- Sanat farklı diller, çeşitli biçemler geliştirmiştir. Bu dilleri kabaca hiyerarşik ve natüralist olarak ayırabiliriz. Doğada görüneni göründüğü gibi betimleme, yani natüralist dil Ortaçağ’da henüz yoktur. Ortaçağ ressamı göstergelerle çalışır. Kilise kurumu ve liturjinin oluşması, görsel betimlemenin mantığını belirler. Feodal Ortaçağ insanının yaşantısı her alanda hiyerarşiktir ve bu sanat anlayışına da yansır. Perspektif ve buna bağlı olarak kısaltılmış görünüm (rakursi), oylum, gölge-ışık, yerel renk anlayışı yok sayılacak, anlatılmak istenen hiyerarşik bir mantıkla biçimlenecekti. Boyutlar da bu hiyerarşiyi izlemek zorundaydı. Göstergelerin resim düzlemi üstündeki yerleri de bu hiyerarşi içinde belli bir dizgeyi gerekli kılmıştı. Başmelekler ve İncil yazarları ya da simgeleri olan yaratıklar düzlemin dört köşesine çoğunlukla rozet ya da çelenk gibi yuvarlak biçimlerle betimlenirdi. Çünkü kilisenin kendisi böyle bir hiyerarşik düzene göre yapılanmıştı. Bu tür bir anlayış içinde perspektif-rakursi ve oylum gibi iki boyutlu bir düzlem üzerinde yanılsama yaratarak natüralist görüntü verecek araçlara yer yoktu. Ortaçağ yapıtı, dış dünyaya öykünmez, onun yerine kendi dünyasını kurar.
- Ayakta duran İsa’nın ayaklarının dibinden doğan dört ırmak dört İncil’i betimler. Kudüs tapınakları ve Beytüllahim tapınakları Eski ve Yeni Ahit’i simgeler. Daha pek çok örnek vermek mümkün.
- Ortaçağ sanatı, Hıristiyanlığın yayıldığı ülkelerde doğmuş ve onun hizmetinde gelişmiş olan dinsel nitelikli bir sanattır. Roma İmparatorluğu 4. yüzyılda Hıristiyan dinini kabulünden sonra ikiye ayrılınca, Ortaçağ sanatı da Batı ve Doğu Hıristiyan Sanatı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Ortodoks mezhebine bağlı olan Doğu Hıristiyan Sanatı, Katolik Roma’dan farklı bir yol izlemiş ve “Bizans Sanatı” olarak adlandırılmıştır.
- Pagan dünya resim ve heykelle iç içeydi. 312 yılında Milano Fermanı’nda Hıristiyanlığı yaymak için resim ve heykel kullanılabilir dendi.
- Sanat, Bizans kültüründe tinsel dünyanın gerçek dünyaya taşınmasının, görünmezin görünür kılınmasının, söylencenin ve inancın günlük yaşamın içerisinde cisimleşmesinin bir aracı olmuştur. Bizans sanatının amacı öğretidir.
- Batı, Bizans sanatından sızan etkileri bünyesine almakla birlikte Roma’nın 4. yüzyıl geleneğini sürdürür. Latin ve Doğu etkilerini bünyesinde barındıran en iyi örnek Ravenna sanatıdır.
- Bizans İmparatorluğu’nun sanatı iki kutsal amaca yönelikti: Kilise’nin yüceltilmesi ve devletin gücünün kutsanması. Yani sanat, öncelikle Kilise’nin ve Konstantinopolis’in sanatı idi.
- Güç ve zenginliğin tek şehirde yoğunlaşması Bizans sanatını çeşitli şekillerde etkiledi:**Konstantinopolis’te kuvvetli bir artistik geleneğin doğmasına yaradı. Mesela, 12. yüzyılda yaşayan Konstantinopolis’li bir sanatçı daha önceki Bizanslı sanatçıların yapıtları ile kaplı bir yerde yaşadı ve görerek öğrendi.
**Bu şehirden sanat ülkenin en uzak köşelerine kadar yayıldı. Konstantinopolis’ten yazılar, fildişleri ve metal yapıtlar ülkenin her yanına gönderiliyordu. Konstantinopolis sanatı Bizans sanatı için standart üretti. Yerel sanatçılar yapıtlarını başşehrin artistik gelişimine göre uyarladılar.
Beytüllahim tapınakları, Bizans İmparatorluğu, Bizans kültürü, Bizans Sanatı, Doğu Hıristiyan Sanatı, Feodal Ortaçağ, hiyerarşik, Katolik Roma, Konstantinopolis, Konstantinopolis sanatı, Kudüs tapınakları, Milano Fermanı, natüralist, Ortaçağ sanatı, perspektif, rakursi, Ravenna, Ravenna sanatı, sanat
Leave A Reply