürerdi. Halat ucuyla dövmenin verdiği acı yüksek olmakla birlikte deri nadiren yaralanır, üst deri kaybı meydana gelmezdi (6). Ama halat ucu, ne kadar kalınsa o kadar çok derin yaralanmalara, iç organların, özellikle karaciğerin zarar görmesine daha kolay neden olmaktaydı. Dayak cezasının akabinde meydana gelen ani ölümler bu yaralanmalardan kaynaklanırdı (7). Dayak cezası disiplinsizlik, işten kaçmak veya işi savsaklamak, itaatsizlikte ısrar etmek gibi suçlar için verilirdi (8).
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Morenga, Uwe Timm, Can Yayınları, 2010. Sayfa 34.
(2) Yükselen Güneşin Ülkesinde, Chimamanda Ngozi Adichie, Doğan Kitap, 2022. Sayfa 71.
(3) Morenga, sayfa 139.
(4) Alman Edebiyatında Postkolonyalizm, Zennube Şahin Yılmaz, Akçağ Yayınları, 2017. Sayfa 230.
(5) Morenga, sayfa 140.
(6) A.g.e., sayfa 141.
(7) A.g.e., sayfa 143.
(8) A.g.e., sayfa 142.
Leave A Reply