Kök Türk ya da Göktürk (550-745) metinlerinde Umay Hatun denen ana tanrıça, Türk kağanının eşi ‘Katun’a benzetiliyordu. Umay kelimesi, çocuğun doğarken içinde bulunduğu zardı. Sonraları Umay, Zhou’ların kızıl giymiş, topuzlu bir güzel kadın olarak düşündükleri ocak tanrıçasına benzer bir şekil alacaktı. Altun-yış’ta (Altaylar) bulunup, Kök Türk dönemine tarihlendirilen bir mezarın yanındaki kaya resminde bağdaş kurmuş olarak görülen taçlı kadının Umay olduğunu düşünenler vardır. Taçlı kadın önünde diz çökmüş maskeli kişilerin, kurban edilen atları sunan kam’lar olduğu sanılmaktadır.
(Çin’deki Zhou Hanedanı MÖ 1046-MÖ 256 yılları arasında hüküm sürmüştür.)
Türk Kozmolojiisine Giriş, Emel Esin, Kabalcı Yayınevi, 2001. Sayfa 60.
Dağlık Altay Özerk Bölgesi’nde, Kudırge kayası üzerindeki sahnedeki üç boynuzlu, süslü başlı kadın tasvirinin, çocukların ve savaşçıların koruyucusu, bereketin tanrıçası, tanrıça Umay’ın tasviri olduğu düşünülür.
Güney Türklerinde bir kabile olan Teleutlar’da may-ana, yeni doğmuş bebeği koruyan iyi nitelikli ilahe anlamındadır. Teleutlar, may’ın yanı sıra Umay’ı da kullanırlar. Orhun Kitabeleri’nin (Kültigin ve Tonyukuk abidelerinin) “kutsal ana” adı altında kullandıkları tanrıça Umay, “üç boynuzlu kutsal ana” anlamını da içermektedir. Teleutlar’da Umay, insanların çağrısına ay ve güneşe benzeyen gökkuşağındaki beyaz Ülgen’den gelir. Şorlar’da ise “Ülgen diyarından gelen bir koruyucu” gibidir. Fakat Umay, ne bir yüz tasvirine ne de belirgin bir görünüme sahiptir. Teleutlar Umay’dan, genelde üzeri beyaz ipek giysili, dalgalı gümüş saçlı, genç ve güzel bir kadın olarak bahsederler.
Umay’ın bulunduğu yer Sürü Dağı diye adlandırılır. Dağlık Altay’daki Üç Sürü Dağı, şamanların koruyucusu üç boynuzlu Beluha Dağı’dır.
Umay sadece insanlara değil, evcil ve vahşi hayvanlara da yaşam veren dağın sahibidir. Bol ürün, hayvanlardan verim, yaşamdan sağlık almak amacıyla ailenin koruyucusu, kabilenin ilahıdır. Kumanlar’da, Teleutlar’da, Şorlar’da kabile ilahı Payana genel adıyla anılır. Teleutlar’da ve Altaylar’da Payana’nın uyku sırasında çocukla oynadığından söz edilir. Payana’nın da Umay olduğu düşünülür.
İlahlar bulundukları yerlerden kaynaklanan farklı adlar taşıyabilirler. Yakutlar’daki Aisıt ve Özbekler’deki Ambarona Umay ile bağlantılıdır. Sogdlar’ın Nana-Anahita’sı, zaman ve yer açısından Türkler’in Umay’ına yakındır.
Avcıların ve hayvancıların zenginliğinin artmasını, ailenin ve boyun mutluluğunu sağlayan, ev ocağının koruyucusu, çocukların ve yetişkinlerin hamisi, dağın sahibi ve döllenmenin tanrıçası olan tanrıça Umay, evrensel ilahe kültürüne dahildir.
Eski Türkler’deki Umay Tasvirleri Sorununa Bir Bakış, G. V. Dlujnevskaya, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, Sayı 1, 1996. sayfa 235-240.
Leave A Reply