- Okuduğumuzu hatırlamak, nasıl okuduğumuza bağlıdır. Ne kadar etkin bir şekilde okursak ve beynimize ne kadar alıştırma yaptırırsak beynimiz de o kadar iyi çalışır.
- Bir çoğumuz okuduğumuzu yüzeysel şekilde okuruz. Yani anlamadığımız sözcükleri atlayıp geçer, ya da sözcüklerin o bağlamda ne anlama geldiğine dikkat etmeyiz. Okuduklarımızı anımsayamama bunun gibi yanlış okuma alışkanlıklarımızın ürünüdür. Okurken dış etkenlerin (dağınık bir odanın, TV’nin) dikkatimizi dağıtmasına izin verirsek yüzeysel okumuş oluruz. Teknolojinin hafıza üzerindeki olumlu etkilerinden biri de bilgiye ulaşmak istediğimiz zaman ve mekanı kendimizin seçebiliyor olmamızdır.
- İddia o ki, beyin herhangi bir anda ancak bir tek şeye konsantre olabilir-miş. Birçok araştırma ile, aynı anda birçok iş yapmanın zihin performansına olumsuz etki ettiği tespit edilmiş. İki şey arasında gidip gelebilse de, bunu yaptığı zaman deneyimleri ulaşılabilir bilinç eşiğinde tutma yetisini yitiriyormuş. Daha verimli bir hafıza için anlık odaklanmayı geliştirmemiz gerekiyormuş.
- Konsantrasyonu yitirme durumunda okuduğunu tekrar okumak, okuma hızını düşürmenin yanı sıra okuduğunu anlama düzeyini de etkiliyormuş.
- Okuduğumuzu daha iyi anımsamak için bize tavsiye edilen, okurken okumanın akışını kesmeden, daha sonra anımsamak için gerekli olanları zihnimize veya kitap sayfalarının kenarına not etmek.
- Telaffuz etmeden okumaya ve gerileme yapmamaya çalışarak ve okuduğumuz şeyleri yeniden gözden geçirerek kötü alışkanlıklarımızın üstesinden gelebiliriz.
- Ayrıca yüzeysel bilgi almak için okumayla derinliğine kavramak için okumayı birbirinden ayırt etmemiz gerekir.
- Yüzeysel bilgi almak için okuma, konunun özünü algılama demektir. Tarama, ön okuma, göz gezdirme yüzeysel bilgi almak için okurken kullanabileceğimiz tekniklerdir.
- Bir metni tararken, metinde bizi ilgilendirmeyen şeyleri bir yana bırakıp asıl konuya yoğunlaşabiliriz.
- Ön okuma seçmeci bir okuma tarzıdır. İyi yazılmış bir metnin her paragrafının bir kilit cümlesi vardır.
- Başlıklar ve alt başlıklara göz gezdirerek öğrenmemiz gerekenleri belirleyip okuma tarzımızı buna göre seçebiliriz. Bir sayfayı gözden geçirirken ön incelemede saptadığımız başlıkları, alt başlıkları, kilit cümleleri ve ipucu sözcüklerini görürüz. İpucu sözcüğü, okuduğumuz pasajın ana fikrini içerir ve tamamını anımsamamıza yarar. Kitap kenarına alınan notlar da ipucu sözcükleridir.
- Derinliğine kavramak için okumak ilgi, dikkat ve tekrar gerektirdiği gibi, ipucu sözcüklerini not etmeyi, kenar notları almayı da gerektirir.
- Anlamı yakalamak için okumak, anlamlı anılarımızın saklandığı belleği geliştirir.
- Ancak okuduğumuz metne gerçek bir ilgi duymuyor isek, metnin onda birini bile hatırlamayız.
- Okumaya başlamadan önce o metni niçin okuduğumuzu düşünüp, amacımızı belirlersek en gerekli malzemeyi bilinç eşiğinde saklamamız kolaylaşır.
- Toronto Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı nitelikli romanların beyni geliştirip keskinleştirdiğini, sosyal bağları güçlendirdiğini ortaya koydu. Scientific American’da yayımlanan makalede yer alan, beyni geliştirdiği öne sürülen on roman şunlar: Genç Werther’in Acıları-Goethe, Aşk ve Gurur-Jane Austen, Madam Bovary-Flaubert, Kırmızı Leke-Hawthorne, Middlemarch-George Eliot, Anna Karenina-Tolstoy, Mrs. Dalloway-Woolf, Sevgili-Morrison, Utanç-Coetzee, Gönülsüz Köktendinci-Muhsin Hamid.
- Karşımızdaki kişinin konuşmalarına katılırsak dinlediğimiz şeyleri daha iyi anımsarız. Katılımcı veya aktif dinleme için tam bir dikkat göstermemiz, bunun için de kafamızdaki dikkat dağıtıcı etkenleri temizlememiz gerekir.
- Dinleme hızımız karşıdakinin konuşma hızından altı kat daha hızlı olabilir. Böyle bir durumda beynimiz başka yerlerde dolaşır. Sonunda konuşmadan uzaklaşıp kendi içimize döneriz. Bu durumda karşımızdakinin sözlerini ulaşılabilir belleğe yerleştirme olanağımız yoktur.
- Duygular, heyecanlar, değerler ve önyargılar karşımızdaki kişinin söylediklerinin bize ulaşmasını engelleyen filtrelerdir.
- Duyduklarımızı kendi sözcüklerimizle tekrarlamak beynimizi uyararak konuşmayı bilinç eşiğine yerleştirir.
- Karşımızdaki ile göz kontağı kurmak duyduklarımızı gördüklerimizle birleştirmeye, sözcükleri mimik ve jestlere bağlayarak daha iyi anımsamamıza yarar.
- Sorduğumuz soruların soruluş şekli anımsamada önemli farklar ortaya çıkarır. Kapalı uçlu sorular yerine ne, niçin, nerede, ne zaman, nasıl, kim (5N1K) sözcüklerini içeren, ayrıntılı açıklama bekleyen sorular sorarsak karşımızdakini daha iyi anlayabilir, böylece söylenenleri de daha iyi anımsayabiliriz.
- Tam bir uzlaşmayla neticelenen konuşmaların daha çoğunu ve daha tam olarak anımsarız.
- Tam olarak anlama da belleği güçlendirir.
- Belleği geliştirmek yüksek bir gözlem becerisi gerektirir.
- Alkol, çok sıcak ve çok soğuk yerler konsantrasyonu bozar.
- Bir konuşmayı dinlerken uzun notlar almak yerine, vurgulanan sözcükleri not etmek yararlı olur. İpucu sözcükleri çağrışım yoluyla fikirleri birbirine bağlayarak bütün halinde tutar. İpucu sözcüklerini saptamamız ve bilmediğimiz sözcüklerin tanımını öğrenme, dinlediğimizi gözden geçirmenin güçlü araçlarıdır.
- Sözcükler sayılardan daha kolay anımsanır. Çünkü sözcükler soyut sayılardan daha anlamlıdır, bu yüzden de ulaşılabilir belleğe daha kolay yerleşirler.
- Sürekli çalışan bir beyin, uyuşuk bir beyinden daha iyi anımsar.
- Teknolojinin bellek üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri oluyor. En önemli olumlu etkisi teknolojide yaşanan gelişmelerin beynin sırlarının çözülmesi yolunda adımlar atması ve elde edilen bulgular neticesinde hafızanın nasıl desteklenebileceği konusunda da yeni bilgilere ulaşılması.
- Ancak teknoloji sayesinde bilgiye ulaşmak çok kolaylaştığı için hafızadan destek almaya gerek duyulmuyor.
- Teknolojik gelişmeler hayatın akış hızını artırıyor. Biz de, aldığımız bilgiyi analiz etme, ilişkilendirme, karşılaştırma için yeterli zamanı ayıramayabiliyoruz.
- Ayrıca teknolojik cihazlarla etkileşim sonucunda maruz kalınan elektromanyetik dalgalar beynimizi ve hafıza gibi işlevsel özellikleri olumsuz yönde etkiliyor.
- Acıbadem Kadıköy Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Nebahat Bilici, teknolojik araçların yoğun kullanımının konuya odaklanma, ezberleme ve dikkat üzerinde olumsuz etkilerinden bahsederken kısa süreli bellekte sorun yarattığını ifade ediyor. ABD’de yapılan bir araştırmada 18-19 yaş grubunda %14 oranında bellek sorunları olduğu tespit edilmiş.
- Kısa süreli stres odaklanmayı, dikkati artırırken kronik stres dikkati ve konsantrasyonu bozarak bellek kusurlarına sebep oluyor.
- Düzenli egzersiz, hücresel yenilenme ve oksijenlenmeyi artırıyor. Açık havada yürüyüş yapmak, en çok tavsiye edilen yöntem. Doğada yürüyüş yapanların sokakta yürüyüş yapanlara göre hafıza testlerinde %20 daha iyi sonuç aldığı görülmüş.
- Beynin yedek zihinsel kapasite oluşturarak beyin hücreleri arasındaki bağlantıları artırabilmemiz için tavsiye edilenler arasında kitap okumak, yeni hobi edinmek, yabancı dil öğrenmek, satranç oynamak, bulmaca çözmek ve sudoku var.
- Zararlı oksijen radikallerini beyinden uzaklaştırmak için zeytinyağı, balık ve sebze ağırlıklı Akdeniz diyeti ile antioksidandan zengin besinler tüketmek öneriliyor.
- Sosyal hayata katılım, zihinsel performansımızı artırıyor. Harvard Üniversitesi’nin bir araştırması, sosyal olarak aktif olanların, hafıza zayıflamasını en yavaş yaşayan kişiler olduğunu ortaya koymuş.
- Uyku çok önemli bir başka faktör. Biz uyurken aklımız, gün içinde öğrendiğimiz şeyleri organize edip dosyalıyormuş. Uyuduğumuz zaman yeni bilgileri pekiştirip, gelecek yeni bilgiler için yer açıyormuşuz. Biz uyumadıkça gün boyunca yaptığımız şeyler uzun süreli hafızaya yerleşemiyormuş.
- ABD’deki Rochester Üniversitesi’nde yapılan araştırma sonuçlarına göre beyin, uyku evresinde kendini toksik moleküllerden arındırıyormuş.
- En verimli beyin egzersizlerinden biri de rutinimizi kırmak. Beyni yenilemek için beyinde iyice yer etmiş bilgileri arasıra karıştırmak gerekiyormuş.
- Karalama yapmak, yumruk sıkmak, sakız çiğnemek (konsantrasyon sağladığı için kısa süreli hafızada etkili olduğu söyleniyor) hafıza için tavsiye edilen önlemler.
- Kimilerimiz fotografik hafıza ya da %100 anımsama da denen eidetik hafızaya sahiptir. Bu, karmaşık bir doku ya da resmin detaylı görsel imgesini her detayına dek aktarabiliyor olmak anlamına geliyor. Örneğin matematik denklemleriyle dolu bir sayfaya yalnızca saniyeler içinde bakarak tümünü hatırlayabilmek gibi. Satranç şampiyonları, belirli tip bilgileri zihinsel olarak organize etme yeteneklerinden dolayı satranç masasındaki taşların karmaşık konumlarını ezberleyebilirler. İlginç olansa, eidetik olarak tanımlanan grubun genellikle çocuklardan oluşması. Büyüdükçe, imgelerden ziyade “kelimeler” ile düşünme oranı artıyor. Peki, bu çocuklar baktıkları her sahneyi akıllarında tutabiliyorlarsa dünyayı algılarken nasıl oluyor da sorun yaşamıyorlar. İşte bu sorunun yanıtı göz hareketlerinde ve kodlama zamanında saklı. Fotoğrafsı imgeler en az beş saniye boyunca söz konusu görüntüye birebir bakma gerektiriyor. Eidetik çocuklar, sürekli göz kırparak imgeyi silebildiklerini, ayrıca onu görebilmeleri için kaynak yüzeye bakmaları gerektiğini, yoksa imgenin yok olduğunu söylüyor. Peki, bu çocuklar daha mı zekiler ? Zihinsel gelişimi geri kalmış çocuklarda bile böyle bir yetiye rastlanabiliyormuş. Öyleyse bu imgeler beyinde, üst düzey zihinsel becerilerden daha farklı bir yerde duruyor olmalı. Ancak ne yazık ki eidetik imgeler üzerine yapılan bunca araştırmadan sonra bile hakkında bilinenler çok az.
- Hipertimestik sendrom ise yaşadığı hiçbir şeyi unutmayan insanların durumu. Hayatımızda olan her şeyi en ince ayrıntısına kadar hatırlamak. Her şeyi hatırlamak bazı noktalarda güzel ve işlevsel olsa da, insana huzursuzluk da verebilir. Bu, değişik düzeyleri olan tıbbi bir durum. Bu kişiler kişisel geçmişleriyle ilgili olarak normal dışı uzun süreleri düşünerek geçirmek suretiyle özel olayları ayrıntılı bir şekilde anımsama konusunda olağanüstü bir kapasiteye sahiptir.
- Ama kesin olan bir şey var: Yaşamımızı ne kadar neşeli hale getirirsek o kadar iyi bir belleğe sahip oluruz.
Yararlanılan Kaynaklar
- Bellek Güçlendirme Teknikleri, Donald H. Weiss, Rota Yayın, 1993.
- Teknoloji Hafızayı Bitiriyor, Zeynep Mengi, Hürriyet İK, 27 Ekim 2013.
- Zihin ve Beyin, Angus Gellatly ve Oscar Zarate, NTV Yayınları, 2010.
- Yeniden Şekillenebilen Beyin, Özgür Bayturan ve Murat Tuzcu, Optimist, Mayıs 2013.
- www.biltek.tubitak.gov.tr
- Okuma İlleti, Mikita Brottman, Paloma Yayınları, 2014.
Leave A Reply