
Türk giysileri içinde Lady Mary Wortley Montagu, oğlu Edward Wortley Montagu ve hizmetliler, Jean Baptiste Vanmour, 1717.
Lady Mary Wortley Montagu (1689-1762), soylu bir ailenin kızıydı. 1716 yılında eşi, politikacı Edward Wortley Montagu, İngiltere tarafından İstanbul’a elçi olarak atanınca Lale Devri’nin başlangıcına rast gelen bir dönemde, iki yılını burada geçirdi ve izlenimlerini anlatan pek çok mektup yazdı. Bu mektuplar, Turkish Embassy Letters adıyla, kendisinin ölümünden sonra, 1763 yılında yayınlandı ve Avrupa’da ilgiyle karşılandı. Lady Montagu, Osmanlı toplumunu genelde olumlu şekilde yansıtmış, Avrupalıların Osmanlı hakkındaki önyargılarını kırmaya çalışmıştır.
Fotoğraf: Wikioo.org
“İmparator Leopold’da, olağanüstü bir acıma duygusu ve doğal olarak yumuşak ve hoşgörülü bir karakter vardı. Fakat, vicdanını bir Cizvit’in eline bırakınca, birçok anlaşmadaki imanı ile yeminini bozmak suretiyle, Türkler’in Hıristiyanlar’a karşı hiçbir zaman olmadığı şekilde, zavallı Macar uyruklarına karşı daha acımasız ve daha haince davranan bir insan oldu.” 30 Ocak 1717 tarihli mektubundan. Sayfa 12.
1 Nisan 1717 tarihli Edirne’den değişik kişilere yazılan mektuplardan:
“Sırbistan’ı geçtik. Köylüler üzerindeki baskı öylesine büyük ki, tüm sahip oldukları şeyler yeniçerilerin avı olduğundan, evlerini terk etmeye ve çiftlik işlerini savsaklamaya zorlanmaktadırlar. Hemen hemen her gün geçtiğimiz yoksul köylerde yapılan haksızlıkları görerek ağlıyorum.” Sayfa 26.
“Saygısızca bir merak gösteren hiçbir kadın çıkmadı. Beni olabilecek en derin nezaketle karşıladılar. Kadınların yabancı bir kadına karşı bu denli nazik davrandığı bir Avrupa sarayı bilmiyorum.” Sayfa 30.
“Türkler belirsiz ve genellikle yanlış bilgiler toplamakla yetinen tüccarlarla senli benli olamayacak kadar onurlu insanlardır. Bunların Türk davranışlarını anlatımları, bir Yunan sokağında çatı katında oturan bir Fransız göçmenin İngiliz sarayını betimlemesi kadar geçerlidir.” Sayfa 33.
“Böylesine bir barbarlığa bizim dinimiz kadar onların dini de izin vermezken, askeri bir hükümetin doğal kokuşmuşluğu işte.” Sayfa 34.
“Bulgar köy evleri güneşte kurutulmuş samanlı çamurdan yapılmış küçük kulübeler halinde. Türk ordusu yola çıkmazdan birkaç ay önce, bu evleri bırakıp dağlara kaçıyorlar. Aksi halde, bu ordu, sürülerini kaçırmak suretiyle onları tam bir yıkıma götürüyor.” Sayfa 39.
“Hükümet burada tamamen ordunun elindedir ve padişah mutlak gücüyle, bir yeniçeri kaşını çattığı zaman, buyruğundaki insanların her biri gibi, bir tutsaktır ve korkudan titremektedir…bir vezir halkın hoşuna gitmezse, üç saat içerisinde o vezir, elleri, ayakları ve başı kesildikten sonra, büyük bir saygıyla sarayın kapısının önüne atılır….Burada, şehzade, halk ya da vezirlerden hangisinin en mutsuz kişi olduğunu düşünmek güçtür… yeniçeriler yasanın üstünde bir güç oluşturmaktadır.” Sayfa 41, 43.
Yararlanılan Kaynak
Doğu Mektupları, Lady Montagu, Yalçın Yayınları, 1996.
Leave A Reply