- Mobilyalar mimari maketler olmaktan çıkmış, fonksiyona dönük olmaya başlamıştır.
- Dekorasyon için burjuva ideolojisini yansıtan, etkileyici olmayan fakat işlevsel, hoş ve rahat Biedermeier üslubu Almanya ve Avusturya’da, Louis-Philippe üslubu ise Fransa’da yaratıldı.

1830-1848 yılları arasında hüküm sürmüş kralın adı ile anılan stil, sade, yumuşak hatlı, az süslemeli, daha çok koyu renk ahşabın kullanıldığı mobilyalara verilen addır. Louise-Philippe stili komodin ve masaların üstü genellikle mermer ile kaplıdır.

Burjuvazinin konforu için üretilen Biedermeier, Ampir, XVI. Louis ve İngiliz Regency stillerinden doğmuştur. Yapımında daha çok meyva ağaçlarının ahşabı kullanılmıştır. Sadelik, pratiklik, konfor ve gösterişten uzak olması tanımlayıcı unsurlarıdır. Biedermeier 20.yüzyılın fonksiyonel mobilyasının atasıdır.

Mobilya yapımında dönemin en radikal icadı Avusturya’da Michael Thonet tarafından yapıldı. Biedermeier stilinin moda olduğu dönemde mobilyacı olan Thonet, 1830’larda gemi inşa tekniklerinden esinlenerek ahşabı ısı ve su ile büküp şekil verme denemelerine girişti. 1840’lara gelindiğinde Fransa, Belçika ve İngiltere’de patent anlaşmaları yapmıştı. Sadelik, zerafet, hafiflik ve pratiklik yine gözetilen hususlardı.

Kesin hatlar içeren klasik Fransız bahçesinin yerini, doğayı öykünen, el değmemiş gibi doğal ve dağınık görünen İngiliz bahçesi aldı. Klasik tarzdaki yılankavi kıvrımların ve çalılıkların moda olmaktan çıktığı 19. yüzyılda popüler olmuş, 20. yüzyılda, ‘İngiliz bahçesi’ terimi peyzaj mimarları tarafından kullanılmaya başlanmıştır. İngiliz bahçesi dendiğinde akla ilk gelenler; doğal görünüm, çok çeşitli bitki kullanımı, renklere göre bitki gruplamaları, sebze köşesi, bahçe aksesuarı kullanımı gibi özelliklerdir.

Varşova’da, Arkadia Romantik Parkı. 18.yüzyıl sonu, 19.yüzyıl başında romantik park yapmak moda olmuş. Bu parkı Litvanya Grand Düşesi Helena Radziwill tasarlamış. Park, Nieborow Sarayı’na ait. Romantik park tanımlaması, küçük tapınaklar, gotik binalar, su kemerleri gibi antik, nostaljik parçalarla süslenmiş parklar için kullanılmış. Arkadia Romantik Parkı’da Diana’ya ait bir küçük tapınak vardı.
Romantik dönemde İtalya’ya gitmek, görmek, tercihan orada bir müddet kalmak en yaygın isteklerden biriydi.
Leave A Reply