Başlangıçtaki isyan sebepleri her ne kadar farklı olursa olsun, karşılıklı etki, özgürlük mücadelesi ve ayrı ayrı kardeşlik duyguları yaşanması; her yerel ya da ulusal eylemin, dünyanın başka yerlerinde, dayanışma içinde ilerlediğini gösteren politik bir güç olması dolayısıyla bu devrimleri şöyle sıralayabiliriz: 1848, 1968 ve 1989 (1).

Fotoğraf: Füsun Kavrakoğlu, Auvers-sur-Oise, 2024.
1789 Fransız Devrimi’nin liberal ve milliyetçi düşünceleri, Napolyon’un savaş ve işgalleri ile hemen hemen tüm Avrupa’ya taşınmıştır. Bunlara karşı olan yöneticiler, ilk aşamada Napolyon’u yenmiş ve 1815 Viyana Kongresi kararlarıyla eski düzeni sürdürmeye çalışmışlardır. Viyana Kongresi’nden sonra, yeni güçler (endüstri devrimi, liberalizm ve milliyetçilik) ile eski güçlerin (monarşi, kilise ve feodalite) çatışması bir dizi devrime daha yol açmıştır.
Napolyon’dan sonra Fransa tahtına XVIII. Louis çıktı (1814-1824). Anayasalı meşruti bir rejim kurulmuş, Millet ve Ayan Meclisleri ile iki meclisli bir yasama sistemi kurulmuştu. Meclislere seçilmek ve seçmek için mal mülk üzerinden vergi vermek gerekiyordu. Ayan Meclisi’nin üyelerini kral seçiyordu. Özgürlüklerin kısıtlandığı, basının sansürlendiği, üniversitelerin denetlendiği bir dönemdi.
Sonra Fransa’da başa Kral X. Charles geçti (1824-1830). Baskı daha da artınca halk ayaklandı ve 1830’da Paris’te, sokaklarda üç gün süren kanlı çarpışmalar oldu. Kral ülkeden kaçtı ve 1836’da İtalya’da öldü.
1814-1830 yılları, XVIII. Louis ve X. Charles dönemi Restorasyon Dönemi olarak anılır ve Bourbon Hanedanı‘nın, monarşinin gücünü geri kazanışını ifade eder.
Batı Avrupa’da makineleşmiş endüstri dönemi başlamış, 1830’lara gelindiğinde imalat, iş ve ticaretle uğraşanların sayı, zenginlik ve etkinlikleri artmıştır. Yeni makineleri çalıştırmak için fazla ücret istemeyen kadın ve çocuklar işe alınmaktaydı. Böylece 19. yüzyılda kentler işçi aileleriyle doldu. Rekabet yüzünden işveren, çalışma saatlerini uzatıyor, ücretleri düşük tutuyordu. Mevcut rejimlerin yetersizliği yüzünden işveren ve işçinin hoşnutsuzluğu bir dizi devrime yol açtı. İşçi sınıfından daha çok korkan yöneticiler, orta sınıfa ödün verdiler. Fransa’da 1830 Devrimi’nden sonra Fransa kralı olan zengin bir girişimci ve 1848 yılına kadar iktidarda kalan Louis Philippe (1830-1848) bu yolu denemiş, iktidarını zengin burjuvaziye dayanarak sürdürmüştür.
Avrupa’da Fransız Devrimi ile hızlanan liberal akım, halkın egemenliğinden çok, parlamenter kuruluşların egemenliğini savunmuştur ve bu açıdan günümüz demokrasi anlayışından farklıdır. Liberaller, 19. yüzyılda seçme hakkının yalnızca mal mülk sahibi olanlara tanınmasını istediler; eşitlikten çok özgürlüğü savundular. Monarşiye karşı ekonomi ve din alanlarındaki özgürlük, liberalizmin asıl amacı idi.
Burjuvaziyi birinci plana getiren ekonomik yapı değişikliği, grevlere karşı alınan sert tedbirler, liberallerle sosyalistlerin Louis Philippe’e karşı işbirliği yapmasını getirdi ve Paris yine kanlı çarpışmalara sahne olunca 1824’te Louis Philippe de ülkeden kaçtı ve 1850 yılında İngiltere’de öldü. Fransa’da İkinci Cumhuriyet dönemi başladı (1824-1852) (2).
Fransa’da Cumhuriyetler:
Birinci Cumhuriyet 1792-1804
İkinci Cumhuriyet 1824-1852
Üçüncü Cumhuriyet (1875-1940)
Dördüncü Cumhuriyet (1946-1958)
Beşinci Cumhuriyet (1958-)
Yararlanılan Kaynaklar
(1) Avrupa’nın Kısa Kültür Tarihi, Emmanuelle Loyer, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2022. Sayfa 170, 173.
(2) Siyasi Tarih, Oral Sander, İmge Kitabevi Yayınları, 2003. Sayfa 183-186.
Leave A Reply