- Tükettiğimiz tüm besinler, tüm fiziksel, duygusal ve zihinsel hareketler, vücuda alkali ya da asidik atık yükü bırakır. Fazla alkali olmak da vücut dengesi için uygun değildir.
- Konu edilen asit, tat olarak asidik olma değildir. Limon tat olarak asidiktir ama alkali atık bıran, alkali oranı yüksek bir besindir.
- Vücutta açığa çıkan asit ve alkali atıklar vücudun pH dengesini oluşturan ana unsurlardır.
- Fazla asit atık yükü vücudun mekanizmasını bozar.
- Vücudumuzdaki her sıvının bir pH değeri vardır. Kanımızın pH değeri 7,35-7,45 arasındadır. Kanımız daima bu değeri korur, korumak için savaşır.
- Vücudumuzun pH dengesi enerji üretimi, vitamin ve minerallerin kullanımı, toksinlerden temizlenme, yağların, karbonhidrat ve proteinlerin sindirimi, beyin ve sinir sisteminin görevlerini yerine getirebilmesi, zararlı bakterilere, virüslere karşı konulabilmesi gibi hayati işlemler için önemlidir.
- Denge bozulduğunda hücrelerdeki enerji üretimi olumsuz etkilenir; hücrelerin kendilerini onarma kapasitesini düşürür; vücudun detoks yeteneğini azaltır; vücudu hastalıklara açık hale getirir.
- Asit, terlemeyle deriden, solunum sisteminden, idrar ve dışkılama ile vücut dışına atılır.
- Savunma mekanizması, vücudun aşırı asidik olmaması için yağ üretir ve yaşamsal organlardan uzak yerlere depolar. Vücudun fazla asit atıklarıyla dolması sonucu oluşan yağ birikimi hastalıklara yol açar.
- Vücudumuzda asit fazlalığı olup olmadığını anlamanın en kolay ve güvenilir yolu idrar tahlilidir. Sabah ilk idrar ile, 45 dakika öncesinde bir şey yememiş olmak doğru pH değerini ölçebilmemizi sağlar. İdeal pH değeri 7,2-7,3’dür.
- Bir iddiaya göre, idrar pH’ının 5-5,5 civarında süreklilik göstermesi, alkali rezervlerin tükendiğini ve kanserin başlamış olduğunun sinyali olabilir.
- Tükürükten, terden, dışkıdan da ölçüm yapılabilir.
- Vücutta asidite göstergeleri kronik yorgunluk, kuvvet kaybı, fazla mukus üretimi, sürekli burun tıkanıklığı, enfeksiyona yatkınlık, heyecanlı ruh hali, asabiyet, alınganlık, kuru ve güçsüz saçlar, baş ağrısı, eklem ağrısı, kas ağrısı, kemiklerde zayıflık, uçuk, yumurtalık kisti, iyi huylu göğüs kistleri, böbrek taşları, dışkılama problemi, sindirim bozukluklarıdır. Bu sıkıntıları yaşayanların tahlil yaptırarak pH dengesini öğrenmesi gerekir.
- Girdikleri çözeltiye hidrojen iyonu bırakan besinler vücuda asit atık bırakır.
- Asit atık bırakan besin grupları içinde başlıcaları kırmızı et, gazlı içecekler, siyah çay, kahve, şeker, uzun zincirli doymuş yağlar (hayvansal yağlar, margarin, kuyrukyağı), trans yağlar, yanmış yağlar, yüksek ısıda pişmiş (kızartma, ızgara) gıdalar, hazır/işlenmiş gıdalar, gıda koruyucuları, gıda boyaları, tatlandırıcılar, mısır şurubu, rafine edilmiş karbonhidratlar, rafine edilmiş gıdalar, ekmek ve bira mayası, alkollü içkiler, tuz ve ilaçlardır.
- Tavsiye edilen pişirme yöntemleri poşe etme, buharda pişirme, fırında pişirmedir.
- İnanmak, affetmek, aşk, sevgi, kahkaha, yeni yerler görmek, yeni arkadaşlar, yeni birşey öğrenmek alkali tutumlardır. Dertleşmek asidi atmaktır. Buna karşılık stress, endişe, kontrol ve baskı asidik duygulardır.
- Gabriel Garcia Marquez, Başkan Babamızın Sonbaharı adlı eserinde, insanın kendi bedeninin ihanetine uğraması kadar alçaltıcı, hak edilmemiş bir ceza daha olmadığını, söyler.
Yaptığım derlemeyi tıp bilimi açısından kontrol ederek bana yardımcı olmak için kıymetli ve dar vaktini ayıran Prof. Dr. Melek Güra’ya teşekkür ederim.
Yararlanılan Kaynaklar
- Alkali Yaşam, Alkali Mutfak, Miyase Bülbül, Alfa Basım Yayım Dağıtım, 2013.
Alfa Basım Yayım Dağıtım, alkali, Alkali Mutfak, Alkali Yaşam, asidik, bakteri, Başkan Babamızın Sonbaharı, baz, bazik, Gabriel Garcia Marquez, gazlı içecekler, hayvansal yağlar, Hidrojenin Gücünü, ızgara, kahve, kırmızı et, kızartma, kuyrukyağı, margarin, Miyase Bülbül, ph, pH dengesi, potansiyel hidrojen iyonu, Prof. Dr. Melek Güra, sağlıklı yaşam, şeker, siyah çay, toksin, trans yağlar, uzun zincirli doymuş yağlar, virüs, yanmış yağlar
Leave A Reply