- Ortodokslukta ruhban olmadan ibadet olamaz. Din adamları tam dokunulmazlık sahibidir. Vergi vermezler, askerlikten muaftırlar.
- Kiliseler, başlangıçta, eski çok tanrılı dinlerin tapınakları örnek alınarak ve onların kalıntılarından yapılan ve mimarlıkta bazilika denilen türden yapılardı. Bunlar, uzunlamasına, dikdörtgen iç mekanlı, üç sahına bölünmüş, içinde mihrap, kürsü, adak masası, ermişlerin gömüldüğü bir mahzen mezar yeri, koro yeri gibi bölümleri olan yapılardı.
- Romalıların zafer taklarının altından geçen askerlerin ruhlarının temizlendiğine inanılması gibi, ruhbanın yeri, Bema kemerinin altından geçince günahların affolduğuna inanılır.
- Bema bölümünde, üzerinde okunmuş şarap ve ekmek bulunan kutsal masa (hagia trapeza) vardır. Son Akşam Yemeği’nin canlandırmasının yapılabilmesi için kutsal masa olması şarttır. Şarap ve ekmek ayini Missa Ayini’dir. Missa Ayini’nin ilk yazılı kaydı 2. yüzyılda Bursa’da yapılmıştır.
- 6 Ocak, Üç Müneccim Kral’ın bebek İsa’ya sunum yaptığı gün olarak kabul edilir ve bu tarihte kiliselere bağış yapmak adettendir.
- İlk Günah’a inanç tam olduğundan, bebeğin doğamayacağı anlaşılırsa, vajinaya kutsal su enjekte edilerek, bebek günahlarından arındırılır. Bu iş için kullanılan alete vaftiz şırıngası denir.
- Paganlar, Ortodoks Kilisesi’nin dış girişindeki mekanda durabilirler; katakümenler, yani henüz vaftiz olmamış olanlar kilisenin üst katında veya sağ nefte oturabilirler. Katolikler de Ortodokslar nezdinde katakümen sayıldıkları için katakümenlere ayrılmış yere oturabilirler.
- Bizans dini mimarisinde kullanılan ögelerden biri de pareklesion’dur. Genellikle kiliseye bitişik olarak yapılan bu ek odalara ilk olarak 9. ve 10. yüzyıllarda rastlanır. Bunlar adak ve diğer işlevler için yapılırdı. Kariye’de ve Fethiye Camii’nin yerine yapıldığı Pammakaristu Manastırı Kilisesi’nde örnekleri vardır.
- Kiliselere mutlaka bir azizin veya azizenin adı verilirdi. Oysa bir camiye yaptıranın, baninin, adı veya yapıldığı mahallenin adı verilebilir.
- Hıristiyan kilisesinin, din adına ölenler için yapılan dinsel yapı grubu martiryonlar, önce Kudüs’te yapıldı, sonra bütün Hıristiyan dünyasına yayıldı.
- Yerli veya yabancı ünlü birinin kemiklerine sahip olmak, şehirler için bir şeref meselesi sayılırdı. Ortaçağ’da şehirler, azizlerin kemik veya daha başka kalıntılarına malik olmaktan gurur duyarlardı. Vaftizci Yahya’ya ait olduğu öne sürülen dört kol Fransa, Türkiye, İtalya ve Yunanistan’dadır.
- Ortodoks Kilisesi’nde kemiklere büyük saygı gösterilir. Azizin gösterdiği mucizeyi kemiklerinin de gösterebileceği düşünülürdü.
- İkonaklastlar, kemik kültüne de karşı çıkmışlardı.
- Kemiklerin, sadece Ortodokslukta değil, hemen tüm dinlerde, ölümü hatırlatarak (memento mori) doğru yaşamayı teşvik etme ve ibadetin önemini anımsatma işlevi de var. Aşağıdaki iki fotoğraf, iki önemli Katolik Kilisesi’nde, bu maksada ayrılmış iki bölümü gösteriyor.
- Kur’an’da, Ali İmran Suresi, 185. Ayet de “Her canlı ölümü tadacaktır” diyerek aynı hatırlatmayı yapmaktadır.
- Yunanca kutsal yer anlamına gelen hagiasma sözcüğünden türetilen, hemen hepsi bir efsaneye bağlanan ayazmalar, Ortodoksluk içinde gelişen ve kentlerin hemen her yerinde yaygınlaşan, ayrı dertlere şifa olduklarına inanılan su kaynaklarıdır.
6 Ocak, Ali İmran Suresi, Athos Dağı, ayazmalar, Aziz Simeon, Azize Katerina Manastırı, Balıklı Ayazma, bazilika, Bema, Büyük Knez Vladimir, Carlo Bizzaccheri, Çengelköy Rum Ortodoks Aya Yorgi Kilisesi, Fota Töreni, Fransa, hagia trapeza, hagiasma, I. Yaroslav, İlk Günah, İtalya, Karşı-Reformasyon, katakümen, kemik kültü, Kiev, Kızlar Manastırı, Lavra Manastırı, martiryonlar, martiryonun, memento mori, Missa Ayini, Niğde Gümüşler Manastırı, Ölüler Evi, Pammakaristu Manastırı Kilisesi, pareklesion, Pechersk, San Pietro in Vincoli Kilisesi, Santa Maria del Popolo Kilisesi, sarkofaj, Silivrikapı, Sina Dağı, Son Akşam Yemeği, Theotokos Kilisesi, Türkiye, vaftiz şırıngası, Vaftizci Yahya, Vanitas, Yunanistan
Leave A Reply