Alık, kaşığı ağzına götüreceğine alnına götürendir, ona söylediğiniz şeyi anlamayandır.
Ahmak, belirli bir anda söylememesi gereken şeyi söyleyendir. İstemeden gaflar yapandır.
Ahmak, tartışmaya yer vermeyen, kesin çözümlere kendiliğinden ulaşmak isteyendir. Bir meseleyi bir daha açılmamak üzere kapatmak ister.
Ahmak, daima bilir bilmez konuşur.
Kafasız farklıdır, onun kusuru toplumsal değil, mantıksaldır. İlk bakışta, doğru dürüst akıl yürüttüğü izlenimine kapılırsınız. Bu yüzden de tehlikelidir.
Kafasız, yanılmakla yetinmez, hatasını yüksek sesle, bağırarak öne sürer, ilan eder, herkes onu duysun ister. Sıradan, alelade bir hakikati ısrarla haykıra haykıra söylemek kafasızlıktır.
Flaubert, aptallığın yargıya varmak, sonuca bağlamak istemek olduğunu söyler. Flaubert’in çok sevdiği aptallık, çok daha yaygın, çok daha bereketlidir. Hata ile aptallık arasında bir çeşit akrabalık vardır.
Aptallık, kafasızlığı kibirle ve sebatla idare etmenin, yönetmenin bir şeklidir.
Eskiden aptallık kendini gözler önüne sermez, göze batacak şekilde kendini ortaya koymazdı, günümüzdeyse ağzına geleni söylüyor.
Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın, Umberto Eco ve Jean-Claude Carriére, Can Yayınları, 2010.
Leave A Reply